Eskiden eş, dost, akraba arasında elinde olan ihtiyacı olana çok rahatlılıkla parasal yardımı yapardı. Bu dönemde kimse kimseye güvenemediği için, tanıdık insanlar arasında söz konusu para alış-verişi yapılmıyor. Bu nedenle paraya ihtiyacı olanlar da bankalara başvurmak zorunda kalıyor.  Bu bağlamda, bankalardan aldığımız kredi kartlarının,  ya da yine bankalara başvurarak çektiğimiz bireysel tüketici kredilerinin,  çoğu eş, dost ve akrabadan daha  iyi bir dost olduğundan da bahseder hale geldik. Ben bu konuya çok şahit oldum. Bir sohbet esnasında cüzdanındaki  kredi kartını çıkararak eline alan bir tanıdığım: “İşte, benim eşim de, dostum da, akrabam da bu kart; ne zaman ihtiyaç duysam, hiç ikiletmez ve ihtiyacımı o anda görür, sıkıntımı da o anda giderir” demişti.

Türkiye’nin bu hale geldiğini bilen yerli ve yabancı bankacılar da insanlarımızın bu durumundan faydalanmak için  birbirleri ile yarışır hale geldiler, bu bağlamda ülkemiz de kaç tane yabancı sermayeli banka var saymakla bitiremezsiniz.

Kolay kazanç kapısı olarak görülen tüketicilerin gerek kredi kartı, gerekse bireysel tüketici kredi taleplerinde akla hayale gelmedik masraf çeşitleri göstererek insanlarımızın sırtından haksız kazançlar elde etmektedirler. Bunu da her hizmetin bir bedeli vardır diye elde ettikleri haksız kazançlarını meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar.

Banka kredisi kullanan tüketicilerden “dosya masrafı, ekspertiz, kredi tahsis değerlendirme ücreti gibi bedellerin müzakere edilmeden alınmasının yasal olmadığı”na dair alınan kararlardan sonra birçok tüketicinin hakem heyetlerine başvurmak üzere bankalarından talep ettikleri masraf belgelerine bankalar fahiş fiyatlar çıkartarak adeta tüketicinin hak arayışına engel çıkarıyorlar.   


Bankaların yasal olarak vermekle zorunlu oldukları söz konusu belgeler üzerinden fahiş fiyatlar talep ederek, tüketicinin hak arayışlarının önünü kesiyor, bankaların bu ayıplarını temizlemeye çalışan heyet ve mahkemelerin yaptıkları masrafları ise,  devlet cebinden ödemek durumunda kalıyor.

Bu ülkenin daha öyle çok sorunları var ki, zavallı vatandaşlarımız her yerde itiliyor, kakılıyor ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz kurum ve kuruluşlar tarafından da söğüşlenmeye devam ediliyor, devlette bu soyguna ses çıkarmıyor.

Recep Altun