Merhabalar.

Yazmak o kadar zor bir iştir ki; şu anda klavyenin başında henüz ne yazacağım konusunda bir karara bile varmamışken, birden aklıma düştü ve yazımızın en küçük birimi harf ve hecelerden sonra gelen kelimeler ve onlara yazılarımızda yer verirken, eşi ve benzeri olmayan değişik klişe ve terimler oluşturabilmek için beynimiz, kalbimiz ve kalemimiz arasında bir köprü oluşturmamız; hatta kelimelerin anlamlarının nüanslarını bile araştırmamız gerektiği düşüncesinden hareketle bu yazıyı kaleme aldım.

Bu blogda önceden hazırlayarak paylaştığım her yazıyı; kelimeler, klişeler, tamlamalar, terimler, cümleler ve noktalama işaretleri açısından kaç kez kontrol ettiğimin sayısını hatırlayamam. Bir de kelime, terim ve tamlamaların doğru yazılışına kadar dikkat ederim. Örneğin: "hiçbir" birleşik, "her bir" ayrı yazılır gibi. Şofben gibi yabancı kökenli bir kelimeden bahsederken doğru yazılışı ile dilimize hangi ülkeden geldiği ve nasıl bir değişikliğe uğrayarak dilimize uygun bir hale getirildiği konusunu en ince ayrıntısına kadar incelerim. Bu inceleme ve araştırma bana ne kazandırıyor? Bir daha bu kelime veya bu kelimeden oluşturulmuş her türünden bahsederken, hafızamda kaldığı kadarıyla,  doğru bir şekilde kullanmama yardımcı oluyor.

Yazımın başında ne yazacağıma karar veremediğimden bahsetmiştim. Aslında yazılacak o kadar çok önemli hayati, siyasi, dini ve içtimai konular var ki, bu konular üzerinde ön yargılı ve taraf olmamak adına pek fazla paylaşımlarda bulunmak istemiyorum. Çünkü bu konudaki paylaşımların pek fazla rağbet görmediğini ve okunmadığını fark ettim. Ancak, bıçak kemiğe dayanmışsa; konusu ve alanı ne olursa olsun, o konuda yazmaktan da kendimi alıkoyamıyorum. 

Selam ve saygılarımla.