Amerika'da bulunduğum esnada (1966), Mısırlı bir kadın, kadınların hayızlıyken oruç tutması hakkında fikrimin ne olduğunu sormuştu. Hemen Kur'an'ı zihnimde taradım; aklıma Kur'an-ı Kerim'in "hasta olanınız hastalığı sayısınca başka günlerde orucunu tutar"(1) anlamındaki ayet-i kerimesi geldi ve hayızlı kadın oruç tutabilir, cevabını verdim. Kadın da kabul etti. Çünkü Kur'an'da 'hasta olan' tabiri kullanılıyor. Bu erkeğe de kadına da şamildir. Eğer hayızlı kadın, oruç tutamayacak kadar rahatsız ve hasta oluyorsa tutmaz. Bu kendi takdirine ve sıhhatine aittir. Burada mutlaka tutamaz, tutarsa günaha girer, anlamına gelmeyeceği gibi, tutması farzdır, anlamına da gelmez. Tutabilecekse tutar veya tutamayacaksa tutamadığı günleri başka bir gün tutar. Bunlar kaza sayılmaz. Zira, tutamayacak durumda ise fiilen şart tahakkuk etmediği için farz olmamış, başka zamanda tutmak üzere şartlı farz olmuş sayılır. Diğer günlerde oruç tutmak farz olmadığı için gücü yettiğinde gününe gün tutabilir.
Şunu müşahede ettim ki, ramazandan sonra kadınlar hayızlı günlerinde tutamadıkları oruçları tutmakta zahmet çekiyorlar, bazen ertesi seneye kalıyor ve birikiyor. Ayrıca ramazan orucu toplumsal bir ibadettir. Bütün ev halkı, mahalle halkı tutuyor. Onların içinde yiyip içmek bazen zor oluyor, günü hiçbir şey yemeden geçiren olabiliyor. Toplumsal ibadetlerin topluca yapılmasında daha çok kolaylık gösteriliyor. Hz. Peygamber'den zamanımıza kadar medeniyet ilerledi, yemekte, giyimde kolaylıklar ortaya çıktı. O dönemlerde kadınların hayız hâlinde nasıl korunduklarını bilemiyoruz, herhalde çok sıkıntı çekiyorlardı. Şimdi ise, korunmaları için her türlü kolaylık ve imkan ortaya çıkmıştır. Hayız hususunda dinî hükümlerde kadınlara o zaman gösterilen kolaylıkları kaldırmak istemiyoruz. İsteyen aynı kolaylıkları sürdürebilir. Ancak isteyen kadın da bugünkü kolaylıklardan istifade ederek dinî hükümleri yerine getirebilir.
Bir dinî hükmü zamanında yerine getirmek, onu başka bir zamanda yapmaktan çok daha kolaydır. Ayrıca borç altında kalmak insanı rencide eder ve üzer. Hâlbuki insanın her zaman hür olması için borç altında bulunmaması gerekir. Bu hem maddi hem de manevi borçta böyledir. Hayızlı kadınlara ait fıkıh hükümleri yeniden gözden geçirilip Kur'an'a göre değerlendirilmelidir. Kur'an'da erkeklerin hayızlı kadınlarla cinsî münasebette bulunamayacaklarına dair bir emir olmasına rağmen, Hz. Peygambere isnat edilen bir hadiste, hayızlı eşiyle cinsî münasebette bulunan kocanın, bir fakire ilk gününde bir dinar, sonraki günlerde ise yarım dinar altın para vermesi emredilmiştir ki, bu büyük kolaylık sağlayan bir yorum sayılır.(2)
Prof. Dr. Hüseyin Atay
Kur'an'a Göre Araştırmalar-I
(1) Bakara 2/185
(2) Ebu Davud ve Şerh-i Bezlul-Mechud, 2/278, Kurtubi, el-Cami Li Ahkami'l-Kur'an, 3/87. Ebu Hanife Malik, Şafi'i, Rabia, Said b. Yahya, Allah'tan mağfiret diler ve başka bir şey gerekmez, demiştir. Kurtubi aynı yer.
