Gaz Lambası


Nuh Nebi’den evvel kullandığımız aydınlatma gereçlerimizden biri olan gaz lambası, her ne kadar günümüzdeki lambalar kadar iyi ve güzel aydınlatmasa da o günler çirkinliklerin, kötülüklerin şimdiki kadar yaygın olmadığı ve barınamadığı, her şeyin çok güzel olduğu huzurlu günlerdi.

60 cm. kalınlığındaki kerpiç duvarlı evlerimizin ahşap pencere ağızlarında, ya da duvarda asılı şekilde; odalarımızı, ders çalıştığımızda masa üzerinde kitap ve defterlerimizi aydınlatan gece güneşimiz ve tek aydınlatma gerecimizdi. Bu gaz lambasının ışığında ne kadar mutlu ve ne kadar huzurluyduk!..

Onların da kendine göre 7 numara, 14 numara gibi boyutları vardı, numara büyüdükçe lambanın haznesi, başlığı, fitili ve şişesi de büyürdü. Büyük lambalar haliyle daha kuvvetli aydınlatırdı. İçine gaz yağı konulan yuvarlak bir cam haznesinin orta kısmı çukur alt ve üst kısmı çıkıntılı imal edilmişti. Ortadaki çukur kısmına bir metal çember dolanır, bu çembere bağlı iki dik metal çubuğa geçirilmiş yuvarlak bir yansıtma levhası olurdu. Bu levha; kimilerinde aynalı, kimilerinde sadece sac levhadan olurdu ve lambanın arka tarafına ışığı vermez, güya ön tarafa doğru yönlendirerek daha kuvvetli bir aydınlatma sağlardı. İçine gaz konulan şişe haznenin üst tarafında tam ortasında vida yataklı yuvarlak bir çıkıntı olurdu. Bu çıkıntıya içinden fitil geçirilmiş lamba başlığı monte edilirdi. Fitil yanarak bittikçe, fitili ısıran bir dişli çark vasıtasıyla fitil içeri ya da dışarı çıkartılarak en iyi yanma ve en iyi aydınlatma sağlanırdı. Lamba şişesi: alt ağız kısmı lamba başlığındaki metal kasnaklı yuvaya oturacak şekilde yuvarlak, yukarıya doğru bombeli ve uca doğru daralan bir huni şeklinde camdan imal edilmiştir. Kullanıldıkça iç yüzeyi islenir ve nemli bir bezle ovalanarak bu is temizlenirdi.

Kimi evlerimizde de duvarda asılı ahşaptan bir lambalık olurdu ve gaz lambası bu lambalıkta muhafaza edilirdi. O zamanlar bu lamba şişesinin de kanaviçeden işlenmiş bir süslü giysisi bile olurdu. Nasıl sehpaların üzerinde kanaviçe işlenmiş örtüler varsa, aynı onlar gibiydi. Yanan lambanın fitilini fazla dışarı verdiğiniz zaman hem randımanlı bir yanma ve aydınlatma olmazdı hem de lamba şişesini islendirirdi. Tam yanma ve aydınlatma fitil daha çok lamba başlığının içinde kalır ve en fazla başlığı 5 mm. Yukarı geçerdi. Daha az aydınlatma sağlanacaksa fitil, fitili ısıran dişli çarka bağlı yuvarlak hareket kolu ile lamba başlığının içersine doğru alınırdı. Tamamen söndürüleceği vakit lamba şişesinin en uçtaki ağız boşluğundan üflenerek söndürülürdü. Sönen lambadan hemen bulunduğu yere çiğ gaz kokusu salgılanır, zamanla bu koku azalırdı. Bu kokudan rahatsız olanlar, lambanın söndürüleceği zaman, lambanın söndüğünde, yanmamış rahatsızlık veren çiğ gaz kokusunu teneffüs etmemek için gaz lambasının dışarıda söndürülmesini isterlerdi.

Gaz lambası, insanlarımızın dikkatsizliği yüzünden, zaman zaman ufak tefek yangınlara da sebebiyet vermiştir. Belki çok büyük yangınlara da sebep olmuş olabilir ama ben yaşım itibarıyla çevremde olmuş böyle bir yangın hadisesi hatırlamamakla birlikte mutlaka olmuş olabileceğini, atalarımızın: “Olmuş çok da, duyulmuş yok” sözüne bağlıyorum.

