Motiflerin Dili


Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz Nuh-u Nebi'den kalma orijinal bir gömme dolap kapağıdır. Eski kargir kerpiç yapılı evlerin dış ve iç duvar kalınlığı 50 cm. ye yakındır. Hal böyle olunca evlerde muhafaza altına alınması gereken kıymetli eşyalar için duvarın kalınlığından istifade edilerek dolap yerleri bırakılırdı. Kimileri marangozlere ahşap dolap yaptırıp duvara gömerek monte ederlerdi. Bu dolapların kapaklarına da fotoğraf karesinde gördüğünüz gibi oyma motifler yapılırdı. Bu dolap kapağındaki motifler düz ve oluklu  iskarpela bıçağı ile işlenmiş olup, hangi medeniyetin ve kültürün mirasıdır araştıramadım. Ama büyük bir ihtimalle Arnavut işi gibi geliyor bana.

Bu dolap kapağının hikayesine gelince imalat yılı ile ilgili kesin bir bilgim olmamakla beraber, 1986 yılında istimlak edilerek yıkılan bir akrabamın evine aittir. Söz konusu evin ise, 1930 ya da 1940'lı yıllarda inşa edildiği büyüklerimiz tarafından söylenmektedir. 

Bu dolap kapağına bakan herkes kendine göre birşeyler görecek. Ben de kendime göre gördüklerimi yorum yazarak paylaşacağım. İlgisini çeken blogger arkadaşlarımda gördüklerini, hissettiklerini ve duyguları ile birlikte dolap kapağındaki motifin de hangi çiçeğe benzediğini bizlerle paylaşırlarsa memnun olurum.

Yorum Gönder

11 Yorumlar

  1. Ben Kasımpatıya benzettim doğrusu. Tek kelimeyle harika bir işçilik.

    Şu an Trakyada rahmetli anneannem ve dedemin boş kalan evlerinde kalıyorum. Bahsetiğiniz türden taş örme bir ev ve duvarları çok kalın olduğu için bu evde de gömme dolap var.

    Eskiler hep daha bir güzel..

    Sevgi ve saygılarım sizinle sevgili Recep bey..

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar Mavi Tutku, Hoş Gelmişiniz!

    Ziyaretiniz ve o güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    insan, eskilerin değerini eskidikçe biliyor. Yaş ilerledikçe, hep geriye doğru bir özlem oluşuyor.

    Selam ve dualarımla, en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar,

    Bazılarımız için belki de hiçbir şey ifade etmeyen bu dolap kapağının dili olsa da şahit olduğu dört duvar arasındaki mekanda geçenleri bir anlatabilse.

    Yaşlı bir karı koca ile engelli yetişkin kızlarına mekan sahipliği yapan bu evde, çiftin diğer çocukları ve torunları hiç eksik olmazlardı.

    Fotoğrafını gördüğünüz dolap kapağı hem oturma odası, hem yemek odası, hem de misafir odası gibi kullanılan bir odada bulunmaktaydı.

    Ona değen eller ve zaman boyasını aşındırdıysa da yine ona değen eller tarafından yeşile boyanmıştı.

    Mavi Tutku'nun da benzettiği gibi üzerindeki oyma çiçek motifi kasımpatına benziyor. Ama onu oraya nakşeden usta hangi çiçek olarak nakşetmiş, bilinmez.

    YanıtlaSil
  4. Kimbilir nelere açıldı,nelere kapandı,nelere aralandı bu güzel,heybetli kapı.Kimbilir kaç kişi tedirginlikle açtı,kaç kişi emniyetle.Şimdi yerini yenisi aldı.Ömür de bir kapı değil mi.Kimine dar,kimine geniş.Rahmetin en büyüğü dar kapılar ardındaymış.Dar kapılarımız olsa da Allah yüreğimizi genişletsin,ferahlatsın.
    Kendi kapattığımız kapılar var bir de.İçeriye almak istemediklerimiz.Kilit vurduklarımız.Vurulan kör kilidi zorlayanlara rağmen,kapının ardında kalanlar.Hayatımızdan uzak durmasını istediklerimiz.En tılsımlı sözlerle bile tekrar o kapıyı açamayacaklar..Yeni kapılar açmalı o halde , kaybettiklerimizin peşine düşmekten vazgeçerek.Gerçekle yüzleşmeye cesaret gerek.
    Sevgiyle çaldığınız tüm kapıların ardına dek açılması dileğiyle…

    YanıtlaSil
  5. Merhabalar Ebruli Kardeşim, Hoş Gelmişiniz!

