Nihayet geldi! Bereket, rahmet ve mağfiret sofrasını bir ay boyunca inananların kalbine kuran Ramazan-ı Şerif, incecik bir hilal hâlinde doğdu dünyamıza, şehrimize, evimize... Karanlıklar içinde kalan ruhumuzu ısıtacak, yaralı kalplerimizi sanp sarmalayacak, ruhumuzda iftarlar yapacak ramazan hoş geldi!

Yoksulduk! Artık değiliz...

Mübarek ramazan cömert sofrasını serdi önümüze. İman, ahlak, erdem ve dua zenginliğine kavuştuk.

Unutmuştuk! Artık şahidiz.

Bu kutlu ayın bütün güzellikleriyle gelişine şahit olduğumuz gibi, onun da bizlerden şahit olmasını istiyoruz. Yapacağımız dualara, tutacağımız oruçlara, kılacağımız teravihlere, dokunacağımız yoksul sofralarına, her zamankinden daha büyük bir aşkla okuyacağımız Kur'an sayfalarına, dilimizden eksik etmeyeceğimiz salavat-lara, kimseyi incitmeden ve kötü sözle muamele etmeden geçireceğimiz anlara göklerin şahidini şahit yazacağız.

Boştuk! Artık doluyuz!

Çünkü göklerden inen ramazan, içindeki rahmet ve bereket hikmetlerini bize boşaltacak. Açlığımızı ve boşluğumuzu hissettirecek. Doymaya ve doldurmaya çalışacağız. Ama onu eli boş göndermeyeceğiz giderken. Bizde birikeni yine ona vereceğiz. Yılda bir kez gelen bu kutlu misafiri en iyi şekilde ağırlayıp hediyelerle göndereceğiz.

Acıkmıştık! Artık doyduk. Susamıştık! Artık susuzluğumuz gitti.

Sezai Karakoç'un dediği gibi aynen: "Siz sanmayın ki, oruçta yalnız siz susar, siz acıkırsınız. Oruç da susar oruç da acıkır. Çünkü: Oruç da canlıdır. Sizin gibi. Hatta sizden fazla. Evet, Oruç da susar, oruç da acıkır. Orucun susadığı ve ab-ı hayat gibi kanamadığı su, " Kur'an sesi”, "acıktığı" namaz", örtündüğü "merhamet", kuşandığı giyindiği, Allah'ın adının yükseltilmesi yani "cihat"tır."

Çok konuşuyorduk! Artık sustuk!

Bütün azalarımız başka bir dilden konuşsun diye sustuk. Şeytanın oruç ayında bağlanması gibi biz de dilimizi, kulağımızı, gözümüzü, elimizi, hasılı kelam bedenimizi bağladık. Bütün azalarımızı oruca ayarladık.

Özlemiştik! Artık sevgilimize kavuştuk!

Onun bizi özlemesi kadar olmasa da gökte incecik hilali görünce sevindik işte. Hikmetini ve sırlarını biraz olsun anlarız diye kucakladık onu. Birlikte geçireceğimiz kısacık otuz günü en iyi şekilde değerlendirmenin telaşına ve sevincine düştük. Ey oruç tut bizi!..


Rahmeti, bereketi ve mağfireti kuşanacağımız dolu dolu bir ramazan geçirmek dileğiyle...

Kaynak: Salih Zengin/Aksiyon Dergisi