Bir Diploma, Bir Hikaye


Bugün, nasıl olduğunu bilmediğim bir yerden bir ilham geldi ve 1987 yılında Kırşehir Lisesinden aldığım okul dışı diplomamla ilgili küçük bir hikayeyi kaleme almaya karar verdim. 

1968-1969 öğretim yılı sonunda ortaokuldan mezun olmam gerekirken, Matematik dersinden bütünlemeye kaldım. O yıl bütünleme sınavlarına da girmedim. Babam Almanya'da işçi olarak çalışmaktaydı. Ben de ona durumumu izah eden bir mektup yazarak, Almanya'ya gitmek istediğimi bildirdim. Babam önceleri benim Almanya'ya gelmeme pek sıcak bakmadı. Mektup üzerine mektuplar yazarak babamı nihayet ikna ettik. Babam, çalıştığı tekstil fabrikasına beni işçi olarak istek yaptırdı. 

Almanya'ya davet edilen işçilerin, özel olarak Almanya’dan gelen doktorlar tarafından İstanbul/Mecidiyeköy'de bulunan bir büroda;hayvan pazarından hayvan alır gibi diş kontrolü, idrar ve kan tahlilleri yapılıyordu. Bu kontrollerin sonunda da sağlıklı ve genç insanlar seçiliyordu. Böylece Almanya'ya gidecek olan işçilerin sağlık sigortası kurumuna ve diğer sosyal kurumlarına yük olmaması amaçlanıyordu. Ben de burada yapılan muayene ve tetkikler sonucunda sağlam raporu aldım ve Almanya yolculuğu için hazırlıklara başladım.

Fabrikanın Lojman Binası

1971 yılının Eylül ayında İstanbul/Sirkeci garından yakıtı kömür olan bir buharlı trenle Almanya yolculuğum başladı. Üç günlük rezil bir tren yolculuğundan sonra Almanya'ya geldim. 

Achim Tren İstasyonu

Babam beni tren garından almaya bir arkadaşıyla geldi. Tren garından yürüme mesafesinde olan işçi lojmanına üçümüz birlikte yürüyerek geldik. İçinde çift katlı ranza, çift kapılı metal bir dolap, bir masa, iki sandalye ve bir koltuktan  ibaret mütevazi lojman odasını görünce, hemen memleketteki evimiz gözümün önüne geldi. Daha üç dört gün olmuştu memleketten ayrılalı. Gurbetin gerçekten çok zor bir süreç olduğunu yavaş yavaş hissetmeye başladım.

Fabrikanın Dikiş Atölyesi

Televizyonu ilk defa orada "En Uzun Gün" isimli İkinci Dünya Savaşı konulu filmiyle izledim. Yine ilk defa AVM'leri orada gördüm. Çalışacağım fabrika, kadın ve çocuk giyimi üzerine üretim yapan bir tekstil fabrikasıydı. Fabrikadaki ilk çalışma yerim, her işi bitmiş giysilerin üzerine korumak için askılarıyla birlikte naylon bir kılıf geçirip raylı sistemde yürüyebilen iki makaralı bir büyük taşıma askılıklara takıyordum. Daha sonraları ütüye geçtim, Daha sonra da paket sevkiyatına geçerek o bölümde çalışmıştım.

Lojmandaki Odamız

1972 yılında babamla birlikte Türk Hava Yolları ile Türkiye'ye izinli geldik. İzin bitimi babam Almanya'ya döndü ama ben ortaokul son sınıftan kaldığım matematik dersinin bütünleme sınavına girmek için biraz daha Türkiye'de kaldım. Bütünlemeye kaldığım matematik dersinin sınavından geçer not alarak akabinde diplomamı amaya hak kazandım ve tekrar ben de ortaokul mezunu olarak Almanya'ya döndüm. 

Almanya'dan Aldığım Sürücü Belgemin Temsili Görüntüsü

1973 yılında babamın isteği üzerine sürücü belgesi almak üzere şoför okuluna kaydımı yaptırdım. İlk yardım kursu, teorik bilgiler kursu ve direksiyon eğitim kurslarını tamamladıktan sonra teorik bilgiler sınavını kazandım ve akabinde direksiyon uygulamalı sınavını da kazandıktan sonra imtihan edildiğim araçta sürücü belgesini imzalayıp hemen teslim ettiler. Ülkemizde bu sistem uygulanırken yapılan sınavları başardıktan sonra bir sertifika alıyorsun, o sertifikayla emniyete gidip sürücü belgen hazırlandıktan sonra alıyorsun. Okuduğunuz gibi, Avrupada direksiyon sınavını başardıktan sonra imtihan edildiğin araçtan inmeden hemen aracın içinde sürücünü belgeni alıyorsun. 


Sürücü belgesini aldıktan sonra şimdi bize bir araba lazım. Belki arabayla Türkiye'ye izne gidebiliriz. Belki de Türkiye'den önce bir Hollanda ziyareti de gerçekleştirebilirdik. Derken tanıdığımız bir yakınımızdan 17 M Ford marka tek kapılı stejin bir araba satın aldık. 

Temsili Resim


Temsili Resim


59. Top. Er.Eğt.Tug. Acemi Birliğimden

1975 yılında silah altına alınacağımdan dolayı Türkiye Cumhuriyeti Hannover Başkonsolosu, pasaportumu 6 aydan fazla uzatmadı. Haliyle Alman makamları da oturma ve çalışma izinlerini pasoport geçerlilik süresini aşmayacak şekilde 6 aydan fazla uzatmadı ve ben 1975 yılının Haziran ayında babamla birlikte Türkiye'ye kesin dönüş yaptım. Daha önce babama, askerden terhis oluncaya kadar Almanya'da çalışmaya devam etmesini, terhisime müteakip tekrar Almanya'ya yerleştikten sonra kesin dönüş yapmasını önerdim ama o bana "Bir Kaman bizi besleyemiyor mu?" dedi ve benimle birlikte kesin dönüşünü yaptı. Lafı fazla uzatmayalım, 3 Temmuz 1975 tarihinde Erzincan'daki 59. Top. Er. Eğt. Tug. Hafif Uçaksavar Takımı Çavuş Talimgahına askerlik görevimi yapmak üzere teslim oldum. Çok zorlu bir 4 aylık eğitimden sonra, Tatvan/Sorgun mezrasında bulunan Hafif Uçaksavar Topçu Taburu, 2.Batarya K.lığına çavuş olarak nasbedildim.

Tatvan/Sorgun/Uçaksavar Bataryası

Yirmi aylık vatani görevimi ifa ettikten sonra, 3 Mart 1977 tarihinde terhis oldum ve memlekete geldim. İşte, asıl askerlik bundan sonra başlar... Terhis olmadan bir ay öncesinden Almanya'da çalıştığım tekstil firmasının bölüm şefi Hans Martin'e, terhis sonrası yeniden fabrikada çalışmak istediğimi belirtir bir mektup yazmıştım. Şef Hans Martin de şu anda çalıştığım kısımda bir gencin istihdam edidiğini ve şu an itibariyla talebimin karşılanmasının mümkün olmadığını, ancak ilerleyen günlerde bana ihtiyaç duyulduğunda isteğimin karşılanacağına dair bir mektup yazarak durumu bana bildirdi.  

Devam edecek ...

Anneler Günü

 Yeryüzünün tek geçerli ve kıymetli günü, ANNELER GÜNÜ'dür.

Emek ve Dayanışma Günü


Ülkemizin kalkınması ve geleceği için emeğini ortaya koyan, yüreğinde vatan sevgisi ile çalışıp memleketimize değer katan tüm vatandaşlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum.