Eli Elime Bile Değmedi



Gaz lambasının titreyen ışığındaki minik parmakları arasında dans eden kalemin çizgili defter sayfasına düşen gölgesine dalmış gitmişim. Ödevini bitirdikten sonra kalemini defterini heybe çantasına yerleştirdi, hazırlanan yer yatağına yatmak üzere soyundu ve yatak giysilerini giyerek kalın yün yorganı kaldırıp yün döşeğine uzandı. Bu gece “Allah rahatlık versin!” demedi. Hiç sesi çıkmadı. Bir müddet onu izledim. Yorgana sarılarak sağına döndü ve uyuya kaldı...

Mevsim kıştı, dışarıda kar yağıyor ve havada da yağan karın yumuşaklığı vardı. Kalın saç sobada yanan kömürün alevlerinden oluşan ışık hüzmeleri sobanın ön kapağındaki yuvarlak hava deliklerinden karşı duvara yansıyor ve sobanın üzerinde kaynamaya hazırlanan güğümdeki suyun çıkardığı armonik seslerin eşliğinde birbirleri ile adeta dans ediyorlardı.

Bu gece benim de keyfim kaçmıştı. Sırtımı dayadığım berdi yastığa biraz daha yan gelerek uzandım ve bacaklarımı sedir boyunca uzattım. Bugün, sabahtan akşama kadar damların üzerinde biriken karları ayıklamaktan yorgun düşen bedenimin biraz daha gevşediğini ve rahatladığını hissetmiştim.

İnce belli bardağımdaki çayın son yudumunu da içtikten sonra bardağı yavaşça tabağına koydum ve sobadan duvara yansıyan ve duvarda oynaşan ışık hüzmelerine takıldım kaldım.  Gözlerimi kapadım ve zihnimde geçmişe doğru şöyle bir gezintiye çıktım.

(...) Eli elime bile değmemiş, karşı karşıya gelip bir kelam dahi etmemiş, ama birbirimize sayfalar dolusu mektuplar yazmış bir sevdamız vardı. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama, bir gün bir mektup yazarak bu sevdanın ikimize de hayrı dokunmayacağı nedeniyle hem bu mektuplaşmaya, hem de bu sevdaya bir son vermek istediğimi belirtmiştim. Cevaben aldığım mektubunda satırlara düşen gözyaşları sayfalar dolusu yazdığı mektubun üzerindeki kelimeleri dağıtarak mektubun okunmasını adeta zorlaştırmıştı. Mektubunda özetle: “Bu sevdanın devam etmesi ve asla bitmemesi gerektiğini” yazıyordu. Onun bu ısrarlı tutumu karşısında ne yapacağımı bilemez durumdaydım. Onu asla üzmek de istemiyordum, ama bu sevdanın ikimize de bir hayır getirmeyeceği aşikardı. En iyisinin artık mektuplaşmayı keserek emanetlerimizi karşılıklı iade etmek suretiyle bu sevdaya bir son vermek olacağıydı ve nitekim de öyle olmuştu...

Sobada yanan kömürün çatırdamasıyla birden irkildim ve daha dün gibi hatırladığım bu güzel günlerden ayrılarak tekrar odama döndüm. Vakit epeyce geç olmuş ve artık yatma vakti gelmişti. Ben de hazırlanan yer yatağıma besmele ile uzanarak, "sabah ola, hayrola" dedim ve günün verdiği tatlı yorgunlukla birlikte daha başım yastığa bir karış kala uyuya kalmışım...

Recep Altun (Doğaçlama)


Yorum Gönder

21 Yorumlar

  1. öyle bir anlatmışsınız ki odayı, sobayı ve herşeyi, ordaymışım gibi hissettim
    çok akıcıydı Recep Bey
    sanki devamı olmalı...yani olsun :)

    dua ile...

    YanıtlaSil
  2. bir de sormak isterim, yanlış hatırlıyor da olabilirim
    bu mektuplaşma ve ayrılıkla ilgili sevda hikayesini daha önce de yayınlamış mıydınız acaba?
    nedendir bilmiyorum ama sanki böyle hatırlıyorum
    dediğim gibi yanlış da olabilir tabi :)

    YanıtlaSil
  3. devamı gelecek değil mi recep bey?
    şimdilik durumu pek anlayamadım o nedenle yorum yazamıyorum ama merak ediyorum..

