Dış görünüş değil miydi her şeyin suçlusu? Hep o kahrolasıca önyargılar...
Çocukları olmayan evli bir çift, her gün olduğu gibi yine tarlaya çalışmaya giderler. Tarlada çalışırlarken bir yılan ile gelinciğin kavgasını izlerler. Anne gelincik, yavrusunu yemesin diye kendini yılana yem eder ve yılan çekip gider. Yavru gelincik tek başına kalır ortada. Kadın: “Bey yazıktır evimize götürelim besleyelim” der ve eve götürürler. Aradan zaman geçer, bu çiftin çocukları olur ve tabi gelincik de büyümüş ve evin bir ferdi olmuştur artık.

Bir gün bu çiftin acil tarlaya gitmeleri gerekir, ama bebekleri evde uyumaktadır. Erkek: “Bir şey olmaz beş dakikaya geliriz” der ve sırtlanırlar küreklerini giderler tarlaya. Eve döndüklerinde kapıyı açarlar bir de ne görsünler! Gelincik ağzı kan revan içinde ve evin içinde dolaşıyor! Bunu gören adamın kan beynine sıçrar ve elindeki kürekle vura vura gelinciği öldürür. Sonra bebeğin odasına girerler ve bir bakarlar ki, bebek odasında mışıl mışıl uyuyor. Bebeğin diğer yanına baktıkların da ise, ölü bir yılan görürler ve anlaşılır ki, gelincik bebeği korumak için yılanı öldürmüştür.

Adam dizleri üzerine çöker ve “Aman Yarabbi ben ne yaptım? Nasıl böyle bir yanlış yaptım?” diye yıllarca kendini yer bitirir...

İşte ÖNYARGI böyle felaket bir şeydir. Lütfen sonucu görmeden yargılama yapmayalım.