İslami terminolojide bu bayramın adı, "Iyd'ul-Fıtır" yani Fıtır bayramı'dır. Kelimenin kök anlamları arasında her ne kadar, oruç açmak ve kahvaltı yapmak olsa da Fıtır bayramı, "fatr"la, fıtratla yani yaratılışla irtibatlıdır. Tıpkı, halk arasında "Fitre" tabir edilen "Fıtır Sadakası"nın kök anlamı gibi.

Var olduğumuza; yokluk karanlıklarından varlık alemine getirilişimize; varlık mertebeleri arasında da en üstünü olan insan mertebesine yükseltilişimize bir şükür olarak, nasıl "kişi başı" ayrı bir sadaka veriyorsak; işte bu bayramı tam da bunun için yapıyoruz. Haşa, Ramazan'dan ve açlık günlerinden "kurtulduğumuz" için değil.

Fıtır sadakası, yani fitre, nasıl bir yaratılış sadakası ise, Fıtır bayramı da insan olarak var kılındığımıza ve bin bir güzellikle donatıldığımıza şükretmenin bir şölenidir. Çünkü tüm yaratılmışlar gibi insanoğlunun yaratılması tam bir lütuftur.

Fıtır bayramı doğuş, bu âleme doğmakla alakalı olan bayram olup, halk arasında şeker ya da Ramazan bayramı olarak adlandırılır ki, bu bayramı şeker, Ramazan isimleriyle ifade etmek yanlıştır. Çünkü Ramazan oruç ayı olup, oruç aylık bir ibadettir. Nasıl ki günün beş vakti ile namaz kayıtlı ise, ömür vakti ile hac kayıtlı ise, yıl vakti ile zekât kayıtlı ise, Ramazan da oruçla kayıtlı bir aylık vakittir. Bu sebepten Ramazan, bayram değil, oruç ayıdır. 

Eğer bayram ay ismi ile ifade edilecekse, Şevval ismi ile ifade etmek icap eder. Velhasıl Fıtır bayramını hemen oruç ayının arkasından gelen ayın başında olmasından dolayı Ramazan bayramı, bayramlarda tatlı yenilmesinden dolayı şeker bayramı olarak ifade edilmesi çok ucuz, yüzeysel ve tefekkürden mahrum bir ifade olup, bayramların ledduni hikmetinden gaflet ve cahil olunmasının beyanı olduğu gibi, zahiri anlamı itibarı ile de tutarsızlıktır.

Şeriata göre Fıtır bayramı, fıtır sadakasını verdikten sonra kutlanılan bayram olduğu için, fıtır sadakası muhakkak bayram namazından önce verilmesi gerekir. Fıtır, doğuş yani bu aleme doğup ta hayatta olmakla alakalı ifade olduğundan, hayatta olup yaşayan bir kulun vücudunun sadakasıdır. Bundan dolayı bu yeryüzü alemine doğan bir günlük bebeğin dahi fıtır sadakası verilir. Yani fakir veya zengin, bu alemde hayatta olup yaşayan herkesin vermekle yükümlü olduğu vücudun sadakasıdır.

Bu itibarla fıtır sadakasının hesaplanması, zekattaki zenginlik hesabı gibi olmayıp, Cenabı Hakk’ın bir kimseye verdiği vücudunun hacmi ile eş değerdeki bir topraktan elde edilecek arpa, buğday veya üzüm hurma vb. mahsul ile ölçülerek yapılır. Mesela, bir insan bedeni kadar topraktan elde edilecek arpa buğday, o zamanın fiyatları ile kaç para ederse, o yılın fitre bedeli odur ki, bu hesaplamaya göre bir insan vücudu kadar topraktan yaklaşık 2,9 kg arpa, 1.5 kg buğday, 2.9 kg üzüm ve hurma elde edilebilir kabul edildiği için, bu miktarlardaki arpanın, buğdayın, üzümün, hurmanın vb. mahsulün o zamanın fiyatlarıyla kaç para ederse, arpaya buğdaya vb. mahsule göre verilecek o yılki fitre bedeli o’dur. Fakat her infakta olduğu gibi bu hesaplamalarla sınırlı kalınmayıp, istenilen oranda daha kıymetli mahsuller temel alınarak daha fazla da verilebilir. Yani fıtır sadakası yaşayan bir kulun vücut varlığının sadakası olup, zenginler tarafından fazla, fazla verilebildiği gibi, fakir muhtaç olan müminlerin de bir zeytin tanesi de olsa, bir bardak su da olsa fitre niyeti ile muhakkak vermeleri gereken sadakadır.

Yarın arefedir. Ramazan ayının son orucunu tutacağız ve ertesi günü Şevvalin birinci ve aynı zamanda Fıtır bayramının da birinci günüdür.

Bu bağlamda; güzellik, birlik ve beraberlik dolu, her zaman bir öncekinden daha güzel ve daha mutlu, tüm sevdiklerinizle birlikte bir Fıtır bayramı geçirmenizi can-ı gönülden diliyoruz. 

Recep Altun ve Ailesi