Dinde Zorlama ve Zorlanma Yoktur


"... Kur'an-ı Kerim'in getirdiği hürriyetten daha geniş bir din hürriyeti en medenî milletlerin dinlerinde ve yasalarında bulunmamaktadır. Kim olursa olsun, herhangi bir kimse istediği dine girebilir veya çıkabilir, mensup olduğu dinin hükümlerine göre hareket edebilir veya etmeyebilir. Herkese kendi dinini uygulamasında sadece yardımcı olunur ve ona göre o kişiye muamele edilir. On dört asırlık tarih boyunca müslümanlar bunu gayri müslimlere uygulamışlar, ancak müslümanlara uygulamamakta hata etmişlerdir.

Bundan beş yüz sene önce, on beşinci asrın sonunda İspanya'dan dinlerinden ve ırklarından dolayı yurtlarından kovulan yahudileri dinleri, dilleri, ırkları ayrı olduğu hâlde vatandaş olarak bağrına basan Osmanlı idaresinin medenî seviyesine batı medeniyeti henüz gelememiştir. On asırdan beri, Anadolu'nun herhangi bir ücra köyünde gayri muslim, yahudi veya hıristiyan bir aile, hayatını sürdürmüş ve müslümanlar onlara insanca muamele etmişlerdir. Balkanlar'da, Ege adalarında, Kırım'da, İsrail'de, Rusya'da, Yunanda, Bulgar'da, Sicilya'da çoğunlukta oldukları bölgelerde müslümanlar elli senelik bir süre bile hayatlarını sürdürememişlerdir. Bugün de aynı ırk ve dilden oldukları hâlde yerlerinden, yurtlarından, dinlerinden mahrum bırakılmaktadırlar. Dünyaya zulüm ile nizam vermeye çalışan batı medeniyetine bunu anlatmaktan aciz kalmamız ve dünyanın kendisinin de bunu anlamaktan uzak durması neticesinde insanlığın ve müslümanların ne kaybettiğini görmek mümkündür. Atalarımızın yaptığı insani, güzel şeyleri anlatmaktan aciz hâle düşmüşüz, gerilemişiz.

Tarih tetkik edildiğinde görülecektir ki, müslümanlık bir memlekete girdiği ve yayıldığı zaman, oraya bir müstemlekeci olarak girmemiş ve oranın halkını İslamlaştırıp sömürme teşebbüsünde bulunmamıştır. Ama, Hıristiyanlık dünyası önce dinini yayıp sonra da ele geçirdiği bölgeyi sömürmeye başlamıştır. Yani Hıristiyanlığın sömürücü bir din rolünde ortaya çıktığı ve devam ettiği inkar edilmez, tarihî bir gerçektir. ..."

Prof. Dr. Hüseyin Atay
Kur'an'a Göre Araştırmalar - I

Yorum Gönder

20 Yorumlar

  1. Zorla inandım demenin ne faydası olabilir? Allah c.c. kalpleri bilmiyor mu?
    Kişi kendi isteğiyle iman etmeli ve isteyerek gereğini yerine getirmeli. Zorlama yok, isteyerek yapmak var. Ama isteyerek yapmamanın da cezasını çeker. Bundan kaçış da yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Yolcu, hoş geldiniz.

      Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili değerli düşüncelerinizi içeren o güzel yorumunuza teşekkür ederim.

