Olgun Bir Müslüman

Hatırlarsanız, blog sayfalarımın birinde kaleme alacağımız yazıların konusu ile ilgili konuların kaynağı ve konu mu bizi seçer, biz mi konuyu seçeriz diye bir yazı paylaşmıştım. İşte şimdi konunun beni seçtiği bir yazıyı sizlerle paylaşmak üzere karşınızdayım.  


Gel, genel gel! Ne olursan gel!

İster kafir, ister Mecusi,

İster puta tapan ol genel gel!

Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da gene gel!

                                                Hz. Mevlana 


Kimileri bu veciz sözleri farklı yorumlamakta ve Mevlana'yı hümanist, dinler arasında fark gözetmeyen, dost düşman ayırt etmeyen, İslam'ın esaslarıyla bağdaşmayan görüşleri olan birisi gibi değerlendirmektedirler. 

Mevlana'nın bu sözünde esasen hak, hakikat ve hidayete çağrı ağır basmaktadır. Sevgi ve hoşgörü kokan bu mısralara geniş açıdan bakıp menfi bir yön bulmamak gerek.

Olgun bir Müslüman'ın her zaman sevgi ve hoşgörü duygusu ağır basar. Sevgi ve hoşgörü duygusu olmayan biri ne insandır, ne de Müslümandır!

Yorum Gönder

16 Yorumlar

  1. Bu dizeleri ne zaman okusam etkilenirim. Kerameti çok büyük. Fakat Mevlana'nın, aynı zamanda müslüman olmayan talebelerinin de olduğunu, hatta cenazesinde ciddi bir gayrimüslim topluluğunun bulunduğunu okumuştum. Ne derece doğru bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar gizlipencere06.
      Hz. Mevlana için önemli olan insan ve insan da olması gereken sevgi, saygı ve hoşgörüdür. Dini inançlar ondan sonra gelir. Hz. Mevlana sadece Müslümanların değil, dini, dili, rengi ve inancı ne olursa olsun tüm insanların Mevlanasıdır.
      Sağlıcakla ve esen kalın.

      Sil
  2. Merhabalar,
    Sevgi, saygı, hoşgörü olunca bir de dürüstlük, ahlâk eklenirse dinlere gerek bile kalmaz diye düşünüyorum Recep Bey. Zaten tüm dinlerin çok yaygın bir tür akıl hastalığı, tüm peygamberlerin de o dönemde psikoloji, psikiyatri, tıp bilimi gelişmediği için kendi gördükleri halüsinasyonlara kendileri de inanan, başkalarını da inandıran ruhsal rahatsız insanlar olduklarına inanıyorum.

    Tıp bilimi gelişince, kamera, fotoğraf makikesi, tv vs. teknoloji gelişince hiçbir karınca konuşmadı, hiçbir insan balinanın içinde yaşamadı, Ay ikiye bölünmedi, merkeple ya da kanatlı beygirle kimse uzay yolculuğu yapmadı yaptığını da iddia etmedi. :))))
    Sağlıcakla kalın, esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Bücürükveben.
      Elbette sadece sevgi ve hoşgörü yeterli değildir tabi. Sizin de ilave ettiğiniz dürüstlük ve ahlak da olmalıdır. Hz. Mevlana'dan yola çıktığım için ben sadece sevgi ve hoşgörüyü işlemek istemiştim.

      Zaten dinlerin buyrukları nedir ki; bu saydığımız hasletlerin dışında tek bir Allah'a inanmak kalıyor. Yüce Allah'ta sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, dürüst ve ahlaklı olmamızı buyuruyor. Eğer yeryüzünde bir dinim olsun diyorsan İslam'ı seçeceksin. Çünkü, İslam'ın dışındaki diğer dinlerden bir feyz alamazsın. Ancak yeryüzünün çıkar ve menfaatçileri İslam dinini her türlü şeye alet edip çıkar ve menfaatleri doğrultusunda insanları kandırınca, İslam dini maalesef din olmaktan çıkıyor ve zarar görüyor.

      İslam dininde ne konuşan karınca var, ne balinanın içinde yaşayan insan var, ne de ay ikiye bölünmüştür. Merkep ya da kanatlı beygirle de kimse uzaya falan çıkmadı. Bunlar işte İslam dinine zarar veren çıkarcı ve menfaatçi din düşmanlarının uydurduğu hikayelerden başka bir şey değildir.
      Sağlıcakla ve esen kalın.

