Ben, biraz takıntılı biriyimdir. Böyle benim gibi takıntısı olanlara, bir çeşit ruh sağlığı sorunu olan hastalar diyebiliriz. Bu tür ruh sağlığı sorununa tıp dilinde "Obsesif Kompulsif Bozukluğu" denmektedir. Obsesif ruh sağlığı sorununu internet üzerinden biraz araştırdıktan sonra, elde ettiğim bulguların bir kısmı bana uyuyor, bir kısmı da uymuyor. Bu da benim tam bir obsesif kompulsif olmadığımı, birazcık olduğumu gösteriyor. Yani birazcık obsesifim.
Burada sizle obsesif kompulsif ruh sağlığı sorunları ile ilgili internet üzerinden ulaştığım klasik bilgileri paylaşmaktan ziyade, bizzat kendim de gördüğüm rahatsızlıklardan bahsetmek istiyorum ki, bu daha anlamlı olur.
Her şeyi değil ama, bazı şeyleri kafama takmaya başladım. Bu nedenle artık direksiyon başına geçip araba bile kullanamıyorum. Neden mi? Sağımdan solumdan geçen arabalar sanki yanımdan geçerlerken bana çarpacaklarmış hissi veriyor. Bu da benim panik olmama neden oluyor ve sonuç olarak araba kullanmam mümkün değil. Kurallara riayet ederim ve riayet etmeyenlere de sinir oluyorum. Bu da beni strese sokuyor. Elimden geldiğince sorunlu yerlerden kaçmaya çalışıyorum. Duvardaki eğri duran çerçeve ve asılı her şey beni rahatsız eder. Mutlaka o eğri duran çerçeve ya da asılı şeyi düzeltmek istiyorum. Hatta evimde bir su terazim bile var, gerekirse onu kullanırım. Ancak bir başkasının evinde asla tablo düzeltme işine yeltenmem. Orada kendimi rahatsız olmadan tutabiliyorum.
Plakaları okur, yüksek binaların katlarını sayarım. En kötüsü ne biliyor musunuz? Sorunlardan ve sorunlu insanlardan hep kaçmaya çalışırım. Daha doğrusu insanlardan kaçıyorum. Neden mi? İnsanlar bana çok kötülük ettiler, insanların bana çok zararı dokundu. Bu nedenle tanımadığım her insan, benim için potansiyel birer zararlı, sorun çıkaran ve güven vermeyen insandır. İnsanlara olan güvenim sıfır derecesindedir.
Birine yol göstermeye kalktığım da insanlar, yol gösterdiğim ve bilgilendirdiğim konularda sonuna kadar beni kullanmaya kalkıyorlar ve akabinde bana zarar veriyorlar. Yol göstermesem, aydınlatmasam içim rahat etmiyor, yardımcı olunca da zarar görüyorum. Yani kısacası insanlara iyilik etmek, yardım etmek istiyorum, ama karşılığında göreceğim zarar beni fena halde hırpalıyor.
Önemsediğim biriyle tartıştığımı ve bu durumdan dolayı da ziyadesiyle üzüldüğümü farz edelim. Bundan dolayı da o tartıştığım anı tekrar tekrar düşünerek yeniden yaşamış gibi bir hisse kapılıyorum. Baktım ki gündelik hayatımı sekteye uğratmaya başladı, depresif ve gergin bir haldeyim, “en iyisi bu olayı düşünmemeye çalışmak” diyorum ve zihnimi meşgul eden başka işlere ve aktivitelere odaklanmaya başlıyorum. Bir kere iki kere zihnim meşgul oluyor, ama sonra o takıntılı düşünceler davetsizce yine yeniden dünyama giriyor ve başaramadığım için de kaygı meydana geliyor…
Bu takıntılı düşüncelerden kurtulamamakla birlikte yeni bir yöntem geliştiriyorum; kompulsif hareketler. Kompulsiyon, kontrol edilemeyen düşünce ve dürtülere karşı gerçekleştirilen tekrarlayıcı veya görece amaç dolu bir davranıştır veya bir dizi ritüelistik veya basmakalıp kurallardır. Kaygıya neden olan obsesyonların aksine, kompulsiyonlar obsesyonlar sonucu ortaya çıkan kaygıyı ve huzursuzluğu azaltmak veya hafifletmek için bana efor sarf ettiriyor. İşte hem obsesyonlar, hem de kompulsiyonlar birleşince ortaya obsesif kompulsiyon bozukluğu çıkıyor.
