24 Kasım 2015 Öğretmenler Günüydü. 93 yaşındaki böbrek yetmezliği takibinde olan babamın Ankara Dışkapı SSK hastanesindeki kan ve idrar sonuçlarını doktoruna göstermek üzere sıra aldım bekliyordum. Polikliniklerin olduğu "F" bölümünün üst katındaki daracık koridorlarına serpiştirilmiş poliklinik odalarının önlerinde muayene olmak ya da sonuç göstermek üzere bekleyen bir hayli hasta ve hasta yakını kalabalığı vardı. İki poliklinik odası arasındaki duvar boşluğuna asılmış plazma tv'de alt yazıda "Aidiyeti belli olmayan uçağa müdahele edilmiştir." şeklinde geçen haber gözüme ilişti. Kendi kendime "eyvah" dedim, "bir terslik var."  Yanımda bankta oturan ve benim gibi sıra bekleyen hastaya, "Uçak mı düşürülmüş?" diye sordum. O da "Evet milliyeti belli olmayan bir uçak düşürülmüş, ben de alt yazıda geçen haberden okudum." Dedi. Ben artık poliklinik odası üzerindeki hasta takip ekranından gözümü sağ taraftaki plazma tv'ye çevirdim. Ana ekranda o an bir başka yayın vardı, uçak düşürülmesi ile ilgili haber yoktu, aidiyeti belli olmayan bir uçağa müdahale edildiğiyle ilgili haber, sadece alt yazıda geçiyordu.

Bundan bir kaç gün önce Ruslar'ın hava sahamızı ihlal ettiğini ve bu konuda uyarıldıkları ile ilgili haberler, hala hafızamda idi. O an, "bunlar yoksa Rusya'ya ait bir uçak falan düşürmüş olmasınlar" diye kendi kendime söylendim. "Eğer böyle bir şey olduysa, işimiz zor!" diye  düşünmekten de kendimi alıkoyamadım. 

Hasta takip ekranında sıra numaram görününce muayene odasına girip doktora sonuçları gösterdim. Doktor: babam için, "sonuçlarında bir anormallik olmadığını, tuzsuz yiyip bol su içmeye devam etmesini" salık verdi. Muayene odasından çıktıktan sonra, tekrar duvardaki plazma tv'ye baktım, ana ekranda uçak düşürülmesi ile ilgili herhangi ayrıntılı bir haber yoktu. Ancak, alt yazıda uçak düşürülmesi ile ilgili haberin detayları geçiyordu.

Hastaneden bir an önce ayrılıp, olayla ilgili haberleri araştırmak üzere hemen duraktan bir dolmuşa bindim ve eve geldim. Evde beni bekleyen babama, bir taraftan sonuçları ile ilgili doktorun dediklerini aktarırken, diğer taraftan da televizyonu açarak; "baba bizimkiler uçak düşürmüş" diye de babama haber yetiştiriyordum.

Ve korkulan olmuştu, Türk uçaklarının hava sahamızı ihlal eden ve aidiyeti belli olmayan bir uçağı uyarılara rağmen, hava sahamızı ihlal etmeye devam ettiği için, düşürdüğü haberini öğrenmemle birlikte, ilerleyen dakikalarda düşürülen uçağın, Rusya'ya ait bir uçak olduğunu da öğrenince ne yalan söyleyeyim, bu işin arkası çok kötü gelir diye de tedirgin olmaya başladım.

24 Kasım 2015 tarihinden bu tarafa uçak krizi ile yatıyor ve uçak krizi ile kalkıyorum. Her şey o kadar açık ve net ki, Rus uçakları bile bile hava sahamızı ihlal etmişlerdir. Çünkü, Türkiye'nin hava sahası ihlalinde çok ciddi bir şekilde angajman kurallarını uygulayacaklarını biliyorlardı. Bu bağlamda bana göre,  Rusya stratejik hedefleri için bir uçağını feda etmiştir.

Hatırlarsanız bu olay öncesi "Oruçlu Tilki" başlıklı bir blog yayınlamıştım ve bloğun son parağrafını da: "Yeni oluşturulacak Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden fıkradaki tilki gibi uyanık ve kurnaz olmasını ve kurt gibi de tuzaklara düşmemesini bekliyoruz." şeklinde bağlamıştım.

Ben, bu uçak olayında kurt gibi tuzağa düşürüldük diyorum. Sizin ne düşündüğünüzü de merak etmiyor değilim hani.