“Şiir, kelimelerle güzel şekiller kurmak sanatıdır, başka bir şey değildir. Ama kelime nedir? Annedir, dosttur, kadehtir, hasrettir, hayaldir, yani bir manası, bir çağrışımı, bir gölgesi, hatta bir rengi ve tadı olan nesnedir. Kelime, insanoğlundan haber verir. İnsanoğlunu işlemek her sanatkarın boynunun borcudur. İnsanoğlu, dünyanın en zengin madenidir. Kelime dedik ama kelime boş bir kalıp değil ki; şairin hisleri, fikirleri, hayalleri dünya görüşü, felsefesi, her şeyi şiirde belli olur.

Şu var ki kelimeleri tanımak, sevmek, okşamasını bilmek lazım. Hangi kelime hangi kelimeyle yanyana geldiğinde nasıl bir ışık peyda olur? Bunu bilmek lâzım. Mallarmé'nin «Şiir, kelimeler dinidir.» demesi bundandır. Öyledir de.  Ata binmek, ok atmak, elbise dikmek, kundura yapmak, hattâ boyamak ne ise şiir de odur, yani ustalık ve ihtisas işi. En zengin bir malzeme, kötü şairin elinde berbat olur gider. Tıpkı harikulâde bir İngiliz kumaşının kötü bir terzi elinde heba olup gitmesi gibi. Sanat, terzilikte olduğu gibi, makas meselesidir. Makasdar olmak lazım.”

(Cahit Sıtkı Tarancı, Şiir Sanatı, istanbul 1989)