Hiçbir din ya da ideoloji kendisi ve taraftarları için bir takım ahlaki prensipler getirmeden ayakta duramaz. Aynı şekilde toplumlar da şu ya da bu şekilde bazı ahlaki prensiplere sahip olmak zorundadır. Yoksa hiçbir devlet, ne kadar güçlü olursa olsun, sadece hukuki yaptırımlarla toplumu ayakta tutamaz. "Ahlak olmazsa, toplum hayatı denen şey de olmaz, yani insanlar bir arada yaşayamazlar." Ahlak, toplum hayatının tamamını ilgilendiren davranış modelleri üretir ve üretmek de zorundadır. 

Alışverişte dürüst olmak, komşu hakkına riayet etmek, çevreyi kirletmemek, işini hakkıyla yapmak ve toplumsal sorunlara duyarlı olmak, ahlakın ürettiği davranış modellerinden bazılarıdır. İnsan fıtratına uygun her türlü davranışı ahlaki, yaratılış amacından uzaklaşan her türlü davranışı ise gayri ahlaki olarak nitelendirebiliriz. 

Ahlakın olmadığı bir yerde ne dinden, ne de ideolojiden bahsetmek mümkün değildir. Ahlak her şeyden önce gelir. Zulmü, adaletsizliği veya bir başka kötü alışkanlığı hayat tarzı haline getirmiş toplumlar ciddi bir ahlak kriziyle karşı karşıyadırlar. Bir toplumu var kılacak olan şey ne siyasi, ne ekonomik ne de teknolojik gelişmelerdir. Bir toplumu var kılıp geleceğe taşıyacak şey toplumun ahlaklı ve erdemli bir hayata sahip olmasıdır.