Merhabalar.

Sabah ezanları okunuyor. Saat şu anda 05:18. Uyku tutmadı. İyi ki de tutmadı, yoksa sabah namazlarını hep kaçırıyorum. Zaten bu aralar diğer vakit namazlarını da hep aksatıyorum. Allah'tan hayırlısı. Hani bir söz vardır "iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır" diye. Ne dersiniz? Ben bugün iğneyi kendime batırmakla işe koyulacağım. Hani bir söz daha vardır. "Allah'ın bildiğini kuldan saklamamak" diye. Bence her zaman dürüst olmak ve başkalarıyla birlikte kendimizi de kandırmamak gerekiyor. Daha önce de ara ara her vaktini kılmaya çalıştığım namazlarımda bir türlü tertip sahibi olamadım. 2006 yılında tekrar tertip sahibi olarak başladığım namazlarımı şu son zamanlarda yine aksatmaya başladım. 

Namaza hep hırsızlık yaptım, namazlarımı kılmamak için her bahaneyi kullandım. Yüce kitabımız Kur'an'da da Bakara suresinin 45. ayetinde namazın insan nefsine ağır geldiğinden şöyle bahseder: "Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir." Bu bağlamda insan nefsine, bırakın namazı; saymakla bitiremeyeceğimiz daha nelerin ağır geldiğini düşünmek bile istemiyorum.

İslam'ın beş şartından biri olarak sayılan namaza (tertip sahibi olanlar müstesna) hırsızlık yapmayanımız  ve onu aksatmayanımız yoktur. Sonuç olarak namaz ibadeti nefsimize hep ağır gelmiştir. Ben bunu bizleri yaratan Allah'a olan inancımızın zayıflığına yorumluyorum. Tam ve kuvvetli bir iman üzere olmuş olsaydık, İslam'ın beş şartından biri olan ve Allah'ın yarattığı kullarına farz olarak buyurduğu namazlarımızı asla aksatmadan kılmaya devam ederdik.

Kurban kesmek, hac farizası esnasında yapılması gereken dini ibadetlerinden biri olmakla birlikte diğer İslam ülkelerin durumlarını bilmiyorum ama, ülkemizde gücü yetsin veya yetmesin her aile kurban kesmek için bütçesini zorlar ve kurbanını keser. Ama her nedense aynı hassasiyeti namaz kılmak da ve zekat vermek de göstermez. Oruç ibadetinde de müslümanların oruç farizasını yerine getirmek için gösterdikleri önem ve itinayı aynı şekilde namaz ibadetinde göstermezler.

Sözü fazla uzatmadan dürüstçe şunu söylemek istiyorum. Namazın mahiyeti ve diğer hususiyetleri ayrıca tartışılır. Ama hepimizin farz kabul ettiği beş vakit namazı kılmamak için, ya da namaza hırsızlık yapmak için elimizden geleni yapıyoruz. Neden? Ben bunu iman zayıflığına bağlıyorum. İman zayıflığı ne demek? Ben iman zayıflığını iki noktadan ele alarak incelemek istiyorum. Biri Allah'ın varlığı ile ilgili (Allah'ın olup olmadığı) diğeri de İslam dininde yer alan başta namaz olmak üzere tüm ibadetlerimizdeki tereddütler. 

İman zayıflığındaki en tehlikeli nokta Allah'ın varlığı ile ilgili olup, Allah göstermesin, bu zayıflık insanı ya şirke götürür, ya da tahkiki iman yoluyla Allah'a olan inancı sağlamlaştırarak haliyle imanı kuvvetlendirir. Ben zaman zaman hem Allah'ın varlığı, hem de ibadetlerle ilgili tereddütler arasında gidip geliyorum. Taklidi imandan tahkiki imana geçmek suretiyle Allah'a olan inancımı sağlamlaştırmak ve imanımı kuvvetlendirmek için elimden geleni yapıyorum. İbadetler konusundaki tereddütlerimi de gidermek için, İslam alimlerinin bu konuda yaptıkları çalışmaları inceliyorum.

Kalbinde iman hastalığı olan herkese de bu yolu tavsiye etmekle birlikte herkesin benim gibi açık yüreklilikle önce kendini sorgulamasını, sonra da iman konusundaki tereddütlerini çevresiyle tartışmak suretiyle paylaşmasını diliyorum. Belki bu tartışma, onun imanını kuvvetlendirir de iman konusunda ulaşması gereken makama yükselir.

Selam ve dualarımla.    
Recep Altun.