6 Yorumlar
Recep Bey merhaba,
YanıtlaSilPaylaştığınız Prof Dr. Hüseyin Atay'a ait dini hükümleri ilgilendiren konulu paylaşımınızı, kimine yorum yazamasam da dikkatle takip ediyorum. Ancak Hocamızın belirttiği hükümleri akla mantığa uygun olduğunu düşünmekle birlikte bazı konularda, alışılmışın dışında hükümler olması hasebiyle merak uyandırıyor.
Ben teşekkür ediyorum bu yazı dizisi için emeğinize sağlık.
selam ve saygılarımla..
Merhabalar Hanife Mert, Hoş Geldiniz!
YanıtlaSilBlog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili düşünce ve görüşlerinizi içeren değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Efendim, haklısınız. Ben 1000 yıldır diyorum ama tam bu süre ile ilgili kesin bir bilgim olmamakla beraber yüzyıllardır namaz, oruç, haç, kadınların durumu vs. ibadetlerle ilgili
söylene gelen şeylerin birden öyle olmadığını öğrenmek tabi hepimizin kafalarını karıştırmakta ve tereddütler oluşturmakta.
Gayret bizden, Tevfik ve Hidayet Allah'tandır.
Selam ve dualarımla.
Hayırlı günler recep bey.
YanıtlaSilÇok zor ve içinden çıkılmaz bir konu bu
Şimdi yanlış anlamadı isem hayızlı iken oruç tutulur diyorsunuz
ya tutulmazsa ne olacak .
Saygılar:)
Merhabalar Bir Kase Lezzet, Hoş Geldiniz!
YanıtlaSilZiyaret ve konu ile ilgili görüş ve düşüncelerinizi içeren değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Efendim zaten Kur'an diyor ki: "Hasta veya yolculukta olan tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun. Allah, size kolaylık ister, zorluk istemez." İşte bu kadar.
Bu ayeti inceleyin "hayızlı kadınlar" demiyor, "hasta kadınlar" demiyor. Buradaki hastalık hem erkek, hem de kadınlara şamildir. Eğer hayızlı bir kadın kendini oruç tutacak kadar iyi hissediyorsa, onun bu rahatsızlığı oruç tutmasına mani değilse orucunu tutabilir. Eğer kendini oruç tutamayacak kadar halsiz ve rahatsız hissediyorsa, o zaman da başka günler de tutarak tutamadığı oruçlarını telafi edebilir. Cenab-ı Hakk, bizlere zorluk değil, kolaylık istiyor ne güzel değil mi?
Ha, siz 1000 yıllık bir geleneği terk edemem diyorsanız, o da sizin takdirinizdir.
Selam ve dualarımla.
HAYIRLI AKŞAMLAR RECEP BEY,
YanıtlaSilBENE YAZILARINIZI BİR KAÇ GÜNÜR TAKİP EİYORUM
YORUM BIRAKMAIM ÇÜNKİ BU KADAR BASİT DEĞİL BAZI ŞEYLER NE YAZIKKİ
BU ARALAR ÇOK YOĞUNUM O YÜZDEN İLGİLENEMİYORUM AMA DAHA SONRA DETAYLI CEVAP LAR VERMEK İSTERİM
GEREK BU GÜNKİ YAZIYA GEREK ORUÇ HAKKINDAKİ YAZIYA
BUNLAR ÇOK TEMKİNLİ KONUŞULMASI GEREKEN ŞEYLER
BİR PROFUN YADA BİR HOCANIN SÖZLERİNE BAKILARAK HÜKÜM VERMEK NE KADAR DOĞRU OLABİLİR BİLMİYORUM
KATILIRSINIZ YADA KATILMASSINIZ
ACİZANE BENİM DÜŞÜNCELERİM BÖYLE
ALLAHA EMANET OLUN
Merhabalar Seyyah Gül, Hoş Geldiniz!
YanıtlaSilBlog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi içeren değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Elbette söz konusu hocanın görüşlerine katılmayabilirsiniz. Herşeyin en doğrusunu Cenab-ı Hakk bilir.
Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*