27 Mayıs 1960 darbesi sonucu 16 Eylül 1961 cumartesi günü Menderes Hükümetinin Dışilişkileri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Maliye Bakanı Hasan Polatkan, 17 Eylül 1961 pazar günü ise eski başbakanlardan Ali Menderes Aydın idam edildiler.
1961-1962 Ders Yılı da, 18 Eylül 1961 pazartesi günü bu infazların gölgesinde okulların açılmasıyla başlamış oldu ve ben de Kırşehir ili Kaman ilçesi Yenihayat ilkokulunun 1/A sınıfında 592 nolu öğrencisi olarak okula başlamış oldum.
Hiçbir şeyden haberi olmayan ben, sadece okula yeni başlamanın heyecanındayım. Ama bizim dışımızdaki tüm yetişkinler, 27 Mayıs 1960 darbesini ve bu darbe sonucu yargılanan Menderes hükümeti ile birlikte idam edilen başbakan ve bakanlarını konuşuyorlardı.
27 Mayıs 1960 darbesi ile birlikte infaz edilen idam cezalarının gölgesinde ilk defa okula başladığım günün acısını ancak yıllar sonra idrak edip hissedebilmiştim.
18 Eylül 1961 pazartesi günü ne garip bir gündür ki; kimilerine acı ve ıstırap, kimilerine de sevinç ve heyecanlar yaşatmıştır. Yüce Allah; hiçbir milletin çocuklarına, bir daha silahların ve idamların gölgesinde okullarına gitmeyi nasip etmesin inşallah!
24 YORUM:
İnşallah Recep Abi... İlkokul karnenizi hala saklıyor olmanız ne güzel... Hiç akıl etmemişim ben... İmrendim doğrusu size... Selam ve hürmetler.
YanıtlaSilMerhabalar Deliler Teknesi, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretinize ve yazdıklarımızı daha bir anlamlı kılan ve değer katan değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Karneleri benim saklamam mümkün değildi. Rahmetlik annem ilkokul mezunuydu. O sakladı biz de onun sakladıklarına sahip olduk. Yoksa benim akıl edip onları saklamam mümkün değildi.
En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın.
Biz ne kadar rahat ve güzel şartlarda okumuşuz meğer.Ben de tüm karnelerimi saklıyorum.Ara sıra bakıp duygulanıyorum :)sevgiler..
YanıtlaSilMerhabalar Ebruli, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretinize ve yorumunuza çok teşekkür ederim. Her ne kadar silahlı fiili bir darbe yaşamıyorsak ta, hala darbe ve darbecilerle uğraşıyoruz ya!..
En Güzel'e emanet olun, sağlıcakla kalın.
Silahın gölgesinde erken büyümek zorunda kalan on binlerce çocuklar var...malesef...
YanıtlaSilNe diyelim,inşallah bir gün barış ve kardeşlik olur bu dünyada.
Ve inşallah ırkçılık denilen nefretin tohumu'da yok olur...
Saygılar,
Merhabalar EdebimevzulaR, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretinize ve yazdıklarımızı daha bir anlamlı kılan ve değer katan yorumunuza çok teşekkür ederim.
Temennilerinize katılıyor, saygılarımı sunuyorum.
Merhabalar saygıdeğer arkadaşım; bloguma bıraktığınız güzel yoruma gönülden teşekkür ederim. Blogunuzda yayınladığınız nostaljik paylaşımlara bayıldım,elleriniz dert görmesin...Saygı ve sevgilerrrr...
YanıtlaSilMerhabalar annemineli, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretinize ve yazdıklarımızı daha bir anlamlı kılan ve değer katan o güzel, samimi ve içten yorumunuza çok teşekkür ederim.
bu gerçekten çok güzel bir paylaşım olmuş Recep Bey.
YanıtlaSilne enteresan bir tesadüf olmuş
bütün günler öyle değil mi ki kimileri mutluluktan uçarken, kimileri acı çekiyor
Merhabalar Küçük Hala, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim. Evet öyle, her yeni bir gün kimilerimizi sevince boğarken, kimilerimize de acılar ve hüsranlar yaşatır.
Yüce Allah, hiçbir kuluna taşıyamayacağından fazla yük yüklemesin!
