Kur'an-ı Anlamak


Bismillahirrahmanirrahim

Ey örtüsüne bürünen! Geceleyin kalk! Kısa bir süre hariç, gecenin yarısını ayakta ol, yahut bundan biraz eksilt. Yahut buna biraz ekle: Ve Kur'an'ı ağır ağır, düşüne düşüne oku. Doğrusu, biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız. (Müzemmil- 1,2,3,4,5)

Kur'an'ı Kerim Hz. Muhammed zamanında yazıya geçirilmiş ve Hz. Peygamber onu birkaç defa bizzat kontrol etmiştir. Bu tarihi bir olay olup, inanan ve inanmayan herkes tarafından kabul edilmektedir. Hz. Muhammed arkadaşlarına yani sahabeye, kendi sözünü yazmayı yasaklamıştır. Bu sebeple Kur'an'a Hz. Muhammed'in sözü karışmamıştır.

Kur'an'ı Kerim her şeyden önce ilme ve düşünceye önem verir. Getirdiği esasları ilme ve akli ilkelere dayandırır. Bunun anlamı şudur: Kur'an'ı ilmin ve aklın ilkelerine göre anlamak gerekir. Akla, ilme ve mantığa aykırı gelen Kur'an'a da aykırı düşer. Bunun için Kur'an, kendi ilke ve hükümlerinde çelişki olmadığını açıkça ortaya koyarak; herkesi aklını çalıştırmaya, mantıklı ve tutarlı olmaya, sözünde, işinde çelişkiye ve tutarsızlığa düşmemeye çağırır. Münafıklık yapmamaya dikkat edilmesini ister. İlmin, aklın ve düşüncenin tutarlılığı sonucunda hurafelere, saçmalıklara, densizliklere, aldatmacalara ve batıla sapılmamasını ister. Böylece insanın onurunu korumayı hedefler. Kur'an'ı anlamak için bilinmesi gereken ilimlere dair şöyle bir çerçeve çizmek yerinde olacaktır.
  • Kur’an arapça olduğundan, onu iyi ve doğru analamak için arap edebiyatını, arapçanın etimolojisini, dil felsefesini, semantiğini, eski terimleri ile; sarfı, nahvi, iştikak ilmini, fıkhu’l-luğayı, belagatı, beyanı, ve bedi’i iyi bilmek gerekir. Ancak arapça bilmeyenler bilmelidir ki, iyi bir tercümesine dayanarak Kur’an’ı anlamak ve ilim yapmak mümkündür. Müslüman olmak için arapça bilmek de şart değildir.
  • Mantık bilmek gereklidir. Bu da Kur’an ayetleri arasındaki anlam ilişkisini, bu ilişkilerin derecelerini ve ayetlerden çıkacak sonuçların öncüllerle (mukaddime) olan bağlantılarını tayin ve tespit etmek suretiyle elde edilecek hükümlerin derecelerini tutarlı bir biçimde öğrenme imkanını ve hataya düşmemeyi sağlar.
  • Usul’il-fıkıh müslümanların icat ettikleri en önemli ilimlerdendir. Bu ilim, anlama ve yorumlama ilkelerini, kurallarını, söylenen sözün gayesini, hükmünü, değişmezliğini veya değişkenliğini ve şartlarını anlatır. Bu ilme “İslam hukuk felsefesi” denmesi gerçekleştirmek istediği hedeften dolayıdır. Aslında bu ad anlamanın ve yorumlamanın esasları manasındadır. Bu ilmi bilmeyenin ilmine güvenilmez.
  • Kelam ilmi (teoloji) Kur’an’ın esaslarını felsefi bir şekilde açıklamaya çalışır ve Kur’an’ın felsefesini yapar. Allah-kaninat-insan ilişkisini inceler. Bu, usuli’l-fıkhın esasını teşkil eder. Allah’ın varlığını, Kur’an’ın Kur’aniliğini ispat etmeye çalışır.
Bu bilimler, Kur'an-ı Kerim'in her ayetine uygulanabilecek temel birimlerdir. Bunların dışında, Kur'an-ı Kerim'de değişik konuların zikredildiği ayetlerin o bilimlerin uzmanları ve alimleri tarafından açıklanması gerekir. 

Selam ve dualarımla.

Yararlandığım Kaynak: Prof.Dr.Hüseyin Atay, Kur'an'a Göre Araştırmalar.

Yorum Gönder

8 Yorumlar

  1. Allah razı olsun, çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar Kalem Kuklası, Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
    Yararlandığım kaynaklardan bahsetmeyi unutmuşum, buradan çıkınca açıklama yapacağım.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  3. Bilmukabele ben teşekkür ederim. Tekrar Allah razı olsun. Gerçekten çok güzel bir yazıyı bizimle paylaşmışsınız.

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar Kalem Kuklası, Hoş Geldiniz.
    Tekrar ziyaretiniz ve bu açıklamalı değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
    Güzel ve iyi paylaşımlarda bulunmak üzere, selam ve dualarımla birlikte Allah'a emanet olun.

    YanıtlaSil
  5. Cat Stevens (Yusuf İslam) Eğer islam'ı Kuran'dan değil de müslümanlardan öğrenseydim, eğer Kuran'dan önce müslümanları tanısaydım asla müslüman olmazdım demiş. Sizin de bloğunuzda ifade ettiğiniz gibi Müslümanların büyük çoğunluğu KUr'anı Kerimi anlamadan okumadan sorgulamdan atalarından duyduğu, alışkanlıklardan adetlerden ibaret olarak hayata geçirmeye çalışıyor. Kuranı Arapçadan bülbül gibi okuyor ne anlama geldiğini sorduğunda doğal olarak bilmiyor. Meal, tefsir oku dendiğinde ben anlamam onu hoca efendiler okur anlar. Yanlış yorumlarsam günaha girerim düşüncesi hakim. Hal böyle olunca da birileri bu boşluğu farklı şekilde doldurmaya çalışıyor. Recep Bey emeğinize sağlık. Çok faydalı bir konuyu gündeminize almışsınız. Saygılar,

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar Hanife Mert, Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim. Yusuf İslam, olayı çok güzel özetlemiş. İslam toplumu Kur'an'a yönelmediği sürece bu sıkıntıları ve sorunları yaşamak zorunda.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  7. Merhaba Recep Bey,

    "Kur'an'ı ilmin ve aklın ilkelerine göre anlamak gerekir. Akla, ilme ve mantığa aykırı gelen Kur'an'a da aykırı düşer."

    Hepsi bu kadar... Akıl ve mantık dışı herbir şeyi esasen Kur'an zaten reddediyor. Dolayısıyla Kur'an dışında başka bir aracıya gerek olmadığını aleni anlatıyor bu cümle.. Hüseyin ATAY Hocamıza minnet duygularımızla... Saygılar.

    YanıtlaSil
  8. Merhabalar Tülay Gürdal, Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim. Kur'an'ın akıl ve mantık ilkesinden yola çıktığımızda daha çok reddedeceğimiz şeyler çıkacak.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*