Yaşlı Ceviz Ağacı

Fotoğraf: Recep Altun, Kaman'dan
Kaç yaşında bilmiyorum ama, yaşlı ve beli bükülmüş bu ceviz ağacının mutlaka bir hayat hikayesi olmalı. Belki merak edeceksiniz, bu yaşlı ceviz ağacı kimin bahçesinde diye? Bence kimin bahçesinde olduğundan daha çok bakımsızlıktan ve ilgisizlikten beli bükülmüş bu yaşlı ceviz ağacına sormak gerekir, "Bu kadar erken, sen bu hale nasıl geldin?" diye.

İşte tüm canlı varlıklar, bu ceviz ağacı gibidir. Eğer onlara karşı ilgisiz, sevgisiz ve kayıtsız olursanız onlar da böyle erkenden yaşlanır ve çöker giderler. Fotoğraf karesinin üzerine çift tıklayarak fotoğrafı orijinal çözünürlüğüne getirirseniz bu yaşlı ceviz ağacını daha yakından inceleme ve tanıma fırsatı bulabilirsiniz.

Cevizin Kaman için ne demek ve nasıl kıymetli bir meyve olduğuna ve ceviz ağaçlarının korunması ile ilgili yasaya değinmeden, sadece bu ağacın hikayesini dinlemek için fotoğraf karesini okumaya başlayalım. Bu arada rahmetli Cem Karaca'nın bir de ceviz ağacı ile ilgili "Ben Bir Ceviz Ağacıyım Gülhane Parkında" isimli bu güzel şarkısını hatırlatmadan geçmek istemiyorum. Bu şarkıyı hiç dinlememiş olup, merak edenlere öneririm, mutlaka en azından bir kere dinlesinler.

Ben de bir zamanlar sizin gibi genç, görkemli ve bakımlı ve her sene dolu dolu meyve veren bir ceviz ağacıydım. Sahibim aşılarımı yaptırır, kuruyan dallarımı keser ve beni sulardı. Ben de hayat bulduğum bu yerin dört bir tarafına ceviz dolu dallarımı uzatırdım. Geceleri yıldızların ve ayın ışığı altında uyumayı, bahar yağmurları ile yıkanmayı ve rüzgarlarla sohbet etmeyi çok severdim. Baharla birlikte diğer ağaçlar gibi ben de uyanmakla birlikte dallarımdaki tomurcuklarımı patlatır, yaprağa ve ardından da çiçeklere dururdum. Eğer soğuk alıp üşütmezsem, sahibim de aşılarımı zamanında yaptırırsa o sene o kadar çok cevizim olurdu ki, ben de sahibim de çok mutlu olurduk.

Yıllarca ben de sahibim de çok mutlu ve güzel günler yaşadık. Günler haftaları, haftalar ayları, ve aylar da yılları kovaladı durdu. Ne zaman ki sahibim öldü, onun yokluğuna dayanamadığım gibi; evin diğer aile fertleri bana ne ilgi, ne sevgi ve ne de şefkat gösterdiler. Sahibimi kaybetmemin üzüntüsünden ve bakımsızlıktan gövdem ve dallarım kurudu, belim çöktü. Her ne kadar bahar aylarında, ben de diğer ağaçlar gibi uyansam, dallarımda yapraklarım ve çiçeklerim açsa da hiç bir şey eskisi gibi olmuyordu. Bakımsızlıktan ve ilgisizlikten dolayı gövdem ve dallarım kuruyor, aşılarım yapılmadığı için meyveye duran tek tük cevizlerim de kurtlanarak çürüyordu.

Artık tamamen kökümden kesilerek, sobalarda ya da fırınlarda odun olarak yakılacağım kaçınılmaz sonu beklemekten başka yapacak bir şey kalmamıştı. Bir gün bu acı sonun kapıma dayanacağını bilmenin verdiği keder ve üzüntünün bir an önce son bulmasını istiyordum.

Acaba bizler de dar-ı bekada tekrar hayat bulacak mıyız diye merak edip dururken, beklenen o gün geldi ve çattı. Benimle birlikte diğer tek tük çalı ve ağaçları da kestiler ve odun olmak üzere birine verdiler. Artık ben de diğer canlılar gibi ölümün acısını tattıktan sonra, hesap günü tekrar hayat bulmak üzere berzah alemine doğru yola çıkarıldığımı görünce ne kadar sevindiğimi anlatamam. Çünkü, yaşamım boyunca birlikte olduğum her şeyle benim de bir hukukum vardı. Dehr-i alemde uğradığım haksızlıklar sonucu, mağduriyetimin giderilmesi adına, haklarımın iade edileceğini bilmek kadar; beni mutlu eden daha güzel ne olabilirdi ki?

Recep Altun, 13.11.2017, Ankara

Yorum Gönder

12 Yorumlar

  1. Çok yazık gerçekten, sevgi, ilgi her canlıyı yaşatan, yaşama döndüren şey. Yoksa bu ceviz ağacı gibi oluyoruz, çok güzel yazmışsın, emeğinize sağlık.
    Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar Bücürükveben, Hoş Geldiniz.
    Ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    Bu ceviz ağacının hayat hikayesi gerçektir. Sahibi öldükten sonra içindeki kerpiç ev bakımsızlıktan uçtu, bahçedeki ağaçlar da bakımsızlıktan kurudular. Belediye iş araçları da viraneye dönen bu metruk bahçeyi temizlediler. Ev uçtuktan sonra oradan geçerken ceviz ağacının bu halini görünce hemen fotoğraflamıştım. Aradan yıllar geçti, hikayesini yazmak da bu güne nasipmiş.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  3. Aslında fotoğrafın orijinaline baktığımda ne kadar da haşmetli durduğunu gözlemledim.. minicik bir bakımla bile eski debdebeli günlerine dönmesi mümkünmüş. Ama kesmek kolaylarına geldiğinden bunu yaparlar.
    Güzel bir anlatımdı, elinize sağlık Recep bey.
    Güzel günlere...

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar Momentos, Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    O ceviz ağacının kesilmesinin birden fazla sebepleri var. Ama ben de doğru bulmuyorum. Dalına kuş konan ağaç kesilmez! "Yaş ağaca balta vuran el onmaz!" M.Emin Yurdakul.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  5. Bir ceviz ağacının hikâyesi ancak bu kadar güzel anlatılırdı Recep Bey. Ben de insan dışında bütün yaratılmışların kaderlerini hep merak eder, buna benzer düşündüklerim olur. Yaratılmalarında mutlak hikmetler var. Her şeye değerini vermeliyiz. Bize bu nimetler emanettir. Hesabını vereceğiz. Elinize sağlık.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar Ece Evren Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Kendimizle birlikte her şey bizlere emanet edilmiş. Ancak, bu emanetlerin hesabını vermek o kadar kolay olmayacak! Ceviz ağacı bizlere göre çok şanslı.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  7. Merhaba Recep Bey, yazınızla birlikte ağaç sevgisizliğini yaşadığımız bu korkunç günleri bir kez daha gözümün önüne getirdim. Ve bir kez daha iç geçiriyorum... Dolayısıyla bu vefasızlığımızın bedelini ağır ödeyeceğimiz kesin. Güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık... Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel anlatmışsınız. Keşke zamanında bu tür değerlerin kıymetini bilsek ve böyle kuruyup, çürümeye yüz tutmadan kurtarabilsek.

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar Tülay Gürdal, Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Hala ağacın ve yeşilin farkında değiliz. Kafa gözlerimiz görüyor ama, gönül gözlerimiz böyle değerlerden bihaber.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  10. Merhabalar Beyda'nın Kitaplığı Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Kim ne derse desin, bizim toplumumuzda ağacın değerini bilen çok az. En nefret ettiğim haber, orman yangınları haberidir. Benim gözümde ağacın insandan bir farkı yoktur.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  11. Bu yazıyı yeni okuma fırsatım oldu, ilgisizliği o kadar güzel ve içten anlatmışsınız ki,hüzünlendim doğrusu..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Gülten, Hoş Geldiniz.
      Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Paylaşıma yaptığınız katkı ve destek için ayrıca teşekkür eder, yazıyı beğenmenize sevindim.
      İşte böyle. Bizim sonumuzun da bu ceviz ağacından bir farkı olmayacak.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*