İnsan yaşlandıkça geçmişe yönelik özlem duygusu daha çok depreşir. Bu duygu adeta bir yanardağ volkanı gibi olup, fokur fokur kaynar ve sönmeyen bir ateş haline gelir.

Geçmişe yönelik özlem duygularımı depreştiren bir fotoğraf karesini sizlerle paylaşmayı arzuladım. Fotoğraf karesinde benimle birlikte yer alanları sizlere tanıtmak istiyorum. Arka tarafta Nazmiye ablam ve  Hasan ağabeyim yer almakta, küçük kardeşim Gürbüz ile ben de ön taraftayım. Fotoğraf karesinin arka planında ise, 1954 yılında bahçeli bir arsa üzerine inşa edilmiş, iki katlı kerpiç yapı evimizin doğuya bakan duvarı ile birlikte bir elma ağacı yer almaktadır. 

Ben kardeşlerimle birlikte bu mütevazi bahçeli evde büyüdüm. İnsan, ancak elindekini kaybedince kıymetini anlıyor, kaybettiği için de iş işten geçmiş oluyor. 1986 yılında istimlak edilerek elimizden alınan evimizde yaşanan acı ve tatlı her anından çok keyif aldığımız ve bizim için çok değerli olan bu güzel bahçeli evimizi çok özlüyorum.