sillesini vurup kanatmış hayat
kırgınsın, yılgınsın, yalnızsın
kaçarcası iniyorsun şimdileri
şu hayatın merdivenlerini.
kalbin hüzünle doluyor,
ayaklarından
sıcaklığı çekiliyor kanının,
küf kokulu basamaklar
                         uzun loş,
renkler soluyor derinlerde
içinde kuşkunun çiçekleri
ve ürpertisi korkuların
sağın-solun izbe, karanlık
tünelin ucunda sarı bir ışık...

artık kırkıncı basamaktasın
önünde sisli günleri yaşamın
bir yağmur damlacığısın,
yıkıyorsun yağmurunda saçlarını.
tozlu sokaklar, evler, güz yaprakları
sana yitik yıllarını hatırlatıyor
ve akşamlar çekiyor ellerinden.

ürkek iniyorsun merdivenleri,
buğulu düşler durağı'ndasın
durakta dinlenip yenilenerek
iniyor... iniyor... iniyorsun.
dönüşü yok bir yolculuk bu
"tünelin ucundaki o ışık
gösterecek" diyorsun kurtuluşu...

17 Mart 2005 Sevim Kırgezen