Merhabalar.

Deprem gibi olğanüstü koşullarda evi yıkılmış, belki enkazdan çıkmış, aç-susuz bir insanın deprem bölgesindeki bir markete girip ihtiyacı olan yiyeceği ya da bir hijyen malzemesini alması yağmacılık olarak düşünülemez. Fakat maddi menfaat sağlamak üzere satmak amacıyla oradan eşya almak yağma eylemidir. 

Bu çok hassas bir konu, çizgiyi çok dikkatli çizmeli. Bu, yağmayı övmek gibi bir şey değil. İnsanın en temel içgüdüsü hayatta kalmak. Hayatta kalmak için marketten temel ihtiyacını karşılamak üzere bir şey almaktan bahsediyoruz. Bunu bir anlamda marketin kamulaşması olarak da düşünebiliriz. 

Soğuk, açlık, susuzluk, çaresizlik, korku... Ayrıca o marketten, hayatta kalmak için dahi olsa, bir şey alırken, belki en temel değerlerini yıkan bir eylemde bulunuyor. Yaşadığı tüm olumsuzlukların üzerine bir de bunun yarattığı psikolojik ikilem ve utanç ekleniyor. 

Hayatta kalabilmek için, kendi ihtiyacını karşılamak üzere marketten bir şişe su, bir paket büsküvi almanın yağmacılık olmayacağı konusundaki düşüncemin ne derece doğru olduğunu sizlerle paylaşmak istedim. 

Selam ve saygılarımla.