Akşam evde ince işle uğraşanlar gaz lambasını yerinden alır, işi yaptığı yakın bir yere yerleştirirdi. İş yapmayanlar için ışık o kadar önemli değildi. Eğer çocuklar ev ödevlerini yapacaklarsa, o zaman gaz lambası çocukların ders çalıştıkları ahşap masanın üzerine alınırdı. Gaz lambasının etrafında olanların baş, kol ve el hareketlerinin gölgeleri duvarlara yansırdı. Hatta bazı geceler el ve parmak hareketleriyle gölge oyunları bile oynardık. En iyi gölge oyununu icra edenin yaptığı bu gölge oyunları büyük bir keyifle hep birlikte seyredilirdi.

Gaz lambası odanın pencere ağzında olduğu zamanlar, perdesi çekilmemiş pencere camları siyah ayna gibi olur ve lambanın önünde duran her nesnenin siyah beyaz görüntüsü cama düşerdi. Muzip çocuklar, lambayı çene altları hizasında tutarak çene altından vuran ışık ile korkunç bir yüz görünümü sağlardı, bu görüntü de cama düşer ve “dışarıda pencerenin önünde öcü var” diye birbirlerini korkuturlardı. Çocukların birbirlerini korkutmamaları için, evin ahalisi ahşap pencerenin üst tarafında iki küçük çivi arasına gerilmiş bir ipe takılı beyaz renkli perdelerini devamlı çekili tutarlardı. Gaz lambası şişesinin en uç kısmı dar olduğundan dolayı yanan gazın ısısı burada odaklanır, lamba şişesinin en uç kısmına tutacağınız her nesne ısınma yoğunluğuna göre alev alarak yanmaya başlardı. Kalın bir cisimle lamba şişesinin ağzını kapatırsanız, cam şişe içindeki hava çabucak tükeneceği için fitil is çıkararak yanmaya daha sonra da sönmeye başlardı. Gaz lambası yangın çıkarmaya meyilli bir gereç olduğu için asla tek başına bırakılmaz, onun yandığı her yerde mutlaka ona göz kulak olan bir kişi bulunurdu. O, yanar halde asla tek başına bırakılarak, ya da terk edilerek bir yere gidilmez, mutlaka söndürülürdü. Aksi halde yangınlar kaçınılmaz olurdu.

Gaz lambasını tanıyan ve onu kullanan bizler; her ne kadar şimdiki modern aydınlatma gereçleri gibi bir aydınlatma sağlayamıyorsa da, biz bu emektar lambanın kullanıldığı günlerden çok memnunuz. Aslında bu memnuniyet; doğrudan gaz lambasına bağlı bir memnuniyet olmamakla birlikte, onun zamanındaki yaşanmış güzellikler ile huzura olan özlemden kaynaklanan memnuniyettir.

Recep Altun 

Yorum Gönder

22 Yorumlar

  1. O günler sanki insanlar daha mutluydu gibi geliyor bana, çünkü ben televizyonsuz, bilgisayarsız çocukluğumda şimdiki çocuklardan daha mutluydum...Teknoloji insanı insanlıktan çıkarıyor, robotlaştırıyor adeta, ve zaman çok acımasızların zamanı, acımasız olan kazanıyor, politika, iş dünyası artık hep acımasızların...Ama ben acımasız olamam ki, zaten olamadım..............

    YanıtlaSil
  2. Gaz lambası beni geriye götüren yegane şeylerdendir. Birden bazı resimler canlanır gözümde acı tatlı. Severim ben gaz lambasını..

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar Banuca,hoş gelmişiniz.

    Sade, huzurlu ve mutlu bir yaşamın peşinde koşmaya devam edeceğim. Evet sizin de dediğiniz gibi o günlerde bizler çok mutluyduk, çok huzurluyduk. Yeni kuşak gençlere ve çocuklara sorun, onlar da bu günlerden memnun olduklarını, huzurlu ve mutlu olduklarını söyleyeceklerdir. Ancak hem bu günleri, hem de o eski günleri yaşayan bizler bu iki dönemi karşılaştırarak aradaki farkı görebiliriz. Hatta o günleri yaşamışlardan bile bu günleri eski günlerine tercih edenler çıkıyor.

    Ziyaretinize ve yazdıklarımızı daha bir anlamlı kılan o güzel, samimi ve içten yorumunuza çok teşekkür ederim efendim, sağlıcakla kalın, saygılarımla.

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar Mavi Tutku, hoş gelmişiniz.
    Ziyaretinize ve yazdıklarımızı daha bir anlamlı kılan o güzel, samimi ve içten yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Siz de gaz lambasını tanıyan ve onunla yaşayan biri olarak; o devirdeki mutlu ve huzurlu günlerimizi özlemle hasretle arayanlardansınız.

