İnsan öldükten sonra, ruhunun başka bir bedene geçmesi anlamına gelen ruh göçü; reenkarnasyon ve tenasüh gibi kavramlarla da ifade edilir. Daha çok Hint kökenli dinlerde görülen bu inanışa göre; ruh, kötülükten tamamen armıncaya kadar çeşitli bedenlerde tekrar tekrar dirilir. Ruhun tekrar dirileceği beden, bir önceki yaşamın iyilik veya kötülük derecesine göre değişiklik arz eder.

Ömrünü hayırlı bir şekilde geçirmiş olan kimse, eskiye nazaran daha iyi bir konumda tekrar dirilir, daha rahat bir hayat yaşayarak mükâfatlandırılır. Ömrünü kötülüklerle geçiren kimse ise; bitki, böcek veya hayvan olarak dirilerek diğer canlılara hizmet etmek suretiyle cezalandırılır.



Ahiret inancı olmayan, mükâfat ve cezanın yine bu dünyada verileceğine inanılan dinlerde görülen bu inanç, İslam'da kesinlikle yer almaz. Ruhun dünyaya tekrar dönemeyeceği hususu Kur'an'da açıkça beyan edilmiştir. (Mü'minûn, 23/99-100: "Onlardan birine ölüm gelince:"Rabbim! beni geri çevir, belki yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi iş işlerim" der. Hayır; bu söylediği sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır. )


İslam'da ruh göçü inancı yoktur. Çünkü islam'a göre, yapılan her türlü amelin karşılığı ahirette verilecektir. Cennet ve cehennem bunun için yaratılmıştır. Dünyadaki hiçbir mükafat cennetin sınırsız nimetlerinin, hiçbir ceza ise o şiddetli cehennem azabının yerini tutamaz.