Gurk Yatan Tavuk

Merhabalar,

Kaç kez blog sayfamdan çekildim, kaç kez çekilmeyi düşündüm ve kaç kez kapatıp açtım, sayısını hatırlamıyorum. Yazmak bir tutku olmuş ama,  bu sıralar bir tutukluk var; ne düşünebiliyor, ne de yazabiliyorum. Son bloğumdaki "Dikenli Teller" isimli şiirimi bile zar zor biraraya getirebildim. Kaç kez okudum yazdığım şiiri, anlam ve mana bakımından bir tersliği var mı diye.

Her sabah kalktığım da bilgisayarımı açar blog sayfamı kontrol eder, yeni ilave edilmiş blogları dolaştıktan sonra birşeyler yazmak isterim ama, bir türlü yazamam. Şu anda ülkemiz üzerinde dönüp dolaşan kara bulutlar ve terör belası yüzünden ne sağlıklı düşünebiliyorum, ne de üretebiliyorum. Ne kadar iyi ve güzel birşeyler yazmaya teşebbüs etsem de bir türlü yazamıyorum, olmuyor!..

Ben,  aslında yumurtalarının üzerinde gurk yatan bir tavuk gibiyim. Gurk yatan bir tavuk nasıl rahatsız edilmekten hoşlanmıyorsa, ben de yazı yazarken rahatsız edilmekten hoşlanmam. Acı da olsa, tatlı da olsa birşeyler yazabilmem için ruh halimin çok güzel bir atmosferde olması gerekiyor. Moralimi bozan, huzurumıu kaçıran birşeyler varsa, işte ben tutuldum kaldım, yazamıyorum. Size bir şey daha itiraf edeyim, huzurum yerindeyse namazımı kılabiliyorum, eğer huzurum yerinde değilse, namazlarımı bile aksatıyor ve kılamıyorum. Çünkü yaptığım herşeyden zevk almam gerekiyor, zevk alamadığım bir işi yapmam mümkün olmuyor. Ne kadar kendimi zorlasam,  yapmaya kalkışsam da ortaya pek güzel birşeyler çıkaramıyorum.

İnşallah ruhumu olumsuz etkileyen bu acılar sona erer de, ben de artık rahatça zevk alarak birşeyler üretebilirim. Aksi halde bu olumsuz havadan kurtulmam ve birşeyler üretmem mümkün değil.

Recep Altun
Selam ve muhabbetlerimle.