1969-1970 öğretim yılında ortaokul 3. sınıfı okuyordum. Sene sonunda mezun olamadım ve 1970 ve 1971 yıllarında bir marangoz atölyesinde çalıştım. Babam o sıralarda Almanya’da işçi olarak çalışıyordu. Babama bir mektup yazdım ve beni Almanya’ya götürmesini istedim. Bizleri Almanya’ya götürmemekte direnen babam, yazdığım mektuptan ikna olmuş olacak ki, beni Almanya’ya işçi olarak götürmek üzere istek talebinde bulunmuş ve 1971 yılının temmuz ayında izne geldiğinde de Almanya’ya işçi olarak gidebilmem için Türkiye’de yapılması gereken tüm işlemlerimizi 27 Ağustos 1971 Cuma günü tamamlamıştık.
Babam yıllık izninin bitiminde tekrar uçakla Almanya’ya döndü. Ben de 4 Eylül 1971 Cumartesi günü İstanbul Sirkeci tren garından bindiğim bir kara trenle Almanya acı vatan serüvenimi başlatmış oldum. O günkü tren yolculuğumuzun sonunda Edirne Uzunköprü hudut kapısından Yunanistan’a giriş yaparak Türkiye topraklarını geride bıraktık. Sırasıyla Bulgaristan, Yugoslavya ve Avusturya ülkelerinden de geçtikten sonra nihayet Almanya topraklarına girdik. 3 gün süren yorucu bir tren yolculuğundan sonra 6 Eylül 1971 pazartesi günü akşamın karanlığında Almanya’nın Aşağı Saksonya Niedersachsen eyaletinin Verden ilçesine bağlı Achim nahiyesinin tren istasyonuna geldik. O gün beni tren istasyonundan babam, Çağırkan'lı arkadaşı Süleyman ile birlikte karşılayarak aldılar.
Tren istasyonu ile babamın ikamet ettiği lojmanın arası yakın olduğu için birlikte yürüyerek babamın kaldığı lojmana geldik. Kahvaltı türü hazırlanan bir akşam yemeğinden ve yolculuk sohbetinden sonra lojmanda misafir işçi olarak ikamet edenlerin müştereken kullandıkları mutfak, banyo ve tuvaletlerin yerlerini öğrendim. Babamla birlikte kalacağımız lojman odasındaki altlı üstlü ranzanın alt katında yattım. Ertesi gün uyandığım da babam işine gitmişti. Ben o gün dinlendim ve biraz da fazla açılmadan etrafımı araştırıp inceledim. Ertesi günü de babamın çalışmış olduğu J.C.Runken &. CO. ticari unvanlı kadın ve çocuk giysisi üreten tekstil fabrikasında işe başlayacaktım.
Tren istasyonu ile babamın ikamet ettiği lojmanın arası yakın olduğu için birlikte yürüyerek babamın kaldığı lojmana geldik. Kahvaltı türü hazırlanan bir akşam yemeğinden ve yolculuk sohbetinden sonra lojmanda misafir işçi olarak ikamet edenlerin müştereken kullandıkları mutfak, banyo ve tuvaletlerin yerlerini öğrendim. Babamla birlikte kalacağımız lojman odasındaki altlı üstlü ranzanın alt katında yattım. Ertesi gün uyandığım da babam işine gitmişti. Ben o gün dinlendim ve biraz da fazla açılmadan etrafımı araştırıp inceledim. Ertesi günü de babamın çalışmış olduğu J.C.Runken &. CO. ticari unvanlı kadın ve çocuk giysisi üreten tekstil fabrikasında işe başlayacaktım.
08 Eylül 1971 çarşamba sabahı saat 06:00’da uyandık sabah kahvaltısını yaptıktan sonra babamla birlikte yaya olarak fabrikanın yolunu tuttuk. Lojman binasının ön tarafı yüksekçe süs bitkisiyle çevriliydi. İki kişinin yan yana yürüyebileceği dar bir patika yoldan aşağıya doğru indik ve bir kilise binasıyla karşılaştık. Kilisenin içinden geçen yoldan ilerleyerek nihayet araç trafiği olan bir anayolun kaldırımından yokuş aşağı yürümeye devam ettik. Fabrikanın giriş kapısına geldik ve yayalar için ayrılmış bölümden içeri girdik.