    Ziyaretiniz ve o güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Öyle güzel ve içten yazmışınız ki, çok etkilendim ve duygulandım. Anlatmak isteyip te anlatamadıklarımı siz ne güzel anlatıvermişiniz. Çok teşekkür ederim. Kaleminize ve o güzel duygulu sözleri yazdıran yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
  6. Hayatta itibar ettiğiniz ama çok yanıldığınız insan oldumu sevgili Recep bey?

    Ebruli hanımın yazısını okuyunca aklıma geldi hayatımın bir kesidi, o yüzden sordum. Hani ne ahkamlar keserler, zannedersiniz ki ne kişilikli, ne şahsiyetli insan, oysa bir arka dünyaları vardır ki yaradan dan utanır insan.

    Kapılarınızı sonuna kadar açmışsınızıdır oysa, kasımpatılı kapılarınızı.
    Ah neler aklıma geldi neler..

    Sevgilerim saygılarımla..Allah razı olsun ki beni emanet ettiğiniz o en güzele ben de sizi emanet ediyorum Recep bey.

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar Mavi Tutku, Hoş Gelmişiniz!

    Ziyaretiniz ve göründüğü gibi olmamakla birlikte kendini eşref-i mahlukattan sayan insanlara yönelik sitemkare yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    Evet, hayatta itibar edip te yanıldığım insanlar oldu ne yazık ki!.. Ben, herkesi kendim gibi gördüm ve çok acı olaylar yaşadım. Ben bu blog olayına bu nedenle çıkmıştım ve yazdığım şiirlerimin bir çoğunda bu konuyu işlemiştim.

    Ama işte insan sevgisi hep ağır bastığı için bu sevgiden doğan merhamet çektiğimiz acıları silip süpürüyor ve Mevlana Hazretlerinin felsefesi doğrultusunda bizler de "ne olursan ol gel, kapımız açık" diyoruz.

    Selam ve dualarımla birlikte sizi en Güzel'e emanet ediyor ve saygılarımı sunuyorum.

    YanıtlaSil
  8. Kendini eşref-i mahlukattan sayan insanlar.. Ne güzel yazmışsınız.. Tamda bu türlerden bahsetmiştim.
    Bunlardan hep var çevremizde, hala aldanıyoruz...insan ne kadar bir daha yapmayacağım etmeyeceğim, güvenmeyeceğim desede gene de yanılıyor..eskisi gibi yanılmamak dileğiyle..

    Mevlana ne büyükmüş..o zamanlar insan olamayanları insan etmek daha mı kolaymış acaba.. İnsanların mezhepleri bu günkü kadar geniş, utanmaz arlanmaz değillermiymiş acaba.
    Şimdi insana doğruyu göstermek ne kadar zor..siz kötü oluyorsunuz sonunda.

    Cumamız mübarek olsun sevgili Recep bey. Beşeriz şaşarız, Allah şaşırtmasın yanımızda olsun..

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar Mavi Tutku, Hoş Gelmişiniz!

    Ziyaretiniz, temenni ve dualar ihtiva eden ve isabetli tespitlerinizle dolu yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    Mevlana zamanında kötü insan olmanın da bir onuru, haysiyeti ve şerefi vardı. Bu devranın kötülerinde böyle şeyler asla yok!

    Mevlana Hazretleri bu devranda yaşamış olsaydı, belki de "ne olursan ol gel!" demiyecekti. Bunu ancak Allah bilir.

    Cumanız mübarek olsun. Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  10. gerçekten çok güzel bir sanat eseri... değerini yıllar da biçmiş ki bu eserin ona çok büyük zarar vermemişler... ne kadar güzel bir işçilik ve desen... böyle çalışmaları görünce, içim burkuluyor.. kimbilir sessizce nelere şahit olmuştur diye...

    YanıtlaSil
  11. Merhabalar Emine Öztürk, Hoş Gelmişiniz!

    Ziyaretiniz ve o güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    İnsan yaşlandıkça, anıları hatırlamak babından hep geriye doğru bakıyor. Nostalji bizleri avutuyor.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun efendim, saygılarımla.

    YanıtlaSil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*