Tümleçlerle ilgili yanlışlıklarda iki yanlış göze çarpmaktadır, bunlar: Tümleç eksikliği ve gereksizliğidir. Tümleç eksikliği birden fazla yüklem için ortak kullanılan tümlecin, sonraki yüklemle uyuşmamasından kaynaklanan bozukluktur. Bu tür bozukluklar belirlenirken ortak tümleç saptanıp diğer yüklemle düşünülmeli, uyuşmayan tümlecin yerine uygun olanı getirilmelidir.
Tümleç gereksizliği ise, birden fazla yüklemle uyuşan tümleç varken, aynı tümlecin bir daha kullanılmasından kaynaklanan bozukluktur.
***
"...Sanki o zamanlar, o filmleri yeterince anlamamış, yeterince hissetmemiş, hatta haksızlık bile etmişti. ..."
(Murathan Mungan, Üç Aynalı Kırk Oda, s.65)
AÇIKLAMA: "O filmleri" nesnesi "anlamamış" ve "hissetmemiş" yüklemleriyle uyuşmakta, "haksızlık etmişti" yüklemiyle uyuşmamaktadır. Yani, cümleden "O filmleri haksızlık bile etmişti." anlamı çıkmaktadır. Oysa son yüklemin dolaylı tümlece gereksinimi vardır. "O filmlere" , hatta kısaca " ...(onlara) haksızlık bile etmişti." denmesi gerekirdi.
32 Yorum:
Uzun cümle kurmak cesaret ister..
İlim ister :)
Lisanımıza hakim olmak aslında muhataplarımızın gönlünü kazanmaya vesile en büyük silah yazınızı okudum bakalım uygulamaya geçirebilecek miyim =)
Teşekkür ederim blogcular için aslında çok önemli ve güzel bir paylaşım..
Ben de okuyunca, cümlenin sonunu tuhaf buldum Recep Abi,
"O filmlere haksızlık bile etmişti. " deseydi daha güzel olurdu.
Selamlar, saygılar.
Merhaba Recep Bey;
Dilbilgisi kurallarının son derece önemli olduğuna inanıyorum, blog yazan arkadaşlar için de güzel bir bilgi olmuş. Ama bazen kurallara uymadığımız, belki daha samimi bir anlatım olduğu için çizgiler dışına çıkabiliyoruz:) Sanırım insanların anlayabilmesi en önemlisi. Saygılarımla.
Merhabalar Sonsuzluk ve ötesi.
Hoş Geldiniz.
Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuzla paylaşıma yapmış olduğunuz katkı ve desteğe çok teşekkür ederim.
Gerçekten nesneler ile ikinci, ya da yan cümlelerde yüklemleri uyuşturamıyoruz. Dolayısıyla bu tümleç hatalarını hepimiz yapıyoruz.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Bücürükveben, Hoş Geldiniz.
Ziyaretiniz ve değerli yorumunuzla paylaşıma sağladığınız katkı ve ve destek için çok teşekkür ederim.
Uzun ve devrik cümleler dizerken bu tümleç hatalarını hepimiz yapıyoruz. Günahlarını almayım ama, bazen tümleç hatasını fark etseler bile, düzeltmeye girmiyorlar gibi geliyor bana.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Sezgin Bey.
Hoş Geldiniz.
Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete, değerli yorumunuz ile paylaşıma sağladığınız katkı ve desteğe çok teşekkür ederim. Her ne kadar yazarlarımız bu tümleç hatalarını yaptıklarının farkına varsalar da konu yeterince anlaşıldığı için düzeltme lüksüne girmiyorlar mı diye de düşünmüyor değilim hani.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Bey...
Size katılmamla birlikte bu cümlede gereksiz kelimenin de var olduğunu düşünüyorum. ...yeterince anlamamış, hissetmemiş...olmalıydı sanırım. İki kez niye " yeterince " demiş ki?
Bir de bu cümlenin son virgülünden sonraki " hatta haksızlık bile etmişti " demesi, kesin yargı belirtiyor bana göre. Cümlenin başındaki " sanki " kelimesi ise varsayımdan ya da benzetmeden ibarettir.
Umarım yanlış bilmiyorumdur.
Bilgilendirici paylaşım için size teşekkür ediyorum.
Sağlıcakla kalın.
Merhabalar Nazlı Toaç.
Hoş Geldiniz.
Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve paylaşıma katkı sağlayan değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Aslında sizin gibi, benim de, "yeterince" zarfının iki kez kullanılması dikkatimi çekmedi değil. Burada tümleç eksikliği ve gereksizliği esas alınınca, o konuya değinmedim. Ama tam doğrusunu şu anda ben de anlamış değilim. Ama gereksiz zarf kullanımı hatasına giriyor da olabilir.
Sanki zarfı, yeterince anlamamak ve yeterince hissetmemek tümleçlerine yönelik, son cümle hatta bağlacı ile başlıyor ve "o filmlere haksızlık bile etmişti." derken kesin bir yargı hükmü veriyor.
"Sanki" zarfı, soru cümlelerinde belirtilen konuya ilgiyi çekmek veya uyarıda bulunmak için kullanılan bir zarf olup, aynı zamanda soru olmayan cümlelerde anlatılan düşüncenin gerçekte var olmadığını, ancak gerçekmiş gibi bir izlenim uyandırdığını belirtmek için kullanılan bir zarf olunca, sizin tespitinize de katılıyorum. Çünkü soru cümlesi değiller.
Şimdi böyle örnek alıntıları tüm eksiklik ve yanlışlıkları ile birlikte ele alınca, mevzu karışıyor ve asıl göstermek ve ve vurgulamak istediğimiz yanlışlıklar bu açıklamaların içinde geri planda kalabiliyor.
Konuya yaklaşımınızdaki istidatınıza, ilgi ve alakanıza çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
İyi akşamlar Recep Bey...
Rica ederim, ne demek...
Cevabınız ve değerli bilgiler için asıl ben teşekkür ediyorum size.
Selam ve saygılar gönderiyorum.
Tümleç ile alakalı verrdiğiniz bilgi için teşekkürler Recep Bey. Türkçe'yi ve noktalama işaretlerini cümlenin bozulmasını önleyerek vermek lazım.
Merhabalar Hüseyin Güzel, Hoş Geldiniz.
Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete, paylaşıma destek olan değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Sizin de dediğiniz gibi Türkçemizi, dilimizin kurallarına uygun bir şekilde kullanmalıyız.
Selam ve saygılarımla.
iyi bir açıklama olmuş, teşekkür ederiiiz :)
Merhabalar Deeptone, Hoş Geldiniz.
Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep abi konuyla ilgili değil ama Blog Forum da 100 yoruma ulaşan 2ci kişi olarak hediye kazandın. :) Blog Forum Duyurular sayfasında :)
Merhabalar Sinan,
Hoş Gelmişsin.
Ziyaretin ve yorumun, konuyla alakalı olup olmadığı hiç önemli değil, ziyaret ziyarettir. Ben ne çabuk bu formda 100 yoruma ulaşmışım. Sen bu bloğu oluşturduğundan beri gelip gider yorum yazardım. Saymaya ta o zamandan başlandıysa, olabilir. Çok teşekkür ederim. Sağol, varol.
Selam ve saygılarımla.
Evet abi otomatik olarak sayan bir script kodu ile yorumcuların yorumları görünüyor :) Mail yoluyla yada Forumda bulunan WhatsApp numarasından iletişime geçersen çok sevinirim. :)
Merhabalar Sinan.
Cevab-i yorumun için çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Recep bey, sanırım yazarlar ve şairler, okuyucunun ilgisini daha da artırmak adına bazen yazım kurallarını ihlal edebiliyorlar. Belki okuyucu ile aradaki bağı kurmak adına belki bilinçli, belki de bilinçsizce yapılan bir hata. Bilemiyorum. Ama Türkçe'yi doğru kullanmak adına gerekli mi. Evet gerekli. Çünkü bazı kitaplar var ki sizin verdiğiniz örnekte de olduğu gibi anlamı zorlaştırabiliyor. Kitabı okurken neden böyle yazılmış burası deyip tekrar tekrar okuduğunuz bile oluyor. Naçizane düşüncem yanlış düşünüyorda olabilirim. Saygılarımla
Merhabalar, Mehpare Öğüt Şengül, Hoş Geldiniz.
Sayfama yapmış olduğunuz ziyaret ile birlikte paylaşıma katkı ve değer katan değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Yazarların kaleme aldıkları kitaplarındaki anlatım bozuklukları asla kasten değildir. Siz de çok iyi bir kitap okuyucusunuz. Kim bilir, kaç kez karşılaştınız böyle hatalarla ve kaç kez dönüp dolaşıp yazarın ne demek istediğini anlamaya çalıştınız.
