İslam dininin iki türlü esas ve ilkeleri vardır. Birinci türdekiler zihin, akıl ve vicdanla ilgili olanlardır Bunlar, zihin terbiyesini ve aklın görevini iyi yapmasını sağlar. Bunlara iman esasları denir. Bunlar bir bütündür, biri diğerinden ayrı düşünülemez. Birini kabul etmeyen hiçbirini kabul etmemiş sayılır. İkinci tür esaslar ve ilkeler ise, insanın bedeni ile ilgilidir. Bunlar, beden tarafından icra edilen ve ortaya konan hareket, davranış ve işlerdir. Bunlar da bedeni terbiye eder, yapılması gerekli davranış ve hareketleri alışkanlık haline getirir.


Bedenle ilgili önemli esaslardan birisi, yılda bir ay oruç tutmaktır. Bu ay Kur'an'da zikredilmiş olan ramazan ayıdır. Tarih boyunca insanoğlu zamanı ölçmek için iki birim kullanmıştır. Bunlardan biri güneş, diğeri de ay sistemidir. İnsanlar zamanı güneşe ve aya göre tayin ve tespit etmiştir. İslam dini de, hem güneşi hem de ayı zaman ölçeği olarak kullanmıştır. Bu nedenle zamanı aya göre ölçmenin İslami ve İslam dinine özel olduğunu; zamanı güneş ile tayin ve tespit etmenin ise başka dinlere ait olduğunu düşünmek ve iddia etmek yanlıştır.

Oruç söz konusu olduğunda da, bu ibadette hem ay hem de güneşi temel alan iki tür ölçeğin kullanıldığını görüyoruz. Orucun hangi ayda tutulacağı ay hesabına göre tespit edilir. Çünkü, Arapçada ramazan ayı, ay hesabına göre şaban ayından sonra gelen aydır. Ancak yirmi dört saatlik gün içinde hangi saatler arasında oruç tutulacağı güneş hesabına göre tayin edilir. Bu da güneşin doğuşundan batışına kadar geçen zamandır.

İşte İslam'da oruç sürelerinin belirlenmesinde, bu iki zaman ölçeğinden yararlanılması her zaman ve dünyanın her yerinde uygulanması gereken bir esastır. Böylece dünyanın bütün müslümanları arasında bu ibadetin uygulanmasında adalet sağlanmış olur.

Bizim burada üzerinde duracağımız husus, orucun gün içinde başlangıç ve bitiş zamanını tayin ve tespit etmek olacaktır. Bu hususta dayanacağımız kaynaklar önce Kur'an-ı Kerim, sonra hadisi şerif, üçüncü olarak fıkıh kitapları, yani müçtehit imamların sözleri ve dördüncü olarak da fetva kitaplarıdır.

1. Kur'an-ı Kerim'de orucun başlangıç ve bitiş zamanını bildiren tek bir ayeti kerime vardır. Türkçesi şöyledir: "Tan yerinde beyaz çizgi siyah çizgiden (iplik) sizce ayırt edilene kadar yiyin, için. Sonra orucu geceye kadar tamamlayın." (1)  Bu ayeti kerimede iki vakit belirtilmektedir.

Biri oruca başlama vaktidir ki, bu sahur yemeğinin sonudur. Ayeti kerimede geçen siyah ve beyaz iplik, bazı sahabeler tarafından gerçek dikiş ipliği manasında anlaşılmış ve Hz. Peygambere sorulmuştu. Hz. Peygamber, beyaz iplikten maksadın gündüzün aydınlığı ve siyah iplikten maksadın da gecenin karanlığı olduğunu açıklamıştı. Sahabelerin yanlış anlamalarına sebep, ayeti kerimede 'fecr' kelimesinin bulunmayışı olduğu için bu olaydan sonra ayeti kerimedeki iplik kelimesinin mecazi anlamda olduğunu belirtmek üzere 'minel-fecr' (fecirden) terkibi nazil olmuştur. O halde burada anlaşılması ve tespit edilmesi gereken husus gece ile gündüzün birbirinden ayrıldıkları çizgidir. Hz. Peygamberin ayeti kerimedeki beyaz ipliği gündüzün aydınlığı ve siyah ipliği de gecenin karanlığı olarak izah etmesi şu şekilde anlaşılır: Mesela, bir zemin üzerinde birbirine bitişik siyah ve beyaz iki satıh (düzey) tek bir çizgi meydana getirir. Ama çizginin bir yanı siyah ve öbür yanı beyazdır. Aynen bunun gibi gece ile gündüz bir zemin olup, onun üzerinde beyaz gündüz ve siyah olan gece birbirine bitişerek tek bir çizgi meydana getirirler. O halde geriye sadece gece ile gündüzün birleşerek meydana getirdikleri çizginin zamanını tespit etmemiz kalıyor. (Devam Etmeyecek)

Prof. Dr. Hüseyin Atay
Kaynak: Kur'an'a Göre Araştırmalar IV

(1) Bakara 2/187

AÇIKLAMA: Konu yeterince ilgi görmediği için, yayınına devam edilmeyecek!..