Firmanın Ana Giriş Kapısı ve İdare Binasının Görünümü. |
O yaşta ilk defa televizyonu Almanya’da görmüştüm. Babamla birlikte bir mağazaya giderek siyah-beyaz bir televizyon satın aldık. O zamanlar televizyonda “Kaçak” ve “Dallas” dizileri vardı. Akşamları ve hafta sonları televizyon izliyorduk. Bu ara ben de Almanca lisanını kendimi çok iyi ifade edebilecek bir şekilde kendi gayretimle ilerletmiştim.
Dikiş Atölyesinden Bir Görünüm. |
Silah altına alınacağım için 07.06.1975 tarihinde Türkiye’ye kesin dönüş yapmak zorunda bırakıldım. 03.07.1975 tarihinde silah altına alındım ve 03.03.1977 tarihinde terhis oldum. Terhisimden sonra tekrar Almanya’ya işçi olarak gitmek için herhangi bir girişimde bulunmadım. 1978 yılında tekrar Almanya’ya eski işime dönmek için yaptığım başvurum; terhisimden sonra 3 aydan fazla bir zaman geçmiş olması nedeniyle Almanya Konsolosluğunca reddedilmişti.
Firmanın Misafir İşçileri İçin Yapılmış Lojman Binası. |
YazBlogcu
12 Yorumlar
S.A. Recep bey.. Şükür kavuşturana diyorum.
YanıtlaSilSiz dostlar ve paylaşımların güzelliğinin eksikliğini zaman zaman duyuyordum.
Sağlıcakla huzurla kalın..sevgiler selamlar saygılar..
Daha sık görüşmek dileğiyle.
Merhabalar Mavi Tutku, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilSağlık, huzur, mutluluk, dost, güvenmek ve paylaşmak... Bunlar ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuz şeyler...
Sevgili Mavi Tutku, yaşadığım tüm olumsuzluklardan dolayı karşılaştığım hiçbir olaya iyi tarafından bakamıyorum. Hep karamsarım ve mütemadiyen karamsar tablolar çiziyorum.
Herşey için teşekkürler. Görüşmek dileğiyle.
Merhaba!
YanıtlaSilÖncelikle hepimizin gözü aydın.Bloguma gelip ziyaret ettiğiniz sürece cevaben sayfanızı hep yorumlara açmanızı rica ettim.Son geldiğimde yine yorumlara açık değildi.İletişim için ya konuşmak ya yazmak vs gerekli.Yoksa insanlar birbirini nasıl anlar.Neyseki yorumlara açmışsınız.Teşekkürler.Almanya anınızı daha önce okumuş,yorum yazmış sonrada yorumlara kapadığınızı o zaman öğrenmiştim.Aradan o kadar çok zaman geçmiş ki!Şu anda Almanya'ya yerleşseniz aynı tadı alırmısınız bilmem.
Saygılar...
Merhabalar Gönül Çelen, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilBen tüm bloglarımı silmek suretiyle yayına da kapatmıştım. Kapatmadan önce yorumlara kapalı tutmuştum. Engel kalkınca bloglarımı tekrar yayına almıştım ama, yorum ayarlarını değiştirmeyi unutmuşum. Çok haklısınız. Sizden çok özür dilerim.
Evet birbirimizi anlamak, tanımak ve paylaşmak istiyorsak, elbette blogculuğun bir gereği olarak karşılıklı yorumlar yazmak suretiyle bunu yerine getireceğiz. Yerden göğe kadar haklısınız!
Ben gerçekten tekrar oralarda olmak istiyorum. Çevremdeki tüm insanlardan, ülkemi terk-i diyar edecek kadar zarar gördüm.
Siz erkek olmadığınız ve askerlik yapmadığınız için bilemezsiniz. Çok zor şartlar altında tamamladığım 20 aylık askerlik hayatıma bile geri dönmek istediğim düşünülürse, neden tekrar Almanya'da olmak istediğim konusunda herhalde bir fikir verebildim sanırım.
