Çeşm-i insaf gibi kamile mizan olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz

                                                  Talibi


İnsaf; kelime anlamı olarak, merhamete, vicdana yada akıl mantık kurallarına dayanan adalet demektir. Çeşm-i insaf; malum insaf gözü demektir. Bilge, yaşını almış olgunluk çağına gelmiş bir kişiye insafla bakıp, kainatın her zerresinde tecelli eden gerçek varlığın Allah olduğunu, ondan gayri hiçbir mevcudun gerçek anlamda var olmadığını görmek gibi bir mizan; yani bilgelik ölçüsü yoktur. Kişinin, kendi kusurunu noksanlığını, eksikliğini bilmesi gibi de irfan; yani İlahi sır ve gerçekleri kavrama ve anlama kabiliyeti yoktur. Zira; oldukça bilinen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur; "Nefsini (yok) bilen, Rabbini bilir." Nefsinin, yaratılmış olduğunu, aslında "la şey'” yani yok olduğunu, O’nun yüce iradesi önünde aciz, kusurlu ve eksikli olduğunu bilen Rabbinin yüceliğine boyun eğer, bu boyun eğiş, secde kalpten olursa bu hakikat bilgisine yükselişin adı nefsini bilmek ve Rabbini bilmektir ki, insanın yaratılışının asıl gayesi Rabbini bilmek ve ona kulluk bilincine ermektir.

Biz, mademki kuluz, kusurluyuz, mükemmel olamayız, yaratılmış olmamız bunun en büyük delilidir. Yani, kul her ne kadar yükselirse yükselsin neticede kuldur. Bizler onun ilminden ancak dilediği kadarını öğrenebilir, hıfz edebiliriz. Oysa, O'nun ilmine son yoktur. Bu yüzden Hak yolunda, bilmediğini bilmek irfanın başı sayılmıştır.

Allahu Teala'nın isim ve sıfatları insanda tecelli eder, fakat zati sıfatlarından tekvin sadece Allah'a mahsustur. İnsan, bir sivrisineğin karşısında bile acze düşer. Bazen, küçücük bir virüs karşısında bütün savunma sistemi çöker. Öyleyse, insan haddini asla aşmamalı, yaratıcısına karşı daima muti ve mütevazı olmalı, kendini ihtiyaç, fakr-u zaruret içinde görüp, her hal-u karda Rabbinin karşısında boynu bükük, eli bağlı bir köle gibi olmalıdır. 

İşte, kulun kendi noksanını bilmesinden daha büyük bir irfan yani bilgelik yoktur. Şair, yukarıdaki beyitte bu hakikati anlatmak istemiştir.

Alıntıdır.