      Sil
  3. Yanlış yazmışım şöyle olacaktı: Kameranın, fotoğraf makinesinin, televizyonun vs. icadından sonra ......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mrhb. Bücürükveben.
      Düzeltilmiş cümleyi yorumun ilgili yerine montaj yapmak zor ama, eğer siz yorumu kopyalayın ve yeni bir yorum penceresi açıp yapıştırın düzelttikten sonra yeniden gönderirseniz ben eski yorumları tamamen hiç gönderilmemiş gibi silerim. Bazıları siliyor ama tamamen silemiyor. Oysa bu tür silmelerde tamamen silip kaldırma seçeneği var.
      Saygılar.

      Sil
  4. A, hiç gerek yok, zahmet etmeyin. Altta düzelttim anlaşılıyordur nasılsa. Çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  5. Ben Mevlana'yı Allah'a giden yolda yalnız yürümek istemeyen bir, yanına insanları toplayıp yol boyunca onların hoşuna gidecek ve manevi yaşamlarını düzenleyecek şeyler anlatıyor gibi hayal ediyorum hep. Yani aslında asıl din (islam) o yolu tamamladıklarında varacakları yerde bulacakları şey diye düşünüyorum. Nitekim bazıları sadece o yolda yürümeyi seviyor ve yolun sonuna gelmeyi istemiyor, sürekli yürüyor, yürümeyi tercih ediyor. Oysa din (islam) başka, bambaşka. Mevlana ve onun yolunda yürüyenler sadece birer yolcu. O yolun yolcusu... Menzile varan islamı buluyor. Artık isteyen bulduğunu yaşıyor, isteyen yolculuk halini devam ettiriyor. Bilmem anlatabiliyor muyum. :)
    Bu arada, ailemden koptuktan sonra yerleştiğim uzak diyarlarda bir bilene rastlamadığım ve kadim dilimin unutulmuş kelimelerinden olan "basta"yı sizinle yıllar yıllar sonra bir kez daha duyduğuma çok sevindim. Sevincimi paylaşmak istedim. :) Hem pazar tezgahlarına basta deriz biz, hem de sokak aralarında sebze-meyve satanların ahşaptan el arabası olurdu, ona da basta deriz. Nokta atışlı olarak 'el bastası' da denir. Türkçemiz çok zengin aslında. Her yok olan kelime dilimizin bir parça daha ölmesi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Rusyena.
      Mevlana hakkında çok derin bilgi sahibi değilim. Ancak sizin Mevlana hakkındaki düşünceleriniz de yabana atılır gibi değil. Çok teşekkür ederim.
      Sağlıcakla ve esen kalın.

      Sil
  6. Önce insan olmak gerektiğini ve tüm dinlerinde bunu söylediğini unuttuğumuz için sevgi ve hoşgörünün ne demek olduğunu unuttuk ve bunları sadece bizim gibi olanlara gösterir olduk. Bizim gibi düşünmeyen, olmayanları bunlardan mahrum bıraktık. Üstelik bize emredilen dediğiniz gibi en başta bunlarken... Selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, myvslr-Kişisel Blog.
      Evet dinler, insanların dünya ve ahiret mutluluğunu temin etmek için gönderilmiştir. Hiç kimsenin dine din katmaya ve dinin kurallarıyla oynamaya hakkı yok! Günahta veraset ve intikal olmadığı gibi, ibadetlerde de içtihat olmaz.
      Sağlıcakla kalın.

      Sil
  7. Şu konuda bende katılıyorum. Sevgi ve saygı olduktan sonra gerisi kendiliğinden geliyor. Aynı zamanda kapımızın her zaman açık olduğunu ve hiç kapanmayacağı mesajını vermesi de ayrıca güzel. Güzel bir noktaya değinmişsiniz. 👍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Peliş.
      Sevgi ve hoşgörü olduktan sonra gerisi gelir. Dünya zaten sevgi üstüne dönmektedir. Çünkü evreni ve evrende geçerli kuralları yaratan kudret, sistemini olumlu değerler üzerine kurmuştur. Ayrıca sevgi aslında Allah'ın insana üflediği ruh olan düşüncenin en soylu ve en üstün tecellisidir.
      Sağlıcakla ve esen kalın.

      Sil
  8. bizim ülke insanı hoşgörülü olacak bir gün de bakalım ne zaman :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Deeptone.
      Biz aslında Müslüman bir ülkeyiz. Müslüman olmamız hasebiyle hoşgörü ve tevazuda dünyanın hiçbir ülkesi bizimle boy ölçüşemez diyeceğimiz yerde; "bizim ülke insanı hoşgörülü olacak bir gün de bakalım ne zaman?" diyoruz.
      Bu bağlamda bunun geriye tek bir mantıklı açıklaması kalıyor. Demek ki biz Müslüman olamamışız. Eğer Müslüman olabilseydik, bu saydığımız sorunların hiçbirini dile getirmemiş olacaktık.
      Sağlıcakla ve esen kalın.

      Sil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*