Yaşadığım ve karşılaştığım olayların da çok etkisinde kalıyor ve bu olaylar üzerine devamlı hesaplar yapıyor ve kurguluyorum. Şöyle olsaydı, böyle olsaydı şeklinde devamlı kafamda senaryolar üretiyorum. Bu da benim canımı acıtıyor, huzurumu kaçırıyor, akabinde stresli ve mutsuz bir insan olup çıkıyorum. Daha o kadar çok örnekleri var ki, bu konuda fazla başınızı ağrıtmak istemiyorum.
Bu bağlamda, hepinize her türlü stresten ve takıntılardan uzak sağlıklı, sıhhatli ve afiyet dolu günler diliyorum. Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun efendim, saygılarımla.
Birine yol göstermeye kalktığım da insanlar, yol gösterdiğim ve bilgilendirdiğim konularda sonuna kadar beni kullanmaya kalkıyorlar ve akabinde bana zarar veriyorlar. Yol göstermesem, aydınlatmasam içim rahat etmiyor, yardımcı olunca da zarar görüyorum. Yani kısacası insanlara iyilik etmek, yardım etmek istiyorum, ama karşılığında göreceğim zarar beni fena halde hırpalıyor.
Önemsediğim biriyle tartıştığımı ve bu durumdan dolayı da ziyadesiyle üzüldüğümü farz edelim. Bundan dolayı da o tartıştığım anı tekrar tekrar düşünerek yeniden yaşamış gibi bir hisse kapılıyorum. Baktım ki gündelik hayatımı sekteye uğratmaya başladı, depresif ve gergin bir haldeyim, “en iyisi bu olayı düşünmemeye çalışmak” diyorum ve zihnimi meşgul eden başka işlere ve aktivitelere odaklanmaya başlıyorum. Bir kere iki kere zihnim meşgul oluyor, ama sonra o takıntılı düşünceler davetsizce yine yeniden dünyama giriyor ve başaramadığım için de kaygı meydana geliyor…
Bu takıntılı düşüncelerden kurtulamamakla birlikte yeni bir yöntem geliştiriyorum; kompulsif hareketler. Kompulsiyon, kontrol edilemeyen düşünce ve dürtülere karşı gerçekleştirilen tekrarlayıcı veya görece amaç dolu bir davranıştır veya bir dizi ritüelistik veya basmakalıp kurallardır. Kaygıya neden olan obsesyonların aksine, kompulsiyonlar obsesyonlar sonucu ortaya çıkan kaygıyı ve huzursuzluğu azaltmak veya hafifletmek için bana efor sarf ettiriyor. İşte hem obsesyonlar, hem de kompulsiyonlar birleşince ortaya obsesif kompulsiyon bozukluğu çıkıyor.
Yaşadığım ve karşılaştığım olayların da çok etkisinde kalıyor ve bu olaylar üzerine devamlı hesaplar yapıyor ve kurguluyorum. Şöyle olsaydı, böyle olsaydı şeklinde devamlı kafamda senaryolar üretiyorum. Bu da benim canımı acıtıyor, huzurumu kaçırıyor, akabinde stresli ve mutsuz bir insan olup çıkıyorum. Daha o kadar çok örnekleri var ki, bu konuda fazla başınızı ağrıtmak istemiyorum.
Bu bağlamda, hepinize her türlü stresten ve takıntılardan uzak sağlıklı, sıhhatli ve afiyet dolu günler diliyorum. Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun efendim, saygılarımla.