      Hüseyin Atay hocamın "Kur'an'a Göre Araştırmalar-I" serisinin içinde "Dinde Zorlama ve Zorlanma Yok" başlığı altında ele aldığı konu tam 7 sahifedir. Çok uzun olduğu için konunun tamamını buraya aktarmadım. Sayın hocam da bu konuya girerken:

      "Dinde zorlama yani başkasına zorla kabul ettirme ve dini hükümleri zorla yaptırma yoktur. Müslüman olmayanlara İslam dinini zorla kabul ettirmenin Kur'an'da ve hadislerde bulunmadığını herkes bilir ve kabul eder. Ancak, müslüman olduktan sonra ve olanlara müslümanlığın hükümlerini zorla uygulatmanın gerektiğine inanan, hükmeden ve buna göre davrananlar bulunmaktadır. Bunlar sığ düşünceli ve derinliğine bilgi sahibi değildirler, ancak halkın çoğunluğu bunlara uyar. Bunlara 'avamu'l-ulema" yani alimlerin halk tipi cahilleri ya da alışılmış bir deyimle 'ulema'ul-avam' halk hocaları deyimiyle işaret edilir. Bunlar, gayri müslimlere İslam'ı zorla kabul ettirmenin dini açıdan doğru olmadığını söylemekte büyük alimlerle birleşirler, ancak müslüman olduktan sonra dinin hükümlerini zorla yaptırmaya taraftar olmakla alimlerden ayrılırlar. Alimler, eşlerden birinin namaz kılmamasının boşanma sebebi olmayacağını söyledikleri halde, bunlar tersini söylerler"

      şeklinde devam eder. Konunun tamamını okumak isteyenlerin artık Hüseyin hocanın kitabına başvurmaları gerekiyor.

      Selam ve dualarımla.

      Sil
  2. Hayırlı geceler Recep bey yazılarınızdan ,paylaşımlarınızdan mahrum kalıyorum şu sıralar kısıtlı,sağlıksız net yüzünden.Şu an müsait oldu net hemen gelip okudum Allah razı olsun sizden.Artık İstanbul'a döndüğüm de bol bol okuyacağım paylaşımlarınızı nasipse.

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar Vişnap Macide,

    Kısıtlı ve sağlıksız internet koşullarına rağmen, blog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili o güzel duygularınızı içeren değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    İnşaAllah en kısa zamanda bu kısıtlı ve sağlıksız internet ortamından kurtulur, gönlünüzce dilediğinizce internet üzerinden blog ortamına katılırsınız.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba,
    Paylaşımınızı, bu arada yorumları ve yorumlara verdiğiniz cevapları okudum. yararlandım. Teşekkür ederim.
    "Müslüman olduktan sonra ve olanlara Müslümanlığın hükümlerini zorla uygulatmanın gerektiğine inanan, hükmeden ve buna göre davrananlar bulunmaktadır." tespitinize katılıyorum. İnşallah bu yüce dinimizin kurallarını tam olarak öğrenebiliriz.
    Hayırlı günler dileğiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Sabahattin Hocam,

      Blog Sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili değerli yorumunuza teşekkür eder, hayırlı cumalar dilerim.

      Selam ve dualarımla.

      Sil
  5. Merhaba Recep Bey... Yazınızın konusu bugün aynı topraklarda yaşayan aynı duyguları ve ülküleri besleyen, aynı inancı taşıyan Türk Milleti'nin en temel sorunları arasında yer almaktadır. Zira inanıLmaz bir biçimde herkes bir diğerinin inancını takip etmekte ve hatta neredeyse zorlamaya varacak duruma götürmekte... Oysa inananların "günah" ve "sevap" işleme hakları var değil mi? O vakit insanları kendi iradelerine bırakan Yüce Allah'a şirk koşmak olmuyor mu bu durum? Yani... bu kişilere Yunus Suresi 99. Ayet'i hatırlatmak isterim izninizle... Saygılarımla,

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar Tülay Öğretmenim, hoş geldiniz.

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili değerli görüş ve düşüncelerinizi içeren o güzel yorumunuza teşekkür ederim.

    Söz konusu makaleye ben de Yunus suresinin 99. ve 100. ayetlerini dahil edecektim ama, Hüseyin hocamın makalesinde bu ayetlerden bahsetmiş gibi kabul edilebileceğini düşünerek ilave etmemiştim.