Yürekten amiiiin diyorum.Geçmişte zor günler yaşandı:(Ne güzel ilkokul karneniz elinize.Ben bu tür anılarımı yaktım bir gün.Benden sonra kim saklıyacak bunları diye.Doğrumu yaptım bilmiyorum.Paylaşımınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilEşinize ve size saygılar.
:)))) Recep bey tam sizi düşünüyordum hiç gitmiyorum bloguna çok ayıp ediyorum diye:)). Blogu açtım, aklıma geldiniz, demekki iletişim, mesaj yazmışsınız.. Hemen hemen hiçbir arkadaşıma gitmiyorum.. Ben tm anlamıyla bu grafik çizimlerine takmış durumdayın.. İnanın saattlerce yapsam bıkmıyorum..Sitemde etseniz haklısınız.. birazcık bencil davranıyorum galiba bu arkadaş ziyaretleri konusunda.. Bu arada yazınızı okudum.. Bence saklamış olduğunuz bu karne tarih kokuyor, nostalji kokuyor. ne güzel etmişsiniz.. Bizler akıl edemedik saklamadık..Şimdi anlıyorum sizi.. Anladımki çok farklı değerleriniz var.. Eminim eskiye ait birçok belge var sizde.. Menderes zamanlarını bende hazırlıyorum gibi. Ferçi ben 62 doğumluyum ama.. Babam çok bahseder ve ağlardı.. Yazık ettiler günahsız insanlara diye..Halam anlatırdı... Köşke çok çok yakın oturdukları için.. Köşkten ağlama ve bağırma seslerinin geldiğini söylerdi hep.. Allah o günleri göstermesin birdaha diyelim... Sevgiler saygılar, yine beklerim Recep Bey..
YanıtlaSilMerhabalar Kiana, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sağolun, varolun!
Önemli olan bir şeyler üretmek ve yapmaktır. Ziyaretler ikinci planda kalır. Önemli değil o kadar. Blogcu.com'daki yardımlarınızı hiçbir zaman unutmuş değilim.
Size kolay gelsin, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Merhaba Recep Bey Kardeşim,
YanıtlaSilBelgeleri saklamak, arşivlemek alışkanlığınızı büyüklerinizden edindiğinizi belirttiniz. En büyük eksikliklerimizden biri de arşiv anlayışımızın olmamasıdır. Bu eksiğimizin giderilmesi için olacak bir çok çalışmanızda belge kullanıyorsunuz. Bunun için sizleri tebrik ediyorum.
Ayrıca bir çok yazıya yorum yazmanız,özellikle de size yazılan yorumları tek tek cevaplandırmanız takdire değer.
Kısaca çalışmalarınızla blog yazarlarına örnek olyorsunuz.
Örnek davranışlarınızın devam etmesi dileğiyle. Hoşça kalınız.
Merhaba Sabahattin Hocam, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve o güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sayın hocam, ülkemizin arşivi bozuk! Arşive gereken değer ve önem verilmediği için geçmişte yapılanları bir türlü belgeleyip ispat edemiyoruz.
Beğeniniz ve takdiriniz için ayrıca çok teşekkür ederim. Layık olmaya gayret edeceğim.
En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın hocam, görüşmek üzere.
Merhabalar Şanslı, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sağolun, varolun. Aleykümselam.
Rahmetli annemin sayesinde bu belgeler elimde. Eğer bana kalsaydı, mümkün değil ben de saklayamazdım. Bugün elimizde birşeyler kaldıysa rahmetlik annemin sayesindedir.
En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın efendim, saygılarımla.
Recep bey tabiki bu blogda yayınladıklarımı kullanabilirsiniz.. ben henüz bu yaptıklrımdan para kazanamadım. Zira yurtdışında çok büyük bir pazarı var bunun.. Böyle bir girişimde bulunmak için nereye başvuracağım ne yapacağım,,bilmiyorum.. Sorduğum yabancı blogdaki arkadaşlarda hiçbirşekilde bilgi vermiyorlar. Bundan kaçınıyorlar... Sanırım PayPal a üye olmam gerekiyor. yanlış birşey yaparım diye hiç girişemedim bile.. Eşimi bekliyorum. ne zaman zaman bulurda ilgilenirse benim bu işimle o zaman heralde bir başvuru yapacağm. Ben bu tasarım işine o kadar kaptırdımki kendimi Fistaniyegan diye bir blogummu varmış:)))) Görüşmek üzere..