Ben herşeye rağmen, şükreden ve sabreden bir kulum. Yüce Allah buna şahittir.
Saygılarımla.
Merhaba Kardeşim,
YanıtlaSilMerhaba Vefalı Dost,
MB'da ve Damladaki yorumlarınızı aldım. Çok teşekkür ederim.
Bloglardan Seçmeler'i sordunuz. Kısaca anlatayım:
Blogspot kapatıldığı zaman Wordpress'te birkaç arkadaşa rastladım.Sanki sokakta kardeşime,dostuma rastlamış gibi oldum. Onların birbirlerine yazdıklarını okudum. Öyle içten, öyle kardeşçe yazışıyorlardı ki anlatamam.
Ben küçük büyük, kadın erkek, ünlü ünsüz her kategoriden herkesi kaynaştırmaya bir katkı sağlamak, biraz da yazmaya teşvik etmek için sitelerimi açmıştım. Memnuniyetle gördüm ki blogspotta bu fazlasıyla var. Yani maksat hasıl oldu. İşte bunun içindir ki sitelerimi kapattım. Şimdilik Damlada çalışmaya devam edeceğim. Damla kadar bile olsa katkım olursa kendimi mutlu sayacağım.İleride ne olur Allah bilir.
Hayırlı günler dileğiyle.
Kayınvalidem de rahmetli eşiyle zamanında Almanya'da çalışmışlar. yanılmıyorsam 1968 yılında gitmişler. Kesin dönüş yaptıktan 15 gün sonra kayınpederim vefat etmiş. 1976 yılı. kader.. hala oralarda akrabalarımız, her yıl bize gelen yakınlarımız var. söylediklerine göre oralar öyle değişmiş ki, ilk gittikleri zamanlar herşey çok güzelmiş. o yüzden şimdi gitme şansınız olsa ve gitseniz bence büyük hayalkırıklığı yaşarsınız.
YanıtlaSilMerhabalar Sayın Sabahattin Hocam, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz ve açıklamalarınız için çok teşekkür ederim. İnşallah Damla ile istediğiniz gibi, gönlünüze göre bir yayın hayatı sürdürürsünüz. Size sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir yayın hayatı dilerim. En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın saygılarımla.
Merhabalar Gülcan Kardeşim, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilEvet ülkemiz nasıl değiştiyse, mutlaka diğer ülkeler de aynı parelellikte değiştiler. Ülkemizin nasıl eski güzellikleri yok olduysa, mutlaka diğer ülkelerin de eski güzellikleri yok olmuştur. Ancak, arada her zaman bir fark vardı, ben o farkın kapandığını sanmıyorum. İşte o aradaki fark ta bana yetecek sanıyorum. 1976 yılında vefat eden kayınpederinize Yüce Allah'tan rahmetiyle muamele eylemesini dilerim. En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın efendim, saygılarımla.
merhaba Recep Bey,
YanıtlaSilnihayet yorum yazabiliyorum yazınıza :)
öncelikle bloğuma yaptığınız ziyaretleriniz için çok teşekkür ederim
umarım bundan sonra sıkıntılı bir durumla karşılaşmayız hiçbirimiz...
gurbet konusuna gelince, herşeye rağmen ben ille de vatanım diyenlerdenim :)
görüşmek üzere saygılar...
Merhabalar Küçük Hala, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sıkıntılar bitmez ki Küçük Hala, sıkıntıları doğuran kaynak çok! Sistemden kaynaklanır, hukuktan kaynaklanır, kendimizden kaynaklanır, çevremizden kaynaklanır. Daha önceleri de birçok defalar bloglarımı silmek ya da kapatmak zorunda kalmıştım.
Dualarınız iştirak ediyor ve inşallah bundan böyle başka sıkıntılara düçar olmayız diyorum.
En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın, saygılarımla.
Bülbülü altın kafese koymuşlar gene de vatanım demiş. Yeter ki vatan olsun...
YanıtlaSilMerhabalar Oyumben, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilHuzur bulduğumuz, mutlu olduğumuz her yer vatanımızdır...
Ziyaretiniz ve o güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*