ALLAH KATINDA DİN, ŞÜPHESİZ İSLAM’DIR (Al-i İmran/19.Ayet)

Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler
ve ne de  Hıristiyanlar asla senden 
razı olmazlar. Eğer onların arzu ve 
keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, 
Allah’tan sana ne bir dost, ne bir 
yardımcı vardır. (Bakara/120. Ayet)

Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları 
dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin 
dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost 
edinirse kuşkusuz o da onlardandır. 
(Maide/51. Ayet)



Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaret eden ABD’nin Avrupa ve Asya İşleri’nden sorumlu Dışişleri Bakanı Yardımcısı Philip H. Gordon,  “ABD olarak buranın açılmasını güçlü bir şekilde destekliyoruz.” demiştir.  Kendini eyalet valisi gibi gören Gordon daha da ileri giderek, Ruhban Okulu’nda “açın bakalım, bundan sonra geldiğimde kapalı görmeyeyim” gibi söylemlerde bulunmuştur. Gordon kim oluyor da bu tür söylemlerde bulunabiliyor.  Türkiye’yi ne zannediyorlar, burası Dingo’nun ahırı mı, yoksa muz cumhuriyeti mi? Türkiye’nin kendi kanunları var ve kendine tabi olan bir ülkedir. Ama, ABD’den emir alıyorsan, elbette Gordon gibi kendini bilmezin biri de gelir Ruhban Okulu’nun açılması ile ilgili Türkiye’ye böyle emirler yağdırır. 


Oysa, Ruhban Okulu zaten açıktır ve  her an faaliyetine başlayabilir.  Gordon’u okulda karşılayan papaz da Atatürk’ün “en hakiki mürşit ilimdir sözü var” diyerek işi nereden nereye götürüyor. Oysa, Atatürk’ün burada kastettiği ilim pozitif ilimdir. Ruhban Okulu’ndaki ilimle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur.

Zurnanın son deliği olan bir adam geliyor ve Türkiye’ye böyle emirler yağdırıyor. İçine düştüğümüz durum bu. Bu bağlamda Türk dış politikasının başarılı olmadığını söylemekle birlikte Türkiye’nin dış politikada ağırlığının da kalmadığını söyleyebiliriz.