Asırlar boyu içimizde yaşamış Ermeni vatandaşlarımıza bizler, 'Tebaa-i Sadıka' demiş ve bağrımıza basmışız. Özellikle Osmanlı'nın son iki asrında Ermeni vatandaşlar, en üst düzey devlet memurluklarına kadar getirilmiştir.
Osmanlı'nın maliyesi, hariciyesi, imar ve iskan işleri ve hatta sarayın hekimliği Ermenilere emanet edilmiştir.
Böylesine güvene layık bir unsur, nasıl oldu da 'Tebaa-i Sadıka'dan 'Hain-i Devlet' oldu?
İşte TEHCİR denilen olayın can alıcı noktası budur. Bu sorunun cevabı bulunmadan 'Ermeni sorunu'na doğru bir tespit yapılamaz ve doğru bir teşhis konamaz.
2 Yorumlar
Din, dil, ırk, mezhep konularını konuşmayı sevmiyorum ben çünkü hepimizin ataları bir yerlerden göç ederek Türkiye'ye yerleşmişler.Politik konularda çok fazla bilgim de yok, ermeni sorunu diye bir sorun varsa umarım çözülür.
YanıtlaSilMerhabalar Gülten, Hoş Geldiniz.
SilBlog sayfama yapmış olduğunuz ziyarete ve konuyla ilgili kaleme aldığınız değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Din, dil, mezhep konuları biraz çetrefilli konulardır, haklısınız. Ermeni soykırımı ile ilgili asılsız iddiaların bertaraf edilmesi için zaman zaman bu tür yazılara yer veriyoruz.
Selam ve saygılarımla.
Yeni yorumlara izin verilmiyor.