Sevginin, insan doğasının
kumaşına Yüce Yaratıcı tarafından işlenmiş en güzel ve en muhteşem bir motif
olduğunu söyleyebiliriz. Sevgi, insan ruhunun özüne konulmuş, eşyanın tabiatına
üflenmiş en yüksek değerdir. Sevmek; var olmak ve var olmanın keyfini tatmaktır.
Sevmek, ezeli ve ebedi bir neş'e halidir. Neş'e ise var olmak, var olmanın
heyecanını duymak demektir.
Sevgi; akıl, fıtrat, bilinç ve
var oluş duygusu ile paralel yürür. Aşk ise; bilinçsizlik, akıl dışılık,
fıtratla çatışma ve yoklukta erime zemininde yürüyen marazi bir haldir. Aşk
lügatte “sarmaşık” demektir. Yani duyguların düzensiz bir hal alması,
bağlılığın ve ilişkinin benlik (yahut varoluş) duygusunu silip süpürmesi
durumudur. “Aşk’ta” aşık ile maşuk birbirinden ayrılmaz derecede iç içe geçmişler
ve kendi varlıklarını muhatabının varlığında eritmişlerdir. Bu durumda ne
aşıkın ve ne de maşukun bağımsız varlıklarından bahsetmenin anlamı kalmamıştır.
Sevgi de ise, karşılıklı varlık
bilincinin nitelikli bir şekilde devamı söz konusudur. Bilinç ortadan
kalkmamış, varlık duygusu karşılıklı bir şekilde idrak edilmekte ve tarafların
varlığının devamı karşılıklı bir şekilde sürüp gitmektedir.
Eski kültürde; sevenden sevilene,
İnsandan Allah’a yöneltilmiş sevgiye
“muhabbet”; sevilenden sevene, Allah’tan insana yöneltilmiş sevgiye ise
“meveddet” denilirdi. Her iki durumda da
muhataplar kendi varlıklarının bilincindedirler, benlik duygularını
kaybetmemiş, şuur dışına çıkmamışlardır. İşte bu durumda sevgi bu ilişkiyi bir
üst bilinç düzeyine taşır, karşılıklı varlık sahibi oluşu anlamlı hale getirir
ve muhataba karşı beslenen bağlılık duygusunu Allah sevgisine vasıta ve vesile
kılmak sureti ile de bilinçlerin en üstünü olan kulluk bilincinin kapısını
aralar.
Aşk ise aslında bir kendi kendini
kandırma, kendini anlamsızlaştırarak bir sarhoşluk hali oluşturma durumudur.
Bilincin dışına taşma, idraki yitirme ve varlığın asli çizgilerini kaybediş…
Sonra da bu marazi halden paradoksal bir şekilde keyif alma, yoklukta varlığı,
varlıkta yokluğu arama gibi eşyanın realitesine ters bir durumu ısrarla
sürdürme.
Sevgi aslında Allah’ın insana
üflediği ruh olan düşüncenin en soylu ve en üstün tecellisinden başka bir şey
değildir.
Araştırma: Recep Altun
Kaynak: Üslup Dergisi
Makale: Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan
Makale: Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan
10 Yorumlar
PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER
YanıtlaSilALLAH RAZI OLSUN
Merhabalar Seyyah Gül, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz, içten ve güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla.
teşekkürler güzel paylaşıma."sevgililer sevgilisinin"sevdikleri arasında olmanız duası ile,iyi günler diliyorum:))
YanıtlaSilMerhabalar Nalan İyidoğan, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz, beğeni ve güzel dileklerinizi içeren o güzel samimi ve içten yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Merhaba,
YanıtlaSilSevgi üzerine yazılan en güzel yazılardan birini bulup paylaştığınız için teşekkür ederiz.
Sevgi konusunda ne desek azdır.
Hayırlı günler dileğiyle.
Merhabalar Sabahattin Hocam, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve "Sevgi Üzerine" başlıklı paylaştığım bloğumu beğendiğinizi ifade eden o güzel, samimi ve içten yorumunuza çok teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla.
Merhaba Recep Bey, bu güzel paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilMerhabalar Uzunincebiryol, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve beğeni içeren yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla.
Recep bey,ne güzel bir konuya değinmişsiniz.
YanıtlaSilHer şeyden önce yaratandan ötürü yaratılanı sevmeliyiz.
Kalbimizden yüreğimizden sevginin eksik olmaması dileklerimle RABBİM'ize emanet olalım.
Merhabalar Sevalce Lezzetler, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve konuya olan duyarlılığınızı ifade eden o güzel, samimi ve içten yorumunuza çok teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla.
*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*