Merhabalar.
Eskiden günlerce, geceli gündüzlü uğraşır; ürettiğim yazıları büyük bir heyecanla, keyifle ve zevkle paylaşırdım. Dört aydır uğraşıyorum, içinde tek kelime geçen ne bir cümle kurabildim, ne de tek dizeli bir şiir yazabildim. Ne yaptıysam değirmenin taşlarını bir türlü döndüremedim. Hatta geçenlerde buğday kanalları körelen taşları tamir de ettim, ama değirmenin taşlarını yine döndüremedim. Rüzgar var; kanatlar, çarklar tüm mekanik kısımların hepsi sağlam; ama buna rağmen, değirmenin taşlarını yine döndüremedim.
Değirmenin bir kusuru olmadığına göre; anladım ki bu kusur, değirmenci dayıda var. Çünkü bu değirmenin sahibi değirmenci dayı, yıllardır hastanelerde revizyonda. Bir tarafını iyileştirirken diğer tarafını bozuyorlar. Sizin anlayacağınız tedavi tek taraflı olmuyor. Diğer bir anlatımla, hasta olan organ tedavi edilirken, gördüğünüz tedavi esnasında diğer organlarınız zarar görüyor. İçtiğiniz çok basit bir ağrı kesici tabletin kutusunu açın ve içinden çıkan prospektüsüne bir göz atın; bu ağrı kesicinin önce böbreklerinize ve daha sonra da karaciğerinize yan etkilerini okuyacaksınız.
Sizin anlayacağınız, değirmenci dayının pili bitmişe benziyor. Bu tükenmişlik karşısında değirmenci dayı ne yapacağını bilmiyor; bir bakıyorsunuz değirmeni bakıma alıyor, bir bakıyorsunuz değirmeni tamamen kapatıyor. Ama böyle de olmaz ki milletin una ihtiyacı var! Millet; ekmeğini, böreğini, pastasını, mantısını yapacak ama un lazım. Un olmayınca bunların hiç birini yapamazsınız. Milleti de düşünmek lazım, yoksa millet açlıktan kırılır.
Ha bir gayret, vira bismillah dedim ve değirmende öğütülmek üzere bekleyen buğday çuvalının birinden buğdayı tekneye doldurdum. Çarkların arasındaki fren takozunu çektim ve değirmenin taşlarının dönmesini bekledim. Bir de baktım ki taşlar dönüyor ve altındaki un teknesine unlar dökülmeye başladı. Ne kadar sevindim bilemezsiniz. Tekneye un döküldüğüne göre, değirmen artık çalışmaya başladı demektir. Una ihtiyacı olan varsa getirsin buğdayını; buğdayınız, canla başla değirmenimizde itina ile öğütülür.
Selam ve saygılarımla.
23 Yorumlar
Bu kadar içten bir anlatımla, bir yazarın yaşadığı zorlukları ve yeniden doğuşunu paylaşmanız çok değerli. Umarım bu yeni başlangıç, birbirinden güzel yazıların habercisi olur. Tekrar hoş geldiniz!
YanıtlaSilMerhabalar JDSEZER.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim. Birbirinden güzel yazıların devamı biraz zor olacak gibi görünüyor ama, belki ilham geldikçe, sayenizde bir şeyler olur sanıyorum.
Selam ve saygılarımla.
geçmiş olsun ya çok hoş bir yazı bu, her şeyi yazabilirsiniz, örneğin, çocukluk anıları, almanya anıları, çevredeki insanların sıradışı hayatları gibi :)
YanıtlaSilMerhabalar Deeptone.
SilZiyaretiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazmak için üç şeye ihtiyacımız var; kalem, ilham, huzur. Bunlardan bazen ben de biri olmayınca arızaya düşüyorum. Yoksa, sizin de buyurduğunuz gibi malzeme o kadar çok ki!
İyi dilekleriniz ve önerileriniz için çok teşekkür ederim. Sağolun.
Selam ve saygılarımla.
Geçmiş olsunRecep Bey.
YanıtlaSilÜzülerek okudum bu yazınızı.
Umarım o değirmen her daim çarkalrını dönderiri.
Selam ve saygılar.
Merhabalar Hüseyin Güzel.
SilSayfa ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Her ne kadar yazı, hiçbir abartı olmadan halimi arz ediyor olsa da durumum, üzülecek kadar kötü değil. Çok şükürler olsun iyiyim. Değirmenim için yaptığınız dua mahiyetli temenniniz için ayrıca teşekkür ederim. Çok sağ olun hocam.
Selam ve saygılarımla.
Selam geçmiş olsun Recep Bey geçtiğimiz yıl kasım ayında Hollanda'dan değirmenleri ziyaret ettik. Bir an yazınızı okurken orası ve sizin yazıyı birleştirdim. Güzel Bir yaşanmışlık öyküsü oluştu. Her insanın hayatı hikayedir. Sizin hikayeniz bambaşka hüzün mutluluk gibi iki duygu ardında gidip geldim. Yaşamda iyi ve kötü bir aradadır bir ilaç hem iyi hem kötü olabilir. Biz güzelemutlulupa ulaşmak için çabalarız. Sevgiyle kalın.
YanıtlaSilMerhabalar Parıldayan Çiçek.
SilZiyaretiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Tabi nerede bir yel değirmeni görseniz, blog isminden dolayı hemen bir çağrışım yapıyor.
1971-1975 yılları arasında Almanya'da ikamet ederken, Hollanda'yı da ziyaret etmiştim. Keukenhof isimli bir lale bahçesi var, orasını da ziyaret etmişsinizdir. Hollanda, o daracık coğrafyası ile 320 dönümlük bir alanı, bu botanik lale bahçesine ayırmış olmasına hayret etmiştim. Hollanda gerçekten çok başka bir kültür, orasını çok sevmiştim. Hatta Almanya'dan Hollanda'ya geçip oraya yerleşmek istemiştim ama, askerlik yüzünden Almanya'da bile kalamamıştım.
Ben de yel değirmenlerini önce Almanya'da tanımış ve onlardan çok etkilenmiştim. Blog sayfamın isminin değirmen olmasının nedenlerinden biri de bu değirmenlere olan ilgimdir.
Evet, "hikayelerdir geriye kalan". Bu söylem, bir blog arkadaşımızın da blog sayfasına isim olmuştur. Dediğiniz gibi yaşam tek düze değildir. İçinde her şey vardır. Zaten tek düze olsaydı belki de yaşanılmazdı. İnişli çıkışlı ve engebeli olduğu içindir hayatı yaşanılır kılan.
Tekrar teşekkürlerimi iletir, sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Usta Üretici-Öğretici-Eğitici Recep Bey.
YanıtlaSilDün gece Değirmeninizin kollarını (çarklarını) işler durumda görünce nasıl sevindim. 24 saat çalışan (MaşaAllah) bir değirmenin hızına, yorgun ve yaralı parmaklarımın yetişemeyeceğini düşünerek yorumumu sabaha bıraktım.
Dört ay nasıl geçmiş? Ama siz sağlık durumunuz elvermese de, yazmasanız da, o sürede de hiç boş durmadınız ki.
Değirmen de sizi örnek almış, emekleri boşa çıkarmamış. Yıllar öncesi bir kraliçenin dediği gibi: "Ekmek yerine pasta yesinler." dememiş. Ünlü bir yazarımız: "Önce ekmekler bozuldu." diyordu.
Acaba attığınız buğday tohumları hibrit tohum mu idi? (yanlış mı yazdım, tuşlar sözcüğü kırmızıya boyandı, hibrit melez anlamına geliyor sanırım. Ata tohumundan üretilirdi eski ekmekler, bilirsiniz tabii. Değirmeniniz farkı fark edince, tam mesai çalışmaya başlamıştır.
Emeğinize-yüreğinize sağlık. Değirmeni bir nazar boncuğu asarak ödüllendirmek iyi olur kanısındayım.
Eşinize ve size sağlıklı günler diliyorum. Saygılarımla.
Merhabalar Makbule Öğretmenim.
SilYorumunuz ve ziyaretiniz için çok teşekkür ederim. Yazı yazarken Google'nin her altını kırmızı çizdiği kelimelere aldanmayın. Google kendini daha ispat edecek kadar yetiştiremedi.
Evet öğretmenim hibrit melez demek. Atalık tohum halk arasında yerli tohum olarak da bilinir. Yerli tohumlar yeryüzünde uzun süre var olmayı başarabilmiş doğal ve saf tohumlardır. Uzmanların yaptığı açıklamaya göre bir tohum en az 50 yıllık ise yerli tohum kategorisine girer. Bilinen birçok yerli tohum, nesiller boyunca aynı kalabilmeyi başarabilmiştir ve belli bölgelerde üretimi yapıldığında daha çok verim verir. Çiftçilerin aynı bölgede yıllarca yetiştirdikleri, genetiğiyle oynanmamış saf tohumlar, ekim için özenle korunur.
Yazımda bahsettiğim bu süre 4 aydan çok fazla, yıllar oldu ve hala devam ediyor, ama ben konuyu özetlemek babından 4 aya indirgedim. Her şey yolunda ve iyi gidiyor sanırım.
Evet en nihayetinde değirmenin kanatları ile beraber taşlarını da döndürebildik ve akabinde hem de ata tohumundan üretilmiş buğday ununu da öğüttük. Bu durum hepimizi ziyadesiyle sevindirdi.
Bilmukabele eşinize ve size sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim.
Selam ve saygılarımla birlikte En Güzel'e emanet olun.
Her süreş zor her süreç sancılı umarım ki geçişlerden sonrasında ışık vardır çünkü pes etmek insan doğasına aykırı oldurmak için hayat yolundaki gayemiz , olmayanı kabullenip yürümek ve başka bir oluşa yelken açmak ama durmak değil insan durmak için tasarlanmamış bence
YanıtlaSilMerhabalar Gwen.
SilZiyaretiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Evet sizin de dediğiniz gibi yaşam tek düze değil. Sıkıntılı süreçler var. Sabırla metanetle atlatılıyor hepsi. İnsanın yaşam çizgisinde duraklar oluyor. Bu duraklardaki molaların hepsi de tıpkı otobüs durağında bir otobüs beklemek kadardır. O arada şair Turgut Uyar'ın da dediği gibi bu duraklarda arada bir göğe de bakıyoruz.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Bey,
YanıtlaSilDeğirmenler ne güzel şeyler, hem zamana direnen hem de faydası
dolu yapılar. Bunları sevmeyen de yoktur sanırım. Hayat çarklarında hepimiz
eziliyoruz. Dediğiniz gibi bir yanımızı tedavi ettiğimizde başka yerden
başka sorunlar çıkıyor. Bu değirmenleri döndürmeye mecburuz. Burada
yazdıklarınızla hayatımızda güzel pencereler açılıyor.
Allah sağlık şifa versin, yazmayı hiç bırakmayın..
Merhabalar Pelinpembesi.
SilZiyaretinize ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Evet sizin de dediğiniz gibi değirmenler çok güzel şeyler. Çok güzel de hikayeleri vardır. Tek düze olmayan bir yaşam çizgisinin inişlerinde çıkışlarında biraz zorlansak da düzlüğe de çıkıyoruz.
Değirmenler dönmek zorunda. Onların dönmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Sağlık ve şifa dilekleriniz için ayrıca teşekkür ederim. Çok sağ olun ve en Güzel'e emanet olun.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Bey,
YanıtlaSilGördüğümüz üzere değirmen gayet güzel, tıkır tıkır çalışıyor. Sizin de moralinizin düzgün olduğu anlaşılıyor. İnsanız, dönem dönem birtakım sıkıntılarla uğraşıyoruz. Hepsi gelmiş geçmiş olsun. Bir daha gelmesin. Sağlık, huzur ve mutlulukla dolu, keyifli günler hep sizinle olsun...
Selam ve saygılar.
Merhabalar Zeugma.
SilHoş geldiniz.
Evet değirmen gayet güzel ve de tıkır tıkır çalışıyor. Moralim de iyi. Elbette hepimiz insanız ve yaşam da tek düze değil. Hepimizin zaman zaman sıkıntıları oldu, olacak da... Geçmiş olsun dilekleriniz ve diğer güzel temennileriniz için ayrıca teşekkür ederim, çok sağ olun.
Selam ve saygılarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Çok geçmiş olsun recep abi sağlık sorunla ile uğraştığını tahmin etmiştim ama yorumlarda bu konudan bahsetmediğin için bir şey yazamamıştım. Umarım sağlığına en kısa sürede kavuşursun abi.
YanıtlaSilAğrı kesici kesinlikle kullanmıyorum. Başım ağrıdığı oluyor ama yine de kesinlikle kullanmıyorum. :)
Merhabalar Sinan.
SilZiyaretin ve değerli yorumun için çok teşekkür ederim. 70 yaşına geldim. 63 yaşımdan beri de operasyonlar geçiriyorum. Sağlığım şimdilik iyidir. Ağrı kesiciye gelince, ben yazımda ağrı kesiciden giderek, aldığımız tedavilerin yan etkilerini örnek vermek istedim. Ama vara yoğa hemen ağrı kesici kullanmak da doğru değil. Kimseye de önermiyorum. Ben de asla kullanmam. Ama bazıları var ki tiryakisi olmuşlar. Çok meşhur bir ağrı kesici vardır, adı da PAROL. Ağrı kesiciler böbreklerin ve karaciğerin düşmanıdır.
Selam ve saygılarımla.
Kesinlikle katılıyorum abi kullanmama sebeplerimden birisi de o :)
SilHoşgeldiniz Recep Bey, değirmenin çarkları hep dönsün, sizin sağlığınız da hep yerinde olsun dilerim. Selamlar, saygılar...
YanıtlaSilMerhabalar Leylak Dalı.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Dilek ve temennileriniz için ayrıca teşekkür ederim. Bakalım, ben de değirmenin çarkları dönsün diye gayret ediyorum.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Bey,
YanıtlaSilÖncelikle çok geçmiş olsun.
Ne kadar güzel ifade etmişsiniz duygu ve düşüncelerinizi.
Dilerim ki değirmenin çarkları hep döner.
Sağlıcakla kalın.
Merhabalar Kendi Dünyasında.
SilZiyaretiniz, değerli yorumunuz ve geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
Yazımı beğendiğinizi belirtmeniz, büyük bir incelik, çok memnun oldum. Çok sağ olun.
Yeryüzündeki değirmenlerin, çarklarının hep dönmesi dileğinize teşekkür ederek aynen katılıyorum.
Selam ve saygılarımla.
YORUMLAR HEMEN YAYIMLANIR