Ömer Asım Aksoy diyor ki; " Güzel, ustaca yazı yazmak herkesten beklenmez. Ama doğru ve iyi yazmak belli bir eğitim görmüş herkesten beklenir."
Yazarlar, dil konusunda topluma karşı sorumludur.
Selam ve saygılarımla.
Evet, yerinde ve doğru söylenmiş bir söz. Kasten yapılmış bir şey olmadığına ben de inanıyorum. Bazen ben bile devrik cümle kurmayı ve şiirlerimi bu tarzda yazmayı seviyorum. Ama eseri okuyanı da düşünmek gerekir ki okuduğundan yanlış anlamlar çıkartmasin ve okurken sıkmasın. Tskler
Merhabalar Mehpare Hanım Kardeşim.
Cevab-i yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Bu konulara zamanında ben de çok kafa yorardım. Bir zamanlar Türkçe Hataları isminde bir blogum da vardı. Şimdiki blogumda da ara ara yer verdim bu tarz konulara. Tekrar içimde bu aşk depreşti. :)
Teşekkürler yazı için. Çok güzel yakalamışsınız.
Merhabalar Recep Hilmi Tufan.
Hoş geldiniz.
Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Sayın adaşım ben de paylaşacak bir şey bulamadığım zaman, can sıkıntısından bu konuları ele alıyorum.
Selam ve saygılarımla.
Bu tarz konulara eğilmek aslında okuyucu çok bilgilendirici olabiliyor. Emeğinize sağlık...
Merhabalar Recep Hilmi Tufan.
Bu konuları çalışırken, önce kendim öğreniyorum. Yani asıl faydası bana. Burada paylaşınca da takipçilerden arzu edenler bilgi sahibi oluyorlar.
Selam ve saygılar.
Bunlar çok önemli bilgiler Recep Bey, teşekkürler bilgilendirmeler için.
Merhabalar Düş Tasarımcısı.
Hoş Geldiniz.
Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Düş Tasarımcısı.
Sizin bu yorumunuz SPAMA düşmüş, onayladım. Haberiniz olsun.
Merhaba,
Bu sık yapılan hatalardan biri. Anlatım bozukluğuna zamanında çok çalıştığım için küçük detayları hemen fark ediyorum ama yazarken gözden kaçabiliyor yine de. Emeğinize sağlık.
Merhabalar Duygu Özkan, Hoş Geldiniz.
Blog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Aslında paylaşılacak neler var neler... Ben de diğer konularda paylaşacak herhangi bir mevzuya konsantre olamayınca anlatım bozukluklarına yöneliyorum. Hem ben bilgilerimi tazelemiş oluyorum, hem de takipçilerim.
Selam ve saygılarımla.
Burada 'yeterince' kelimesinin sıkça kullanılmasının nedeni olasılıkla sondaki 'hatta haksızlık bile etmişti' cümlesine (/yüklemine) uyması için olabilir;
"...Sanki o zamanlar, o filmleri yeterince anlamamış, hissetmemiş, hatta haksızlık bile etmişti. ..."
İkinci sıradaki 'yeterince' kelimesini çıkarttığımızda, sondaki yüklemle pek uyuşmadığını anlayabiliyoruz.. Bilmiyorum, belki de ben yanlış anlamış olabilirim..
Merhabalar.
Yazar "yeterince" zarfını tek olarak ve araya "ve" bağlacını ekleyerek de kullanabilirdi. Belki yazar "yeterince" zarfını pekiştirmek ve dikkat çekmek için arka arkaya iki yüklemin de önüne getirmiş olabilir. Sondaki "yeterince" zarfını kaldırıp araya "ve" bağlacını koyarak cümleyi okuduğumuzda konu yine anlaşılıyor. Yani her iki türlü de oluyor. Şimdi bu noktada ben de pek sağlıklı bir şey diyemeyeceğim.
Burada en önemli nokta, "yeterince" zarfından biri gereksiz miydi? Gibi bir soruyu akla getiriyor.
Ben de sizin gibi böyle konuyu derinlemesine incelemeye bayılırım. Bir cümle içinde tekrar eden (burada zarf) sözcüklerden birinin çıkarıldığında cümlenin anlamında bozulma veya daralma olmazsa, ikinci tekrar eden sözcük gereksiz kullanılmış demektir. Aksi halinde ihtiyaç vardır diyebiliriz.
Konuya olan duyarlılığınıza çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Yorum Gönder
YORUMLARINIZ HEMEN YAYIMLANIR