    YanıtlaSil
  4. Doğaçlamanızı bir çırpıda okudum .Yüreğinize sağlık olsun .Sobada ki ateşlerin yansımasını duvarlara,yerlere yansımasını ateşin çıtırtılarını ne çok severdim.Geçmişe gittim bir an ..Doğaçlamanızda ki sevdanın kahramanları gibi o eski güzel günlerde geçmişte mazide kaldı.Hayırlı geceler Recep bey.

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı geçmişte dolaşmak güzeldir.

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar Küçük Hala, Hoş Geldiniz!

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve beğeni içeren o güzel yorumlarınıza çok teşekkür ederim.

    Efendim, bu konuda bir de şiirim vardı "Affetmem" diye, nesir şeklinde böyle ikinci doğaçlama deneme yazım. İlki "Yorulmayan Kadın" idi, ikincisi de bu oldu. Her ikisi de doğaçlamadır.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar Gülçin Nur, Hoş Geldiniz!

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim. Bunların devamı yok deneme mahiyetinde kaleme aldığım kısa bir doğaçlama oldu. Becerebilirsem böyle kısa ve okuyucu sıkmayan hikayeler olabilir tabi.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  8. Merhabalar Vişnap, Hoş Geldiniz!

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve eski insanların o eski günlerini yad eden değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar Siyah Kuğu, Hoş Geldiniz!

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve doğaçlama ile ilgili değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  10. Recep bey gerçekten çok hoştu, insan ordaymış gibi hissedebiliyor, kaleminize sağlık, sevgiler...

    YanıtlaSil
  11. Recep Bey, merhaba... Yazınız eski günlerin sevgi ve özlem dolu duygularını dile getirmiş. Zira bugün artık ne mektup var, ne de soba... O sebeple sanıyorum ki günümüzde "sevgi" de artık çok farklı... Ellerinize sağlık. Saygılarımla,

    YanıtlaSil
  12. Bu hikayenin devamı olmalı..

    YanıtlaSil
  13. Merhabalar Aysun Ercan Karakaş, Hoş Geldiniz!

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve beğeni içeren değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  14. Merhabalar Aysun Tülay Gürdal, Hoş Geldiniz!

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve günümüzdeki sevginin bile çok farklı olduğunu içeren değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  15. Merhabalar Mahalle Dayısı!, Hoş Geldiniz.

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim. Evet, deneme mahiyetinde bir doğaçlamaydı. Bu hikayenin devamını getirmek bir hayli zaman alacak. Devamının geleceğini pek sanmıyorum ama inşallah diyorum.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  16. Birden çocukluğuma döndüm o sobanın etrafında oturup sohbet ettiğimiz oyunlar oynadığım günler geldi aklıma bir den bir hüzün bindi gözlerimin arasına ....

    o kocaman yüreğine kalemine sağlık Abicim çok güzel keyifle heyecanla okudum Devamını bekliyoruz huzurlu günler ....

    YanıtlaSil
  17. Merhabalar Sessizkaldım, Hoş Geldiniz!

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve yazı ile ilgili değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  18. Günaydın Recep bey okumaktan çok keyif aldım, sanki o odada o güğümün fokurtusunda, sobanın çıtırtısında hayallere dalan bendim. Bence Öykü dönüştürebileceğiniz doğaçlama.. Çok güzeldi. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  19. Merhabalar Vuslat, Hoş Geldiniz!

    Blog sayfama yaptığınız ziyarete ve doğaçlama ile ilgili değerli paylaşımınızı içeren o güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  20. selamünaleyküm recep abi, nasılsınız?
    çok güzel bir doğaçlamaydı :) çok sevdim. devamı gelse ne güzel olur... yazı tamamen güzeldi ama giriş kısmı ayrı bir beğendim..
    yüreğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  21. Merhabalar Türabi, Hoş Geldiniz!

    Önce blog sayfama yaptığınız ziyarete ve o güzel ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.

    Uzun zaman oldu ve blog sayfanızdan hiç haber alamamıştım. Ben de tabi Türabi şu anda dersleriyle haşır neşirdir diye aklımdan geçiriyordum. Öyle çok memnun oldum ve sevindim ki, bu kadar uzun aradan sonra sesinizi duyduğuma. Hep böyle iyi ve güzel haberlerini bekliyorum.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*