20 Yorumlar
Merhabalar Recep Bey, yazınızı dikkatle okudum. Öncelikle samimi yazınızdan ötürü sizi kutlarım. Benim yaklaşık yirmi senedir en geç senede bir gittiğim psikiyatrım var. Bunları açıklamak her babayiğidin harcı değildir. Kimileri hiçbir rahatsızlıklarını kabul bile etmezler, kendilerini saklarlar. Ama etraftan onları fark edenler çok olur. Sizde iç görünün fazlaca olduğunu gördüm. Benim raporumda da yazar: İç görü tam diye.
YanıtlaSilBu tür takıntılar normaldir, en doğrusu da sizin bunları kabul ediyor olmanız. Savaşıyorsunuz demektir.
Günümüzdeki sosyal profile bakarsak, insanların genelinden müşteki olmanız çok normal. Hiç güvende değiliz. Hiçbir denetim yok. Adım başı agresif, menfaatçi ve her an saldırmaya hazır sinirli insan var. Ben de hiç evden çıkmıyorum, ancak kızım çıkarırsa arabayla geziyorum biraz. Geçmiş olsun, dilerim bu tedirginlikler azalır, bence siz fevkalade aklı başında, mükemmel bir insansınız. Sağlıklı günler dileklerim, selam ve saygılarımla...
Merhabalar Ece Evren, Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
O güzel, samimi ve içten yorumunuzla bana destek olduğunuz için ayrıca teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.
Merhaba Recep Bey
YanıtlaSilYazdıklarınızın bazılarını ben de zamsn zaman yaşıyorum. Aşırı derecede olmasa da.
Ama çok zor bir durum.
Özellikle başkalarına olan güvenin yok olması.
Ben de çok korkar oldum insanlardan. Çünkü insanın mayası bozuldu. Hiç ummadığımız insanlardan kötülük görür olduk. O niye öyle dedi, kesin beni iğneledi, kesin bana dedi
Offf kafamda deli sorular
Merhabalar Cafe Tigris, Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
O güzel, samimi ve içten yorumunuzla bana destek olduğunuz için ayrıca teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.
YanıtlaSilMerhaba Recep Bey Kardeşim,
İçinde bulunduğumuz stresli ortamda herkeste az çok "Obsesif Kompulsif Bozukluğu" olabilir. Bu bozukluğu kendinizden örneklerle bir doktor gibi anlattınız.
Anladığım kadarıyla kendini tanıyabilen nadir insanlardansınız. Ayrıca iradesine hâkim birisiniz.
Ben de bir zamanlar tahlilimi doktordan önce yorumlayınca üzülmüştüm. Ancak doktorun yorumlaması sonucu üzüntüm sevince dönüştü. O zaman anladım ki kitabı bilgiler doktorun söyledikleri önüne geçmemeli.
Bu tecrübeyle diyorum ki; doktora giderseniz durumunuzun iyi olduğunu anlayacak, iradenizi ve makul düşüncelerinizi siz de beğeneceksiniz.
Hayırlı ve sağlıklı günler dileğiyle selâmlar.
https://sabahatti.blogspot.com/2018/12/zahmetsiz-hayat-oh-ne-rahat.html
Merhabalar Sabahattin Gencal, Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
O güzel, samimi ve içten yorumunuzla bana destek olduğunuz için ayrıca teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.
Merhaba. İnsanlara güven ortamı öyle azaldı ki bu durumda takıntılarımızın olması hayli doğal gibi. Yine de hayattan el etek çekmemek gerekir diye düşünüyorum. Umarım hayatta az da olsa iyi insanlar karşımıza çıkar. Aksi takdirde, paranoyak bir topluma doğru gideriz. Sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dileklerimle, sevgi ve selamlar.
YanıtlaSilMerhabalar Mukaddes'çe Konuşan Satırlar, Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
O güzel, samimi ve içten yorumunuzla bana destek olduğunuz için ayrıca teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.
Merhaba Recep Bey;
YanıtlaSilYazınız toplumda çoğu insanın yaşadığı gerçekleri açıklıyor.
Aslında bu yazdıklarınız çoğu insanda son yıllarda ortaya çıkan durumdur.
Neden mi?
