Engin gönüllerin bahçesine uzanan, Kırık dökük bir tahta merdivenin; Bir ayağım e…
Yaz, bir emir midir, ucu kırık kaleme? Yoksa bir mevsim midir, yaşamayı s…
Özel işlerimi bitirdim ama, Şu andaki ruh halim; ne okumaya ne de yazmaya müs…
01 Kasım 2009 Pazar günkü Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları ekini okurken Mesude E…
Tunceli, Nazımiye Sarıyayla karakolu Tarih 30 Nisan ikibin on, bu işin yok sonu …
Gönül yapalım derken, yıktık mı ki gönülleri Fazla mı gerildi nedir, gönül sa…
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait, çok namusait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!M. Kemal ATATÜRK