    Evet Cenab-ı Hakk, Yunus suresinin 99. ayetinde mealen: "Rabb'in dileseydi yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?"

    ve 100. ayetinde de mealen: "Allah'ın izni olmadıkça hiç kimse inanamaz. O aklını kullanmayanlara kötü bir azab verir." buyurmaktadır.

    Cenab-ı Hakk, kulu ve elçisi Hz. Muhammed'i bile sadece tebliğ etmekle memur etmiş. Bir başkasına ne olıuyor ki de inanmayanın ya da inanıp da yapmayanın inancını ve imanı nı sorguluyorsun ve ona yaptırım uyguluyorsun. O zaman Rabb'imiz yukarıda buyurduğu gibi tüm insanları inananlardan ve inancının gereğini yerine getirenlerden ibaret bir halife yaratırdı. Cenab-ı Hakk'ın muradı akıl verdiği kulunun kendi iradesiyle iman etmesini ve iman ettiği dinin gereklerini yerine getirmesidir.

    İnanmayan ya da inanıp da inandığı dinin gereklerini yerine getirmeyen kimseleri zorlayan insanların, Cenab-ı Hakk'ın karşısındaki durumunu net olarak bilmiyorum ama, uygun ve yakışan bir davranış değil. Bakın Cenab-ı Hakk bu konuda Cenab-ı Peygamber'in dikkatini azar derecesinde çekiyor.

    Hüseyin Atay hocamın yukarıda paylaştığım makalesindeki durumu biraz daha açıklayan bölümünü de yine yukarıdaki yorumlara verdiğim cevabın birinde bahsettim.

    İnsanları yaptıkları yanlışlarından dolayı nazikçe ve usulü kaidesinde tatlı bir dille uyarırsın ama, inanç ve iman konusunda kimseyi zorlayamazsın. Diğer bahsettiğiniz konuları da inceleyeceğim, malumatınız olsun.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  7. Yazınız kadar tülay hanıma verdiğiniz cevapda çok faydalı oldu Recep Bey. ben kendimce dersler çıkarıyorum. Saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Vuslat, hoş geldiniz.

      Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili değerli yorumunuza teşekkür ederim.

      Aşağıdaki yorumu hazır size cevap hazırlarken duyurmak istedim. Sizin yorumunuza karşı yazılmış bir cevap değildir.

      Körü körüne ezbere bir inancın ve imanın hiç kimseye faydası olmadığını anladığım anda araştırmaya geçtim. Maksadım ortalığı karıştırıp, zihinleri bulandırıp, insanları etkilemek değildir. Gerçekten amacım taklidi imandan tahkiki imana geçerken edindiğim doğru bilgiyi de çevremle paylaşmaktır.

      Selam ve dualarımla.

      Sil
    2. yanlız dersler çıkarırken her şekilde sadece sizin yazdığınıza inanacağım diye bir kural olmuyor bende bilin ki İlmihalleri karıştırmak farklı görüşleri de dinlemek en doğrusu galiba..İyi haftalar Recep bey..

      Sil
    3. Merhabalar Vuslat, hoş geldiniz.

      Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve değerli görüş ve düşüncelerinizi içeren o güzel yorumunuza teşekkür ederim.

      Elbette farklı ilim adamlarının bu konudaki görüş ve düşüncelerini de takip etmek gerekiyor.

      Hiçbir zaman Prof. Dr. Hüseyin Atay'ın söyledikleri doğrudur demeyeceğiz. Farklı görüşleri olan diğer ilim adamlarının da görüşlerine bakıp onlarla karşılaştırarak en doğruya ulaşmak amacımız olmalı.

      Çünkü, nihayetinde bunlar da bu konuda ilim sahibi olan bilim adamları. Onlar da yanılabilirler.

      Cenab-ı Hakk, bu konuda kast ile hata yapanlarımız için demiyorum ama, kasıt olmadan hata yapanlarımızı affetsin!

      Selam ve dualarımla.

