Kur’an-ı Kerim’de 328 yerde
anılan insanın, unutan ve gaflette olan bir varlık olarak nazar verildiğine
ilişkin açıklamaları olan Taha suresinin 115 ile 124 arası ayetlerinin mealini paylaşacağım.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın
adıyla.
And olsun ki daha önce Adem’e ahd
vermiştik, fakat unuttu; onu azimli bulmadık. Meleklere: “Adem’e secde edin"
demiştik; iblis’ten başka hepsi secde etmiş, o çekinmişti. “Ey Adem! Doğrusu
bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht
olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne
susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın” dedik. Ama şeytan ona vesvese
verip: “Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanat
göstereyim mi?” dedi. Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvesinden yedi, ayıp
yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular.
Adem, Rabb’ine baş kaldırdı ve
yolunu şaşırdı. Rabbi yine de onun seçip tevbesini kabul etti, ona doğru yolu
gösterdi. Onlara şöyle dedi: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin.
Elbet size Benden bir yol gösteren gelir; Benim yoluma uyan ne sapar ve ne de
bedbaht olur.” Benim kitabımdan yüz
çeviren bilsin ki onun dar bir geçimi olur ve kıyamet günü de onu kör olarak
haşrederiz. O zaman: “Rabb’im! Beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören
bir kimseydim” Der.
Allah: “Böyledir, ayetlerimiz
sana gelmişti de sen onları unutmuştun, bugün de öylece unutulursun” der. İşte
haddi aşanları, Rabb’inin ayetlerine inanmayanları böylece cezalandıracağız.
Hem ahiretin azabı, bu dünya azabından
daha şiddetli ve daha devamlıdır.
Azim olan Allah, ne güzel ve ne
doğru söyledi.