YanıtlaSilMerhabalar Kiana, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaret ve yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Elbette bir taraftan hobilerimizi gerçekleştirirken, bir taraftan da emeğimizin karşılığında bir şeyler elde edelim değil mi? Benim bu konuda hiç bilgim yok. Bekleyin bakalım eşinizi, elbette size ancak o yardımcı olur.
O zaman ben de artık "Kiana Design"i hep takip eder, yaptığınız güzel şablonları izlerim.
En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın.
Darbe, idam, silahların gölgesi sözcükleri insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyor. 60 darbesine yetişemedim ama 80 darbesinde 10 yaşında bir çocuktum. Darbe öncesindeki sağ-sol çatışmalarını hatırlayabilecek yaştaydım yani. Ne olduğunu tam anlayamasam da... Allah ülkemizi bir daha darbe ortamına sürüklenmekten korusun.
YanıtlaSilMerhabalar Sihirli Yazılar, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim. Duanıza "amin" diyerek iştirak etmekle birlikte, inşallah o günler bir daha yaşanmaz diyorum. 1960 darbesinde çocuktum ama, 1980 darbesinin sıkıntılarını çok yaşadık. En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın.
Dileklerinize amin diyerek katılıyorum..
YanıtlaSilO zaman bende çocuktum sanırım aynı yılların
çocuklarıyız.O insanları yakından tanıma fırsatım oldu o yaşta bende bıraktıkları etki
hala bende değişmedi..Karnelerim hala saklıdır
ne olacaksa ben ölünce..Ah Recep bey ah hep diyorsunuz ki.. Maziye dön de bir bak..Nihayetin kara toprak..Teşekkürler
anılarda yolculuk için..
Merhabalar, Ege Hanım, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretinize ve yazdıklarımızı daha bir anlamlı kılan o güzel, samimi ve içten yorumunuza çok teşekkür ederim. Sağolun, varolun!
İyi ki bu mazi varmış, yoksa ben ne ile avunacaktım! Elbette vadesi yetenin nihayeti kara toprak, bir gün hepimiz oranın yolcusuyuz, ama ne zaman bilinmez... Gaybı ancak Allah bilir.
Yüce Allah, hepimizin hakkında hayırlısını versin. Bildiğim kadarıyla biz yaşıtız.
Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.
Ne yazık ki 27 Mayıs darbesinden sonra ülke 3 darbe ve bir darbe girişimine maruz kalmıştır. Küçücük çocuklardan, ihtiyarlarına kadar etkisini iliklerimizde hissettiğimiz bu düşman girişimlerinin arkasında Zion-ist İsrail ve Haçlı Batı ittifakı ve bu güçlerin ülke içindeki ajanları bulunmaktadır. Her bir darbe, ülkeyi 20 yıl geriye götürürken, içerideki ajanlar darbenin kaynağı Batı'ya hayran gençler yetiştirmiştir. "Adam yapıyor abi, biz Türkler gelişemiyoruz" diye hayıflananlar yine içimizdeki Batı ajanları ve onların taklitçileriydi. Hint-Avrupa dilini kullanan Avrupa'ya, binlerce yıl teknoloji dersi vermiş olan Türk ve İslam dünyası, 13. yüzyıl Haçlı Seferleri sonrası elindeki değerleri kaybederken, İslam Dünyası içerisine sokulan nifaklarla daha da zayıflatılmış, İslamı bozmak adına içeriden de var güçleri ile saldırmaya başlamışlardır. Bir taraftan Hasan bin Sabbah, Muhyiddin Arabi, Celaleddin Rumi, Hallac-ı Mansur gibi İslam düşmanları tasavvuf adı verilen yeni bir dini, İslam'a yamamaya , İslamın içinde yeni bir din oluşturmaya çalışmış ve bunu kısmen başarmıştır. Bu kişilerin İslama saldırmaları ile darbeler arasında hiç bir fark yoktur. Darbeler; Osmanlı dönemindeki Yeniçeri isyanlarından esinlenilmiş, gayri Müslimler tarafından yapılan İslam'a ve Türklere yapılmış yok etme çabalarıdır.