    Kim ne derse desin; belki teknoloji bizlere yaşamın her kesitinde kolaylıklar sağlıyorsa da, bir o kadar da kötülük ediyor. Bunu yaşamızın her kesitinde görmek mümkündür.

    Sağlıcakla kalın, saygılarımla.

    YanıtlaSil
  5. s.a receb bey öncelikle ziyaretiniz ve her zamanki içtenliğinizle konuya vakıf olup yazdıgınız çok deyerli yorumunuz için teşekkür ederim gaz lambasından ben orta bire giderken ayrıldım ilk okul zamanlarımızda sofra tahtasının ortasına koyar etrafına 3 kardeş toplanıp ders çalışırdık beni o günlere götürdü çok güzel bir paylaşım teşekkür ederim iyilik sağlıklar dilerim sevgiler

    YanıtlaSil
  6. Recep Bey size yorum göndermekte çok zorluk yaşıyorum.Olmuyor bir türlü.Bi kaç kez yazdım gelmedi sanırım.Fatih Bey'e ulaşabiliyorum ben.Yorum da yazabiliyorum.Bakalım bu yorum gelicekmi :) sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar Fatma Kardeşim, Hoş gelmişiniz.

    Ziyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sağolun, varolun.

    Allah'a emanet olun, sağlıcakla ve dualarla kalın.

    YanıtlaSil
  8. Merhaba Ebruli Kardeşim, Hoş gelmişiniz.

    Ziyaret ve yorumunuz için teşekkür ederim. Tamamen sistemden kaynaklandığını düşündüğüm aksaklığın ayarlarla ilgili bölümü yeniden en ince noktasına kadar kontrol edeceğim. Uyarınız için çok teşekkür ederim.

    Allah'a emanet olun, sağlıcakla ve dualarla kalın.

    YanıtlaSil
  9. Merhaba Sultanyemektarifleri.blogspot.com. Hoş gelmişiniz. İzleyiciler grubuna profil resminizi bırakıp gitmişiniz. Ben de sizin profil resminizden bloğunuza ulaştım. Yemek tarifleri ile ilgili bloglarınız inceledim. Düşüncelerimi paylaşmak istedim ama malesef yorum bırakacak bir komut sekmesi bulamadım. Yaşlılık bu ya belki de göremedim. Ziyaretiniz için çok teşekkür ederim efendim, saygılarımla.

    YanıtlaSil
  10. Recep Bey Fatih'in ban yazdığı yorum şöyle : Recep Bey merhaba sizi görmek ne kadar güzel. İnanın değişen blog isimleriniz yüzünden bende sizin bloğunuza ulaşmakta zorluk çekiyorum. Beni sormanız beni gerçektende çok mutlu etti. Şuanda bloğuma erişimde bir problem yok. Googledan kaynaklanan DNS hataları dolayısıyla blogspota yönlendirilen domainlerde bu aralar kopukluklar oluyor ne yazıkki.

    Allah'a emanet olun. Saygılar.

    YanıtlaSil
  11. Hoş Geldiniz,
    Değerli Kardeşim Ebruli, size ne kadar teşekkür etsem azdır. Aracı oldunuz ve beni Fatih beyle görüştürdünüz. Çok sağolun, varolun.Evet çok sık bir şekilde blogun URL adresini değiştirdim. İşte bir kere orijinal sayfan gitmesin. Gittiği zaman onun yerine bir türlü bir isim yakıştıramıyorsun. Artık hiç değiştirmeden URL http://re55.blogspot.com'da devam edeceğim. Ben tekrar Fatih'in bloğuna girmeye çalışacağım. Her ikinize de tekrar tekrar teşekkürlerimi sunarım. Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
  12. Fatih Cüce'ye mümkün değil bağlanamıyorum. Aşağıdaki mesajı alıyorum her seferinde:

    Bağlantı sıfırlandı
    Sayfa yüklenirken sunucuyla bağlantı kesildi.
    * Site geçici olarak açılamıyor ya da çok meşgul olabilir.
    Biraz bekleyip yeniden deneyin.
    * Hiçbir sayfayı açmayı başaramıyorsanız bilgisayarınızın ağ bağlantılarını
    gözden geçirin ve internete bağlı olduğunuzdan emin olun.
    * Bilgisayarınız ya da ağınız güvenlik duvarı ya da vekil sunucu tarafından
    korunuyorsa, Firefox uygulamasına internete erişmek için gerekli izinlerin verilmiş olduğundan emin olun.

