Böyle suni ve yapmacık birtakım işler ve zorlamalarla dini yenmeye çalışan kimse, dine yenik düşer.

Hadis-i şerifte, beş vakit namazın bu vakitlere tahsis edilmesi, farz namazların en faziletli bedeni ibadet sayılmalarından anlaşılmaktadır.(26)  Daha açık olarak anlatmak istersek şunu söyleyebiliriz: Herhangi bir kimsenin, dinin koyduğu hükümleri az, hafif görüp kamil ve iyi bir müslüman olmak için emredildiği kadarını yapmanın yeterli gelmeyeceğine inanması ve kendisinin daha çoğunu, daha ağırını veya sertini yapabilecek güçte olduğunu düşünmesi, sonra da tutup dinin hafif ve kolay hükümlerini ağırlaştırarak, çoğaltarak yapmaya, kendisine tatbik etmeye koyulması ve başkalarını da kendisi gibi hareket etmeye teşvik etmesi veya zorlaması yanlıştır. 

Dinin getirdiği hükümlerin üstüne fazlasını ekleyerek ve onları sertleştirerek başkalarından daha çoğunu yapmak suretiyle üstün olmaya çalışan kimse, dinin bütün hükümlerini her zaman gereği gibi, yerli yerine ifa etmekten aciz kalır. Böylece bitkin ve mecalsiz düşer. Çünkü, yüce Allah dini, insanın rahatlıkla yapması için onun tabiatına ve yaratılışına uygun olarak vaz etmiştir. İnsan tabiatını zorlayarak dini hükümleri sertlikle ve haddi aşarak sınırları dışına taşıran kimse, dini hakiki mecrasından dışarı çıkarmış olur. Böyle suni ve yapmacık birtakım işler ve zorlamalarla dini yenmeye çalışan kimse, dine yenik düşer. 

Hz. Peygamberin dini yenmeye kalkışanın dine yenik düşeceğine dair ifadesi çok önemli ve dikkat çekici olmalıdır. Dini hükümleri zorlaştıran, onları uygulamada zorluk çıkaran kimsenin, sanki dine karşı savaş açmış bir insan gibi tasvir edilmesi, sonunda savaşta yenilenler için kullanılan, mağlup olur ve yenik düşer gibi tabirlerle anlatılması, böyle bir kimsenin dini açıdan kötü bir durumda ve mevkide olduğunu gösterir. Oysa dini zorlaştıran kimse, cahillerin gözünde daha iyi ve kamil bir müslüman gibi görünse de gerçekte iyi bir müslüman olma niteliğini yitirebilir. Aynı zamanda dini başkasına ağır ve sert göstermiş olacağı için dinin aleyhine davranmış olur. Yabancı bir kimse, ancak bu şekilde dindar olunabileceğini zannederek dinden soğuyabilir. Bu gibi kimselerin davranışları, dinin aleyhinde en etkili propaganda olur. Bunlar sevap kazanacağım derken günah işlerler.

(26) Ahmed b. Muhammed Kastallani (851-923K / 1447-1517m), Şerhul-Buhari, c.l, s.22, Şuruh-Buhari, c.l, s.207.

Prof. Dr. Hüseyin Atay
Kur'an'a Göre Araştırmalar-II