Kurban Bayramı geldi. Her haneyi bir kurban telaşı sardı. İnsanların maddi olarak gücü yetse de, yetmese de,  illa bu kurbanı kesmek uğruna; geçimini riske sokan,  yersiz sıkıntılara giren kardeşlerimizi görmek mümkündür. Oysa kurbanı kimlerin keseceği,  İslam dininde tartışmasız çok açık bir şekilde aşağıda bahsedildiği üzere dört şarta bağlanmıştır.

Vacib olan kurban görevi, Hakk yolunda fedakarlığın bir nişanıdır. Yüce Allah’ın verdiği nimetlere karşı yapılan bir şükürdür. Kurban Bayramında ibadet niyeti ile kurban kesmek: Hür, mukim(yolcu olmayan), Müslim ve zengin kimseye vacibtir.

Şartlardan biri zengin olmaktı. Kurban kesebilmek için, demek ki zengin olmak gerekiyor. Ama günümüz de zengin de, fakir de kurbanı kesiyor; kesilen kurbanları, Yüce Allah,  indinde kabul ve makbul eylesin.

Zengin olmadığı halde, illa kurbanı kesmek için büyük sıkıntılara giren kardeşlerimize neden kurban kestiğini sorduğunuz zaman “Hem Allah’ın rızasını kazanmak için, hem de ‘kurbanı yokmuş’ demesinler ve çoluk çocuk onun bunun eline bakmasın diye kesiyorum!” der.

Benim de maddi gücüm kurban kesmeye elverişli değil, yani zengin olmadığım halde, geçimimi risk ederek kurban kesiyorum. Neden kurban kesiyorum? Yüce Allah'ın rızasını kazanmak için mi, yoksa “kurbanı yokmuş, kurban kesemiyormuş  demesinler” diye mi?

Yaptığımız ve yapacağımız tüm ibadetlerimiz de önce Yüce Allah’ın rızasını gözetmemiz gerektiğini unutmamakla birlikte, yaklaşan Kurban Bayramınızı kutlar, daha nice bayramlara sağlık, barış ve huzur içinde  kavuşmanızı dilerim.

En Güzel’e emanet olun ve sağlıcakla kalın sevgili blogdaşlarım.

Recep Altun