Gayrimenkul ve Teknoloji


Merhabalar.

Barınma, insanın en temel ihtiyaçlarından biri. 2030 yılına kadar, UN-Habitat tahminlerine göre; dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ı olan 3 milyar insanın erişilebilir konuta ihtiyaç duyacağı öngörülüyor. Bu, dünyada her gün 96 bin yeni uygun fiyatlı konut inşa edilmesi anlamına geliyor. Fakat nüfus artışı, doğal afetler, göçler gibi çok sayıda faktör, insanların güvenilir ve uygun fiyatlı konutlara erişimini günden güne zorlaştırıyor. TÜİK verilerine göre; Türkiye’de kent merkezinde 60 metrekare bir evi satın alabilmek için bir ailenin ihtiyacı olan yıl ortalaması 1985’te 6,8 iken bu süre bugün 10 yılın üzerinde. 

Nüfus yoğunluğu arttıkça şehirler plansız bir büyümenin içinde kalıyor. 2050 yılına kadar tüm dünyada 2,5 milyardan fazla insanın şehirlerde yaşayacağı düşünüldüğünde bu hızlı ve düzensiz büyüme insan hayatını daha da derinden etkileyeceği bugünün önemli bir gerçeği. 

Bunun farkında olan ülkeler akıllı şehir alanına çok ciddi yatırımlar yapıyor. Kendi enerjisini üreten binalar, kentsel tarım uygulamaları, sürdürülebilir ulaşım gibi farklı başlıklardan oluşan akıllı şehir pazarının 2027'de 1 trilyon doları geçeceği tahmin ediliyor. Gayrimenkul sektörü de bu dönüşüme uyum sağlamak için yeni iş modellerine yöneliyor.

Selam ve saygılarımla.


Yorum Gönder

14 Yorumlar

  1. 10 yıl çalış ev al! Of, of, of! On yıl sonra (kendim için konuşuyorum) bu dünyada olacak mıyım, olamayacak mıyım bilmiyorum, belli değil.
    İnsanın en önemli ihtiyacı başını sokacağı bir evinin olması. Şu zamanda kiracı olana Allah da yardım etmeyeceğine göre kim yardım edecek bilemiyorum.

    Bizi bu akıllı şehir filan çok uzak. Ekonomi çökük çünkü, liyakat yok, bu konuları ciddi ciddi, layıkıyla alıp uygulayacak insan yok, (Belki Ekrem İmamoğlu umarım İstanbul'u yine alır.)
    Selamlar, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Müjde Dural.
      Ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Aslında bu konu blog larda paylaşmaya uygun bir konu değildi ama, paylaşmış bulunduğum için geri çekemedim. Ancak, bilgiler ve tespitler çok doğru ve mantıklı geliyor.

      60 metrekare bir ev alabilmek için on yıllık bir süre gerekiyorsa, bu takvim bizler için değil, gençler içindir.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  2. Tuik verileri bir kenara da Recep bey, akıllı şehirleri de megakentlere dönüştürür insanlar, kaos ortamı misal ulaşımda kendini gösterir. Sürdürülebilir bir yaşam için Üretime, Tarıma, orman alanlarına, sulak alanlara önem vermek lazım. Yoksa nüfus şu yada bu, farketmez, sıkıntı devam eder.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Hüseyin Güzel, Hoş Geldiniz.
      Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuz ile paylaşıma sağladığınız katkı ve desteğe çok teşekkür edrim.
      "Sürdürülebilir bir yaşam için Üretime, Tarıma, orman alanlarına, sulak alanlara önem vermek lazım" şeklinsdeki öneri ve fikirleriniz çok güzel, katılıyorum.
      Selam ve saygılarımla birlikte sağlıcakla ve esen kalın.

      Sil
  3. Şehir planlamaları için ülkemiz ne yapıyor ortada. Bundan sonrası insanlar için maalesef çok zor. :( Buna yaşamak denmez sanırım. Sadece çalış, kazandığını birilerine ver (kira, banka ödemesi, yemek, sağlık, yol) ve bitti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Momentos, Hoş Geldiniz.
      Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuz ile paylaşıma verdiğiniz destek ve katkıya çok teşekkür ederim.

      Bizim ülkemizdeki şehir planlaması hak getire. Yani dostlar alışverişte görsün babından. Böyle şehir planlaması mı olur? Bu planlamaya şehir planlaması denmez, dense dense RANT PLANLAMASI denir.

      2021 ve öncesi yıllarda insanlar iyi kötü ikinci el bir konut alabilirken, şimdi aynı konutu almak mümkün değil. Hemen sıcağı sıcağına kendimden örnek vereyim. 2021 yılında Ankara keçiören ilçesindeki 2+1 asansörlü, merkezi ısıtmalı, güneş görmeyen 2014 yılında yapılmış sekiz yıllık ikinci kat konumundaki dairemi 190 bin TL. sattım ve aynı yıl içinde Sincan ilçesinde yüksek giriş kat 30 yıllık altı sığınak olan 3+1 daireyi 195 bin TL. aldım. Şu anda 2023 yılı içindeyiz. Yani ben daireyi aldıktan iki yıl sonra dairenin satış fiyatı ne oldu biliyor musunuz? 1.700. bin TL. 195 bin liralık dairenin iki yıl içinde satış fiyatı %114 oranında artmış oluyor. Yani ben de biraz oyalansaydım, evsiz kalacaktım. Cenab-ı Hakk bana acıdı ki, tekrar kısa zamanda hemen bir daire almamı nasip etti.

      Bundan sonra artık ben ne satabilirim, ne de alabilirim. Satma da alma da bitti. Peki alım gücü düşen vatandaş 1.700. bin TL. ya nasıl daire alacak? Hiç kimsenin elinde 1.700. bin TL, para yok ki!.. Nasıl alacak. Artık sittinsene daire alamaz!

      Cenab-ı Hakk mazlum ve mağdur vatandaşımızın yar ve yardımcısı olsun.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  4. Yıllar alışkanlıkları, beklentileri de değiştiriyor. Eskiden insanlar köyden kente göç ederken günümüzde bazen ekonomik nedenler, bazen sağlık durumları ya da doğal afetler kentlerden köylere göçü başlattı. Her şeyde daha küçülmeyi, imkânları kısmayı düşünüyoruz. Ama ne yazık, imkânlar gelişmeyince mücadele hiç bitmiyor. İnsanın en temel ihtiyaçları; barınma, beslenme, sağlık, eğitim gerektiği gibi karşılanamıyor. Bin bir emekle kazanılmış hayatlar bile emeklilik kazanında eriyip gidiyor.
    Sağlıkla, huzurla, umutla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Makbule Öğretmenim, Hoş Geldiniz.
      Ziyaretinize ve değerli yorumunuz ile paylaşıma sağladığınız destek ve katkınıza çok teşekkür ederim.
      Vurguladığınız gibi "imkanlar gelişmeyince mücadele de hiç bitmiyor." Biraz da bu sorunlar ülkemizden ve bizden kaynaklanıyor galiba.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  5. Merhaba Recep Bey...
    Vatandaş, TÜİK verilerine göre 10 yılın üzerinde kazandığını biriktirecek, sonra da 60 metrekarelik ev satın alacak, öyle mi... Hem de kent merkezinde...Ne kadar da iyimsermiş TÜİK...:)))
    Asgari ücretli biri mümkün değil alamaz o evi. Yemezse, içmezse, aile bakmazsa, kısaca aldığı maaşı harcamayıp biriktirirse belki alabilir. Belki diyorum çünkü her geçen yıl emlağa gelen zam oranı, asgari ücrete gelen zamla eşdeğer değil. TÜİK hangi maaşa göre hesaplamış merak ettim doğrusu.
    Şöyle bir anı geçti aklımdan, 70'li ve 80'li yıllarda bir memur, emekli ikramiyesiyle ev alabiliyordu. Hatta evi varsa dükkan alıp işleten bile olurdu.:)

    Eskiden inşaat sektörü, en elit oluşumlardan biriydi. Kıymetliydi. Son yıllarda ise bir kaç değerli firma dışında olanlar yüzünden ülkemizdeki çarpık kentleşme bir hayli çoğalmış durumda. Denetleme mekanizması gerektiği gibi çalışmazsa plansız kentleşmenin ardı arkası kesilmeyecektir.

    Benim endişem geleceğimiz olan nesilleredir. Hadi biz bir şekilde başımızı sokacak evimizi edinmişiz, geçinip gidiyoruz. Ya çocuklarımızı, torunlarımızı nasıl bir hayat bekliyor...
    Saygı ve selamlarımı gönderiyorum size.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Nazlı Toaç, Hoş Geldiniz.
      Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuz ile paylaşıma sağladığınız katkı ve desteğe çok teşekkür ederim. Aslında bu yazıyı tam incelemeden paylaşmış bulundum, geri de çekemedim. Çünkü yazının içinde geçen rakamlar ve değerler ne kadar gerçekçi anlam vermek mümkün değil. Bakın siz de haklı olarak söz konusu rakamların gerçekleri yansıtmadığından bahsetmişsiniz. Zaten işin içinde TÜİK varsa o habere itibar etmemiz gerekiyordu.

