Piyasaya fabrikasyon un değirmenleri çıktığından beri,  bizim tabiat gücü ile çalışan değirmenimize itibar eden yok artık! Eee,  ayakta kalabilmemiz için,  bizim de  çağın gerekleri doğrultusunda her açıdan kendimizi yenilememiz gerekiyor herhalde…

Oysa ben,  şırıl şırıl akan suyun ya da rüzgarın gücüyle dönen değirmen taşları arasında ezilen buğday tanelerinden oluşan unu çok seviyorum.  Bu undan yapılan ekmeğin kokusu da, tadı da bir başka oluyor.

Tadları ve lezzetleri unutmaya yüz tutmuş damaklarımıza ve  doğallığın sağladığı doğal gıdaya ihtiyacı olan bedenlerimize insaf etmeliyiz.

Nasıl olsa,  günün birinde doğal gıdalarımız hepten yok olacak ve küçücük tabletlere sıkıştırılmış öğünlerimizi damaklarımıza değmeden bir bardak suyla alacağımız günleri de göreceğiz!.. 

Recep Altun Kaman-Kırşehir