    YanıtlaSil
  13. Recep Abi, çocukluğuma uzandım sayende yine... İlkokul beşe kadar ben de gaz lambaları ile büyüdüm... Ders çalışırken saçımı, kaşımı az yakmadım o lambalarda... Evet, hoş bir seda olarak kalmış içimizde o gaz lambalı yıllar... Mutluluk belki de yokluk ve kıtlıktaymış... Her şeyimiz var şimdi ama yine de bir şeyler eksik içimizde... Selam ve hürmetler.

    YanıtlaSil
  14. Merhaba Deliler Teknesi, Hoş Gelmişin.

    Gaz lambası ile yaşamış olman çok güzel. Neden dersen? Gaz lambasını ve gaz lambalı günleri görmüş olman, günümüzle kıyaslaman için çok iyi bir fırsattır.

    Ziyaret ve yorumun için çok teşekkür ederim. Yine birkaç gün bilgisayardan uzak kalacağım herhalde. Her seferinde ben mola istiyorum diye duyurmak ta pek şık olmuyor.

    YanıtlaSil
  15. Gaz lambası eskinin güzel bir sembolu aslında. İnsan parayı imkanı ne kadar bulursa bulsun, özünü unutmamalı bence. Ben yokluk yıllarının bir dönemine denk geldim maddiyat olarak, şimdi maneviyat olarak büyük bir yokluk dönemi görüyorum dünyada. İnsanlar yaradanı unutmuş, değerleri unutmuş, vicdanı onuru unutmuş, varsa yoksa yaşamak..ama nasıl!

    Yorumlarınızın sıcaklığı samimiyeti beni mutlu ediyor sevgili Recep bey. Keşke o güzel ortamlarda birlikte olabilsek dertleşebilsek.

    YanıtlaSil
  16. Recep Bey merhaba,yine yeniden geçmişe götürdüğünüz bu harika paylaşıma çok teşekkürler...sevgiyle mutlu olun saygılar

    YanıtlaSil
  17. Merhaba Hikayeler,
    Baba ocağından yeni geldim. Ziyaret ve yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  18. Merhaba Mavi Tutku,
    Baba ocağından yeni geldim. Ziyaret ve yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  19. Recep Bey blogumda link verdim bu güzel yazınıza.Hoşgörünüze sığınarak..Teşekkür ederim.Sevgiler..

    YanıtlaSil
  20. Merhaba Ebruli Hoş Gelmişiniz.
    Ben her zaman söylerim, dileyen dilediği gibi davranır, link te verebilirsiniz, kopyalayarak bir başka yerde de yayımlayabilirsiniz. Blogdaki tüm eserler, ne benim, ne de sizin; hepimizin! Hani aile ortamında ben, sen yok "BİZ" varız ya işte onun gibi bir şey.

    Efendim, çok teşekkür ederim. Allah sizin eksikliğinizi göstermesin. Siz hep var olun, hem sağlıklı hem de mutlu kalın inşallah.

    YanıtlaSil
  21. Merhabalar Recep bey,

    Yazınızı göndermişsiniz, teşekkür ederim, hemen okudum ve bloğunuza üye oldum)) hatta yorum da yaptım ama sanırım çıkmadı, bir terslik oldu belki de ben göremedim.
    O nedenle bir defada buradan yorumumu (hatırladığım kadarıyla) yazmak istedim.

    ''Kaleminize, okuyanı tam bir nostalji kucağına bırakan satırlarınıza sağlık.

    Gaz lambasını hiç kullanmadım, kullanılan yerde de bulunmadım ama sayenizde eski dönemlerde gaz lambası yanan sıcacık bir eve konuk oldum.

    İşlevini, çalışma prensiplerini ve yapılışını geçmiş zamanlarda televizyonda izlemiştim. Açıklayıcı satırlarınızı okurken bu bilgilerim de pekişti. Günümüzün sadece hoş bir sembolü olsa da yorumlardan anladığım kadarı ile pek çok kişinin anılarında hoş izler bırakmış. Sade, iş gören ve huzuru anımsatan bir aydınlatma aracı olmuş.

    Satırlarınız sayesinde pek çok anı aynı paydada buluşmuş. Yazmaya gönül veren bizler için bundan kıymetlisi de düşünülemezdi zaten, öyle değil mi?

    Selam, sevgi, saygı ve kocaman tebessümlerle...''

    YanıtlaSil
  22. Merhabalar Belgin Eryavuz, Hoş Geldiniz.
    Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim. Blog sayfamdan gönderemediğiniz yorumu ben buraya kaydettim. Tekrar çok teşekkür ederim.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*