      Belirli bir ücretle çalışan kimse değil 10 sene içirisinde, sittinsene ev sahibi olamaz, ev sahibi olmak artık günümüz koşullarında pek mümkün gözükmüyor.

      Geleceğimiz olan nesiilerin de Cenab-ı Hakk yar ve yardımcısı olsun. Gün günü aratıyor. Bu da hiç iyiye gitmediğimizin bir işareti olarak kabul ediliyor.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  6. bizim ülke inşaat seviyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar deeptone, hoş geldiniz.
      Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Saptamanız doğru, teşekkür ederim.
      AKP iktidarının ülkemizdeki tek faaliyet alanı "İNŞAAT". İnşaat ile yatıyoruz, inşaat ile kalkıyoruz. Bu da bizim ülkenin kaderi oluyor.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  7. Aklıma sonradan geldi. Yazacağım şeyde belki şu ülkede benimle aynı fikirde kimse olmayacak. Belki de başkaları da benim aklıma gelen şeyi düşünmüştür. Ben hep gecekondu yıkımının çok yanlış bir şey olduğunu düşünüyorum. Çocukken bunu akıl etmezdim, bilemiyorum 15 yıl belki daha fazladır ise şimdi anlatacağım şeyin en akıllıcası olduğunu düşünüyorum tabii herkes kendi aklını beğenir o ayrı. (hahaha)

    Şimdi gecekondular adı üstünde bir gecede yapıldığı için o ismi almışlar, tabii lafın gelişi bir gecede yapılması neyse, konumuz o değil, gecekondu aslında insanın doğasına en ideal konut biçimi. Bir kere her gecekondunun küçük bahçesi var, orada çiçekti, maydanozdu, kedi, köpekti, ağaç, doğayla, oksijen, temiz hava insana en ihtiyacı olan şeyler. Şimdi pandemi oldu millet apt. betolara hapsoldu, gecekondusu olanlar mis gibi bahçelerine iki sandalye, bir masa atıp oturabildiler, temiz hava aldılar, güneş aldılar, belki ektiler, biçtiler, benim kulağı çınlasın komşum vardı, Ayşe ismi (gerçek ismi) gecekondularına kombi taktırmışlardı, yerler parkeydi, kocaman da bahçesi vardı ve benim gibi kediciydi, bahçede kedilere su kabı her daim dururdu, zaten o vesileyle tanıştık bizim apt. bitişikti, hep dedim ki, yıktırma, müteahhite verme burasını biraz daha çatısını, doğramalarını, kapısını yaptırsan, boyasını yaptırsan bildiğin müstakil VİLLA olur ama olmadı müteahhite verdiler ve o güzelim ev yıkıldı, üç odalıymış ben içini pek gezmemiştim. Taşınırken gördüm gayet iyidi, güneş alıyordu, yazık oldu şimdi apt. hayatı daha kötüymüş diyor kendisi gittiği yerde (uzak bir semte taşındılar) devlet devlet olsa, gecekonduları yıktırıp TOKİ denen ucubeleri yaptırmak yerine her gecekonduyu istese birazcık parayla villaya çevirebilir, (yüzme havuzu yapsın demiyorum) zaten bahçeleri var her gecekondu sahibinin, bahçeyi peyzaj mimarı adam eder hatta ev sahibinin zevki varsa, çalışkansa, kendi bile internetten bakıp bahçesini güllük gülistanlık villa bahçesine çevirebilir zor değil, güzel bir duvar, güzel çit, çevirebilir, içine kombi, parke, pencereler pimapen, bir güzel dış cephe boyanır, bir güzel kiremitlerle hoş bir çatı yapılır, pencereler pembe veya yeşil pancur takılır, oldu size bildiğiniz tek katlı villa. Eski Yeşilçam filmlerinde böyle küçük villalar vardır. Yani bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur denir, TOKİ ye verecekleri para yerine her gecekondu sahibinin gecekondusunu villaya dönüştürseler o bölgelere yağmur yağar, tokiler beton, yağmur yağmıyor, yağmur suyu toprağa karışamıyor, toprak yok, bahçe yok çünkü, deprem için de tek katlı villa daha güvenlidir insanlar çabucak kaçabilir bir sarsıntıda. Estetik olarak da ülkedeki tüm gecekondular tek katlı villalarla, bahçeli, ağaçlı mis gibi yerlere dönüşür, görünüm olarak da güzelleşir ülke. Yani bu benim fikrim ama maalesef gecekonduları yıkıp dikey ucube binalar yapıyorlar, içlerine taşınanların çoğu mutlu değil, oturup salça, tarhana yapacağı bahçesi yok, oturup nefes alacağı bahçesi yok, toki'lerin balkonlarını yakından görüyorum o kadar minik ki, bir halta yaramaz adı balkon. Kimse de oturmuyor oraya ancak çöp kutusu filan konulabilir. Yani başınızı ağrıttım...böyle düşünüyorum. Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.
      Yorumu yazmaya başladım ve artık sonuna gelmiştim. Birden benim bilgisayarın eski sancısı tuttu ve bilisayarı kapatıp yeniden başlattı. Tabi o arada tüm yazdıklarım da kayda girmeden silinmiş oldu.