Çünkü, son yıllarda yaşanan olaylar insanları bir tür çekimserlik içine girmesine, insanlardan (tanımadığı) kaçmasına, etrafına ürkerek bakmasına vs neden oldu.
Yazdıklarınızın bir kısmı sadece sizde değil, emi olun çoğu insanda var.
Selam ve saygılar.
Merhabalar Hüseyin Güzel, Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
O güzel, samimi ve içten yorumunuzla bana destek olduğunuz için ayrıca teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.
Merhaba Recep Bey, insanın kendini gözden geçirmesi, sorununu belirlemesi inanın çok faydalı bir şey. Bundan sonraki adımın kesinlikle uzmana danışmak olduğunu düşünüyorum. Kendi kendine çözüm üretmek güzel ama daha fazla kendinizi hırpalamanıza gerek yok. Şahsen endişe ve kaygı bozukluğuna kapıldığım zamanları gözlüyorum. Yaşla birlikte artabileceğini de biliyorum. Bu yüzden, artarsa kesinlikle uzmanına danışacağım. Hepimizin hayatında olabiliyor yani bunlar. Size keyifli, sağlıklı günler diliyorum.
YanıtlaSilMerhabalar Sezer Eser Perker, Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
O güzel, samimi ve içten yorumunuzla bana destek olduğunuz için ayrıca teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim. Ben de bir uzmandan destek almak için doktora gideceğim. Sağolun.
Umarım en kısa zamanda atlatırsınız, geçici bir dönemdir Recep bey.Sağlıklı günler dilerim.
YanıtlaSilMerhabalar, *mehtAp Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Dua ve temennileriniz için tekrar teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla.
İyi günler hocam. Nasılsınız? Hayli zamandır blogger dünyanısından uzak kalmıştım aklımda iz bırakan bloglarda geziyor ve selam ediyorum. böylece size de selam ederim.
YanıtlaSilBütün rahatsızlıkların tedavisinde ilk adımın 'rahatsızlığı/hastalığı fark edip kabul etmek' olduğunu okumuştum. Görüyorum ki bu ilk ve en önemli adımı zaten atmışsınız. Ve ben her hastalığı vazifeli bir memur gördüğümden inşallah bu rahatsızlığınız da vazifesini yapıp size şükür ve dua vaktini verip gider. Allah sıhhatli ve hayırlı bir ömür nasip etsin.
Gülücüklü Kalın.
Merhabalar M.Talha Y. Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Teşekkür ederim, iyiyim, sizler de inşAllah sağlık, sıhhat ve afiyettesinizdir. Ara ara bu uzaklaşmaları hepimiz yapıyoruz. Hastalığa gelince, ben rahatsızlıklarıma göre teşhisi böyle koydum ama, asıl teşhisi doktor koyacak. Henüz doktora gitmek fırsatım olmadı, ama en kısa zamanda gideceğim. Dilek, temenni ve dualarınız için ayrıca teşekkür eder, bilmukabele ben de size sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim.
Selam ve saygılarımla.
olsun siz başa çıkmayı öğrenmişsiniz önemli olan o...hangimiz çok normaliz ki...
YanıtlaSilMerhabalar, Babaannemintakvimciği, Hoş Geldiniz.
YanıtlaSilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
O güzel, samimi ve içten yorumunuzla bana destek olduğunuz için ayrıca teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.
Selam ve saygılarımla esen kalın.
Merhaba Recep Bey,
YanıtlaSilNe yazık ki Türk toplumunun belki de yarısından fazlası sakinleştirici kullandığı yönündeki haberleri duyuyor, okuyoruz. Dolayısıyla geldiğimiz noktada herkes depresyonda. Toplum olarak akıl ve ruh sağılığımızı bozacak o kadar çok olay yaşıyoruz ki... Hepimize, "geçmiş olsun" demekten başka çaremiz kalmadı. Saygılarımla...
Merhabalar Tülay Gürdal, Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Görüşlerinize aynen iştirak etmekle birlikte, ben de Türk milletine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Selam ve saygılarımla.
*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*