Günler, aylar, yıllar su gibi geçiyor. Zaman hepimiz için mukadder olan sona doğru akıp gitmekte. Biz hayatımızın farklı dönemlerine hızla adım atarken, ömür sermayemiz de her geçen gün tükenmekte. Bakınız ölüm gerçeği karşısında Yunus’umuz, tendeki canımızı nasıl tasvir etmekte:

Vaktinize hazır olun,
Ecel vardır, gelir bir gün.
Emanettir kuşça canın,
Sahip vardır, alır bir gün.

Dünya hayatı, her canlı için fanidir. Nefeslerimiz sayılıdır. Buna rağmen insanoğlu sahip olduğu nice değerleri bilinçsizce tüketmekte, nice yozlaşmalara maruz kalmaktadır. Ebedi alemi kazanmak üzere bahşedilen ömür sermayesi, nice sorumsuzluklara, israflara, hoyratça kurban edilmektedir.

Oysa, ömrün her bir günü, her bir saati, her bir dakikası, hatta her bir anı kazanıma dönüştürülmelidir. Şüphesiz kazanımlarımız da Salih amellerimizdir. Zira dünyadan ukbaya tevarüs edeceğimiz yegane varlığımız, yararlı işlerimiz ve güzel amellerimizdir.

Öyleyse, bir senenin daha sonuna geldiğimiz şu günlerde hayatımızı gözden geçirelim ve kalan ömrümüzü ahiret sermayemizi artırmak için iyi değerlendirelim.

Kaynak: Diyanet Takvimi