      Maalesef gecekonduları öyle bırakma şansımız yok. Buna ne imar mevzuatı izin verir, ne de diğer yan komşu parseller. Bir kere tüm gecekonduların arsa zeminleri imar çalışmalarında değişikliğe uğruyor. Örneğin sizin gecekondunuzun salon kısmı komşu parsele geçiyor, siz de yan komşu parselden alacaklı oluyorsunuz. Ada düzeyinde tüm parseller gecekondularını ikamet etmeye devam etmek üzere bırakmak isteseler yine mümkün değil. İmar mevzuatına göre gecekonduları yoldan 7 metre diğer parsel komşulardan 3 metre içeri çekmek durumdasınız. Hal böyle olunca da birkaç gecekondu parselin feda edilmesi gerekiyor, ona da kimse asla rıza göstermez ve onun için tüm gecekondular kat karşılığı müteahhide vererek birkaç daire sahibi olurlar.

      Tüm bölge gecekondu olduğu için yola ve komşuya bırakılması gereken payları hemen gerçekleştirmezler. Ancak, ne zaman müteahhit kat karşılığı o adaya el atar işte o zaman çekilmeler ve yıkılmalar zorunlu olarak başlar. Müteahhit ilgili adaya girince imar mevzuatı uygulanmak zorunda kalıyor ve binanın yapılacağı zemin üzerindeki kaymalar ve değişiklikler hemen uygulanıyor ve siz gecekondunuzun yarısını yıkmak zorunda kalıyorsunuz. Sizin anlayacağınız fikir çok iyi, ama mevzuat açısından uygulamak maalesef mümkün değil.

      Bu tür yorumlarda yapılan öneriler ya da fikirlerden dolayı benim başım asla ağrımaz. Ben fikir ve düşüncelere açığımdır. Dinlerim, çünkü ufkum açılır, ufkum genişler, yeni bir şeyler öğrenirim. Bence böyle fikirler ve düşünceler aramızda paylaşılmalıdır.

      Ankara, İstanbul, Adana, Mersin vs. büyük şehirlerde müstakil bahçeli villa ya da normal tek katlı mesken inşaa edebilmek için, üretilmiş ve imara açılmış arsalar takip edilir, biraraya gelinir ve koop. marifetiyle böyle bir inşaat başlatılabilir. Ama artık bu dönemde bu tür yapılaşma çok külfetli bir iş olduğu için bizim gibi orta halli vatandaşların yapabilecekleri iş olmaktan çıkmıştır. Benim memleketimde bile güya iki katlı ve birbirlerine 4 m. mesafeli villa tipi 16 adet villayı yaptılar, ilk etapta 1.800 TL. diyorlardı, şimdi 4.000 TL. ya yükseltmişler. Villadan başka her şeye benziyor, azıcık bir bahçesi var bir de dediğim gibi komşu villa ile arasındaki boşluk mesafesi 4 metre. Benim ilçemde böyle kıytırık bir villa 4 bin TL olursa, büyük şehirlerde hak getire.

      Sonuç olarak; maalesef kimse gecekondusunu üzerinde ikamet etmeye devam etmek üzere bırakamaz. Bu mümkün değil. İmar ıslah ve yenileme çalışmalarından dolayı tüm parselller birbirinin içine girdikleri için, gecekondunu yeni yerine çekmek zorunda kalırsın, bu taşıma da mümkün olamayacağı için, gecekondunu maalesef yıkmak zorunda kalıyorsun ve bir mecburiyet daha var o da müteahhide kuzu kuzu kat karşılığı gecekondunu ve arsanı teslim etmek durumunda kalıyorsun.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*