Kimlerin Uğruna

Merhabalar.

Bu vatan için ölmemiz gerekiyorsa, hep birlikte ölelim kurtulalım ve bitsin bu iş. Yeni dünya düzeni küresel kraliyetçiler takımının bizler için yazdığı senaryoyu neden oynamak zorunda kalıyoruz? Neden bile bile lades oluyoruz? Neden bu terör, hep seçim öncesi tavan yapıyor? Kurtuluş Savaşı'mızda bir hilal uğruna batan bu güneşler, acaba şimdi kimin ve kimlerin uğruna batıyorlar? Tüm bunların namuslu bir açıklaması var mı?.. 

Bir hilal uğruna değil de birilerinin çıkarı uğruna batan bu güneşlere yazık değil mi? Her birinin yarım kalmış hayallerinin ve geride bıraktıkları yetim ve ailelerinin vebalini üstlenmeye ve bunun hesabını vermeye kimin gücü yeter?..

Gün geçmiyor ki, yeni bir şehit haberi ile yıkılmayalım. "Ateş düştüğü yeri yakar" atasözü ne kadar doğru ve yerinde söylenmiş bir sözdür. Şu anda aziz şehitlerimizin al bayrağa sarılmış naaşları bir bir memleketlerine gönderilirken insanın içi nasıl acıyor, burnumuzun direği sızlıyor ve gözlerimize dolan o yaşlar, gözlerimizi nasıl yakıyor biliyor musunuz?..

Bizleri derin bir acı ve üzüntüye gark eden, terör saldırısında hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet; kederli ailelerine, Türk milletine ve onun gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı ve sabır diliyoruz. 

Selam ve saygılarımla.

Yorum Gönder

8 Yorumlar

  1. Öncelikle gencecik, hayatlarının baharında ölen çocuklarımıza Allah rahmet eylesin, ailelerine sabırlar diliyorum.

    Küreselciler dünyayı kendi istedikleri, kendi çıkarlarının, menfaatlerinin doğrultusunda biçimlendirmeye devam ediyorlar. Bunu her tür zorbalıkla yapıyorlar, bazen de covid19 gibi algılarımızla oynuyorlar, aşı dayatıyorlar, nüfus azalsın diye o aşılara neler katıyorlarsa gencecik insanlar, sporcu insanlar kalp krizi, pıhtı atmasıyla ölmeye başladılar.

    Dediğiniz gibi her seçim öncesi böyle oluyor, o zaman bunun içinde bir iş var. Bir bit yeniği var. Benim bildiğim şehitlerimiz BOP denen Büyük Orta Doğu Planı yüzünden hayatlarını kaybediyorlar. Bir kayıkçı kavgası var siyaset sahnesinde. Güya teröre karşılar, güya şehitlere üzülüyorlar zerrece inanmıyorum timsah gözyaşları akıtıyor özellikle hükümet.
    Selamlar, saygılar.




    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Bücürükveben.
      Paylaşıma yaptığınız katkı ve destek için çok teşekkür ederim. Yüce Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk vefat edene kadar ülkeyi korumuş ve kollamış. Vefatından sonra mandacı zihniyetcilerin sayesinde ülkemiz tek kurşun atılmadan işgal edilerek müstemleke haline getirilmiştir.

      Irak ile ülkemiz arasındaki sınır kasıtlı olarak dağların üzerinden geçirilmiştir. (Ankara antlaşması 1926) Bu bir İngiliz oyunudur ve bu sıkıntılı sınır yüzünden işte bugün ülkemizi savunmakta güçlük çekiyoruz. Bu dağlar ya ülkemizde kalıp sınır aşağı düzlüklerden geçirilecekti, ya da bu dağlar Irak sınırları içinde kalacaktı.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  2. bütün dünyada politikacıların çocukları gitsin önce askere, teröre, savaşa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Deeptone.
      Değerli yorumunuzla yazıma sağladığınız katkı ve desteğe çok teşekkür etmekle birlikte sizinle aynı fikirde olduğumu söyleyebilirim.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  3. Sınırların kasıtlı olarak dağlardan geçirildiğini bilmiyordum gerçekten kurnazca kötü niyetten böyle yapmışlar zaten İngilizlerden iyilik, hayır beklenmez. Bunu iptal edip sınırı tekrar düz ovalara çekmek gerekiyor ve orada da devasa yükseklikte beton, çelik takviyeli artık mühendisler daha iyi bilir kale gibi sur gibi duvarlar da inşaa etmeli. Ne terörist, ne sığınmacı geçebilmeli.
    Bu arada deeptone'a da katılıyorum.
    Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.
      İnternette Irak ile aramızdaki sınırların fotoğraf görüntülerini inceledim, gerçekten çok zor bir sınır. Dağcıların bile tırmanmaya cesaret edemeyeceği dik yamaçlı dağlar, tepelerle dolu. Irak ile aramızdaki sınırların belirlenmesi sorunu Musul'dan kaynaklanıyor. İngilizler Musul petrolünü bildikleri için, Musul'un Irak sınırları içinde kalması için çalışmış ve nihayetinde başarmışlar. Bizleri de o dağların tepelerine hapsetmişler. Lozan'da Misak-i Milli sınırlarımızı kabul ettirememişiz. Dolayısıyla Irak Türkiye sınır belirlenmesi işi uzayıp gitmiş olup, 1926 yılında Ankara antlaşmasıyla sarp dağların tepelerinde son bulmuş.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    2. Bu konuyu bilmiyordum şu an çok üzüldüm, resmen üçkağıt yapmışlar. Dediğiniz gibi dağlık yer sınır olmamalı. Bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
    3. Merhabalar.
      Kıymetli kardeşim. Daha bilmediğimiz o kadar çok ve hassas konular var ki, insan öğrendiği vakit bir kat daha fazla üzülüyor. İşte bazen bilmemek bilmekten iyi geliyor insana.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*