Kadınlar mahfilinde Cuma namazı kılan kadınlardan bir görüntü.
Merhabalar.

Uzun zamandır hiç bir konuya el atamıyorum. Blog sayfamın yayın alanını biraz genişleterek; İslam dini, dinler tarihi, felsefe, kültür ve sanat yayınlarına ilaveten her türlü gündem, güncel ve haber konularına da artık blog sayfamda yer vermek istiyorum. 

Evimde takoz duvar takvimi kullanma alışkanlığım vardır. Her sene Diyanet İşleri Başkanlığı'nın duvar takviminden alırdım.  Geçen yıl bu kurumu protesto ettiğim için, duvar takvimini almamıştım. Ama bu sene yine bu kurumun duvar takvimini almaya karar verdim ve şu anda evimde bu duvar takvimini kullanıyorum. 

Takvimin giriş sayfasında : "1972 yılından itibaren yayımlanmaya başlayan Diyanet Takvimi her yıl kendisini yenileyerek daha iyi bir seviyeye ulaşmanın gayretindedir. Bu yıl da, içerdiği muhteva zenginliği yanında, tasarım ve görselliği ile okurların hizmetine sunuldu." şeklinde bir önsözü de ihmal etmemişler.

Henüz asıl meseleye gelmeden Diyanet taraftarı olanlar beni şiddetle eleştireceklerdir. Hatta belki de dinin, diyanetin düşmanı olarak bile göreceklerdir. Ama doğruları ve gerçekleri söylemeyen, haksızlıklar karşısında susan "dilsiz şeytandır" diyen de yine bu din ve Diyanet değil midir?

Malumunuz olduğu üzere çok yakın bir zamanda, Diyanete yöneltilen malum bir soruya, malum bir şekilde cevap veren Diyanet İşleri Başkanlığı'nı yerden yere vurdular. Söz konusu soruyu internet sayfasından çeken Diyanet, soruyu çekmekle birlikte hatasını da kabul etmiş oldu.

2016 yılı duvar takvimi, eski yıllara göre formatı ve içeriğiyle büyük bir değişikliğe uğramakla birlikte sorularla başı zaten dertte olan Diyanet, 2016 yılı duvar takviminde de "SORU-CEVAP" bölümüne yer vermiş. 12 Ocak Salı günkü takvim yaprağının arkasındaki soru-cevap bölümünde yer alan soru aynen şöyledir: "Erkekler Cuma namazından çıkmadan bayanlar öğle namazını kılabilir mi?"  Soruyu yöneltmiş olan vatandaşımıza bir diyeceğimiz yoktur. Çünkü geleneksel İslam öğretilerine göre Cuma namazı, sadece erkeklere has kılınmıştır. Neden? Müslüman bilginlerin bu konudaki gerekçelerinin başında "Cuma namazına gelen kadınların fitne zuhuruna sebep oldukları veya olabilecekleri", iddiası gelmektedir.

İslamiyet bütün insanların dini olup, evrenseldir. İslam'ın tekliflerinde kadın ve erkek cinsleri arasında ayırım yoktur. Mümin kadınlar, tıpkı mümin erkekler gibi, Cenab-ı Peygamber zamanında kendilerine farz kılınan namazları Mescid'de cemaatle kılmışlardır. Emeviler devrinden itibaren, yani Hilafetten saltanata geçişle birlikte İslam'ın kadınlara verdiği haklar yavaş yavaş geri alınmaya, kadın cinsi İslam'dan önceki durumuna döndürülmeye çalışılmıştır.

Konunun daha iyi anlaşılması için, Kur'an'ı Kerim'in Cuma suresinin, Cuma namazı ile ilgili 9. ayetin mealinin açıklamasına bakalım: "Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığında hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu sizin için daha hayırlıdır."  Yüce dinimizin ibadetlerle ilgili hükümleri geneldir, kadın erkek arasında ayırım yapmamaktadır. Cuma namazı ile ilgili ayette kadın erkek ayırımı yapılmamış "Ey iman edenler!" genel ifadesi kullanılmış, bütün müminlere seslenilmiştir.

Gelelim Diyanet işleri Başkanlığı'nın bu soruya verdiği cevaba: "Kadınlar ve kendilerine Cuma namazı farz olmayan hasta ve benzeri kimseler vakit girdikten sonra, imam Cuma namazını bitirmeden önce kendi evlerinde öğle namazını kılarlarsa bu namaz geçerli olur. "

Diyanet işleri Başkanlığı verdiği cevapla, aynen Emeviler'in yaptığı gibi kadınları ikinci plana itmiş ve onları Cuma namazından muaf tutmuştur.

İslam'ın şari'i Allah'tır. Diyanet'in vazifesi ise, Şer'edilen ahkamı ve esasları açıklamak, sistemleştirmek ve yaşanılan çağın ihtiyaçlarına cevap verecek düzeyde ortaya koymaktır. Yoksa, kıyas ve içtihat yoluyla ne bir ibadet farz kılınabilir, ne de farz kılınmış bir ibadet kaldırılabilir. Bu durumda, Cuma namazını, bazı mükellef müminlere farz saymayan Diyanet, Allah'ın hak ve yetkisine, kendilerinden ibadeti iskat ettikleri müminler topluluğunun ibadet haklarına tecavüz etmiş olmuyor mu?

Selam ve dualarımla

AÇIKLAMALAR
Şari:Şeriat koyan, Allahu Teala Şari'i Mübindir. Dinleri gönderen ve değiştiren O'dur. Şeriatı meydana koyan, teşri eden.
İskat: Düşürme, düşürülme.
Şer: Şeriat, Allah'ın emri, Kur'an, sünnet, icma-i ümmet, kıyas-ı fukaha ile tespit edilmiş temeller.