Merhabalar.

Gündüzleri bizleri oyalayacak uğraşlarımız olduğu için vaktin nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Benim için geceleri de aynı oldu. Kış mevsiminde olmamız nedeniyle kısa olan gündüzler, uğraşlarımıza yetmiyor ve bir kısım uğraşlarımız akşamın karanlığına kalıyor. Bir de şu anlamsız yaz/kış saati uygulaması yok mu, insanı temelli çileden çıkarıyor. Yoksa siz farkında olmuyor musunuz? Alıştınız mı? Bize bakmayın, bir yerlerde çalışan ve artık torunlarını da  okullarına götürüp getiren ebe/dede sürecini de atlattığımız için yaz/kış saat uygulamasının yaşamımıza yüklediği olumsuzluklardan etkilenmiyoruz. Ancak, hayat sadece bizden ibaret değil. Sabahın köründe uykusunu alamadığı için gözlerini ovuşturarak ve bir taraftan da esneye esneye yollara dökülen çalışanlarımız ve öğrencilerimiz de bizim insanlarımız. Onların bu anlamsız 2016 yılında başlayan ve 2018 yılından itibaren kalıcı hale getirilen yaz saat uygulamasından dolayı ne kadar sıkıntı çektiklerinin farkındayız. 

İktidar hala inatla kalıcı hale getirdiği yaz saatini kışın da uygulamaya devam ediyor. Peki hiç düşündünüz mü, iktidar neden inatla yaz saati uygulamasını kışın da hala devam ettiriyor? Ben bu konuda herhangi bir araştırma yapmadım ama benim tahmin ettiğim bir nedenim var. Yaz/kış saat uygulaması ile bir alakası olmamakla birlikte sadece inatçı tutumlarına örnek teşkil edecek, sigara ve alkol satış fiyatlarına uygulanan yanlışlığa da değinmek istiyorum. 

Sigara ve alkol tüketimine ben de karşı olmakla birlikte bu iki zararlı tüketim maddesinin tiryakisi olmuş, bırakmak isteyip de bırakamayan insanlara da haksızlık etmemek gerekir diye düşünüyorum ve kendileri sigara ve alkol tüketmedikleri için olanca güçleri ile bu iki illete uyguladıkları fahiş fiyatlara karşı çıkıyorum. Siz IV Murat değilsiniz, devir o devir değil. Bu iki illeti tüketen insanları bundan vazgeçirmek için mutat yolları deneyin. Bu iki illete bağımlı hale gelen insanlar, çoluğunun çocuğunun rızkını sizin de fiyatlarına yüklendiğiniz bu iki illete yatırmaktan kendini alıkoyamıyorsa, onların aile fertlerinin kabahati nedir? Siz böyle yapmakla bu iki illeti kullananı değil, onların ailesini cezalandırıyorsunuz. Kısaca bu iki illetin tüketimini azaltmak istiyorsanız, geçerli olan mutat yolları uygulamak zorundasınız. Şimdi tekrar yaz/kış saati konusuna dönebiliriz. 

Müslümanın göbeğine güneş düşmez! Yani Müslüman sabahın köründe kalkar, sabah namazına hazırlık yapmak üzere güzelce abdestini alır ve akabinde isteyen evinde, isteyen camiye giderek sabah namazını eda eder. Bana göre bütün mesele bu. Yani sabah namazı vaktinde insanları ayağa kaldırmak, ezanı dinlettirmek ve milleti sabah namazını kılmaya teşvik etmekle birlikte, kılanların ve kılmak isteyenlerin işini kolaylaştırmak. Benim ilk etapta aklıma gelen budur. Belki bu uygulamanın başka cinlikleri de olabilir, aklına gelen ve bu konuda bildiği olan yorumlarında belirtirlerse bizler de öğrenmiş oluruz.

Kalıcı yaz saati uygulaması bir işkenceye dönüşmüş durumda. Yurttaşlar karanlığa uyanıyor, karanlıkta işlerine gidiyor ve yine hava karardığında evlerine dönüyor. Çocuklar karanlıkta okula gidip geliyor. Gün ışığından faydalanmanın güç hale geldiği bu uygulamaya tepkiler her geçen gün yükseliyor. Karanlıkla başlayan günlük koşuşturma yine karanlıkla sona eriyor. Sabah okula giden öğrenciler ile mesaiye başlayan çalışanlar karanlığa uyandıklarında evlerinden çıkana kadar ister istemez birkaç saat aydınlanma için daha fazla elektrik kullanıyor. Hal böyle olunca insan, bu işin tasarrufu nerede kaldı diye sormaktan kendini alıkoyamıyor. 

Selam ve saygılarımla.