İltifatın marifete tabi olduğu hepimizin malumu olsa da muhabbetin marifete tabiiyetini çoğumuz bilmez. Bilenin adı alim olurken, tanıyana arif yani marifet sahibi diyoruz. Ama bizden istenen, malumatı marifete çevirmek. İşte bilmekle tanımak arasındaki bu fark Asr-ı Saadet döneminde Hz. Ebu Bekir’le müşrik Ebu Leheb’in Allah karşısındaki konumlarında ortaya çıkıyor.
İlim bilmek ise, irfan bunun hayata geçmesi; ilim ışıksa, irfan o ışıkla akıl ve kalbin aydınlanmasıdır. Cenab-ı Peygamber’in Allah’a sığındığı faydasız ilim, irfana dönüşmemiş ilimdir.
Ne mutlu, Hakk’ı bulan, her şeyde Hakk’ı gören ve Hakk’a uygun yaşayan kutlu insanlara!
Recep Altun
6 Yorumlar
Merhaba,
YanıtlaSilNe mutlu, "Malumatı marifete çevirme" çabası içinde olanlara; "Hakk’ı bulan, her şeyde Hakk’ı gören ve Hakk’a uygun yaşayan kutlu insanlara"
Ne mutlu böylesine güzel metinleri paylaşanlara.
Hayırlı günler dileğiyle.
Merhabalar Sabahattin Hocam, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve o güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla.
Hocam ilim irfan bilene ve bunu hayatına uygulayana ne mutlu saygılarımla....
YanıtlaSilMerhabalar Siyahkuğu, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve o güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla.
Özlü ve güzel bir anlatım böyle aydınlatıcı paylaşımlara çok ihtiyacımız var saygılar..
YanıtlaSilMerhabalar Emine Kaya, Hoş Gelmişiniz!
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Selam ve dualarımla.
*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*