      Sil
  8. Merhab Recep Bey
    Paylaşımınız için teşekkürler.
    Sevgi ve saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Banu, hoş geldiniz.

      Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili değerli yorumunuza teşekkür ederim.

      Selam ve dualarımla.

      Sil
  9. Merhabalar Recep Bey,
    çok güzel ve önemli bir konuya değinmişsiniz. Dinde zorlama olamayacağı gibi, her bireyin inanç ve ibadetine saygı
    da duymamız gerekir. Varılmak,ibadet edilmek istenen tek O varlık, bir olan Allah iken kişinin nasıl ve ne şekilde ibadet edeceği kul ile Allah arasındadır.

    Güzel bir paylaşımdı ,teşekkürler
    Sevgi ve saygılarımla efendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Destiny, hoş geldiniz.

      Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili değerli düşüncelerinizi içeren o güzel yorumunuza teşekkür ederim.

      Kul ile Allah arasına elbette kimse giremez. Kul, Allah'ını dilediği şekil anar ve O'na dua eder.

      İşin özünü ibadet noktasında ele alacak olursak; ibadetlerin yeri, zamanı, şekli, ölçüsü vs. gibi kurallarına da uymak gerekir diye düşünüyorum. Oruç, namaz, zekat, hac vs.

      Selam ve dualarımla.

      Sil
  10. Kul ile Allah arasina tabiiki kimse giremez. Zaten Islamin en guzel tarafi da budur. Ancak ne yazikki son zamanlarda Islam yoluna yapilan terror olaylari guzel dinimizi cok kotu tanitiyor dunyaya. O zavalli insanlarsa cahilce iyi is becerdiklerini saniyorlar. Paylasiminiz icin tesekkurler Recep bey.

    YanıtlaSil
  11. Merhabalar Sulemmutfak, hoş geldiniz.

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili değerli düşüncelerini içeren o güzel yorumunuza teşekkür ederim.

    Kur'an terörü tasvip etmez. İslam dinini kendi emelleri ve çıkarları doğrultusunda alet edenler, güya Allah yolunda cihad ettiklerini kabul ederek her türlü zulmü uygulayanlar zalimlerin ta kendileridir. Cenab-ı Hakk, İslam dinini teröre alet ederek böyle zalimane davrananları asla affetmeyeceği gibi, onlara vereceği ceza da çok çetin olacaktır.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  12. Hocam öyle bir konuyu ele almışsınız ki... yorum yapmayacağım çünkü bu konuda yazacağım yorum çok uzun olur ve yine de eksik kalır. Sadece çok çok önemli gördüğüm bir konu olduğunu belirteyim ve açıklamalarınız için teşekkür edeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Ahu, hoş geldiniz.

      Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve konuyla ilgili değerli düşüncelerinizi içeren o güzel yorumunuza teşekkür ederim.

      Aslında bloglar işte bunun için var. Herkes düşüncesini açıklayabilmeli karşılıklı güzel bir ortam içerisinde konu tartışılabilmeli.

      Ama malesef şu anda ülkemizde bu mümkün değil. Kimse eleştirilmeyi kabullenmiyor ve ardından şiddetin dili ile konuşuyor.

      Ben, Prof. Dr. Hüseyin Atay'ın saptamalarını dinin mantığına uygun bulduğum için onun makalelerini paylaşıyorum. Bu konuyu dinin mantığına uygun bir şekilde ondan daha güzel ele alan biriyle karşılaşırsam bu sefer de onun makalelerini paylaşırım.

      Sadece teknoloji ve diğer bilim dalları değil, İslam dini de bu bilim dalları ile birlikte gelişiyor. İslam dini, kıyamete kadar kendini koruyarak gelişecek ve zamana uyacak bir dindir. Cenab-ı Hakk işte bu dini böyle mükemmel kılmıştır. İnsan uydurması olan bir din olsaydı, şimdiye kadar çoktan değerini yitirip kaybolmuştu.

      Selam ve dualarımla.

      Sil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*