YanıtlaSilMüzik ile ilgili merakınızı bugün blogunuzu incelerken fark ettim. Bu nedenle darbelerin, müzik sektörü ile arasındaki bağlantısını size aktarmaya gayret edeceğim ve bu bağlantıyı sizin de araştırarak incelemenizi rica edeceğim. Ben de sizin gibi amatör bir müzisyenim, ancak ben aynı zamanda müzik ile ilgili de araştırmalar da yaparım. Türkiye'de ve Dünya'da müzik sektörü, ülkelerde darbeleri yaptıran bir zümrenin elindedir. (Buna çete ya da mafya demek daha doğru olur ki, bu mafyanın içerisinde belki sizin bile hayran olduğunuz şarkıcı müsveddeleri bile bulunmaktadır.) Bu zümrenin istediklerini yapan kişiler bir numara olur. Ancak itiraz edenler son derece yetenekli olsalar bile piyasadan silinirler. Türk Sanat Müziği, Türk Pop Müziği diye yıllarca Yahudi ezgilerini Türkçe sözlerle bu halka yedirdiler. Yetmedi, bu toplumu zehirlemek ve "Zeytinyağı"nı hayatımızdan çıkarabilmek adına "Zeytinyağlı yiyemem aman" diye türkü uydurdular. Ancak cin, bir süre önce şişeden çıktı.
Rahmetli Barış Manço'nun şaibeli ölümünden bir ay kadar önce Ali Kırca'nın "Siyaset Meydanı" programında bazı gerçekleri kısmen açıklamış olan Barış Manço, müzik endüstrisi hakkındaki gerçeklerin tamamını anlattığı belgeseli tamamlayamadan aramızdan ayrılmıştır. (Bu program Youtube'da bulunmaktadır) Cem Karaca, Türkiye'ye döndükten sonra ötekileştirildi ve yalnız bırakıldı. Cem Karaca gibi bir müzik dehasını tek başına bırakarak, kahrından ölmesine izin verdiler.
Bu ülkenin evlatlarının darbelerden etkilenmediğini daha yeni kavrayan Batı, elinde kalan son kozlarından terör örgütleri aracılığı ile, bölgeyi ve Türkiye'yi savaşa çekme niyetindedir.
Sonu savaş bile olsa, kaybetmeye mahkum olan Batı'nın, yüzlerce yıldır geri bırakılmamıza rağmen, savaş da dahil olmak üzere kendilerinden üstün olduğumuzu anlayamamıştır.
Sümerler ile ilgili sayfanızda yapmış olduğum yorumlarda da belirtmiş olduğum gibi, bu savaş 3200 yıl önce başlamış Doğu-Batı Savaşı'dır ve Doğu tarafının bu savaştan haberi bile yoktur. 3200 yıl önceki savaş bile, kahramanlıkla değil Troya Atı hilesi ile kazanılmıştır. Darbeler de, bu hilelerin, hayatımıza sokulmuş yansımalarından başka bir şey değildir.
Saygılarımla,
Merhabalar Homeros, Hoş Geldiniz.
YanıtlaSilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve o değerli ve anlamlı yorumunuza çok teşekkür ederim.
Yorumlarınız adeta yazılmış bir blog kadar önemli ve değerli. Darbeler ve darbe hareketlerinin sizin bahsettiğiniz gibi ülkemizi zayıflatmak ve bitirmek için İsrail ve Haçlı Batı ittifakı olduğundan hiç şüphe yoktur. Müziğin sadece enstrüman tarafıyla bir ilgim var. Türk halk Müziği ile Klasik Türk Sanat Müziği dışındaki müziklerle hiç ilgilenmedim. Zamanında bağlama, ud, keman, kabak kemani gibi müzik enstrümanlarıyla ilgilendim. her ikisi de rahmetli oldu, Barış Manço'yu ve Cem Karaca'yı severdim.
Arkadaşlar hep kendi aramızda "bu ülkeyi iktidardaki hükumetler değil, İsrail ve emperyalist ülkeler yönetiyor" derdik.
Ülkemizi bir savaşın içine çekmeyi başarırlarsa, işte o zaman halimiz ne olur, korkuyorum doğrusu. Bu savaş ülkeler arası cephe savaşı da olabilir, iç savaş da fark etmez.
Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Yorum Gönder