Bugün

Merhabalar.

Dünyada nerede olduğumuza bağlı olarak gökyüzünün 8 ila 14 km. arasında  soluduğumuz hava ile bulutların barındığı  katmana troposfer katmanı diyoruz. Troposfer, atmosferin yere temas eden en alt katıdır. Bu katmanda yerden yükseldikçe sıcaklık düşer. Gazların en yoğun olduğu kattır. “Tropos” değişim demektir. Bu katman adını, atmosferimizin bu bölümünde sürekli değişen ve gazları karıştıran hava koşullarından alır. Troposferle ilgili bu kadar bilgiyi paylaştıktan sonra asıl konumuza dönebiliriz.

Dün ve bugün hava rüzgarlı olmakla birlikte bulutların bulunduğu troposfer tabakasındaki rüzgar ne kadar güçlü esiyorsa sürekli bulutları batıdan doğuya doğru çok hızlı bir şekilde sürüklüyordu. Dışarıda güzel ve ferah bir bir bahar havası kokusu vardı. Bu koku, memleketimin bahar aylarında teneffüs ettiğim bahar kokusuna o kadar benziyordu ki, her nefes aldığım da kendimi memleketimde hissediyordum. 

Rüzgarın sayesinde bulutlar güneşle sanki köşe kapmaca oynuyorlardı. Bulutlar, bazen güneşin bize dönük yüzünü bizden saklıyorlar, bazen de önünü açarak cömertçe ışıklarını bizlere göndermesini sağlıyordu. Bazen de çok parçalı bulutların arasından güneş bize kaş göz eder gibi bir görünüp bir kayboluyordu. Gökyüzündeki rüzgar, bulut ve güneş üçlüsünün hareketlerinden oluşan bu keyifli manzaranın seyrine doyum olmuyordu. 

Halen ben bu yazıyı yazarken troposfer katmanındaki rüzgar, bulut ve güneş üçlüsünün dansı devam ediyordu. Güneye bakan çalışma odamın penceresinden bir taraftan yazıyı yazarken, bir taraftan da bu üçlünün dansını seyretmeye devam ediyordum. Rüzgarın kovalamacasıyla büyük bir hızla batıdan doğuya doğru akın eden parçalı bulutların arasından güneşi görürken, mavi gökyüzü de sanki parçalanarak bölgelere ayrılmış bir gökyüzü haritasını andırıyordu.

Selam ve Saygılarımla.

Yorum Gönder

10 Yorumlar

  1. Sahi dün çok kuvvetli rüzgar vardı, ben balkona çıkamadım, buz gibi esiyordu, bugün yine rüzgarlı ama dünkü kadar değil. Bir ara çamaşır astım balkona dondum:) Bücürük yani kedim bile balkona gelmesiyle, kaçması bir oldu üşüdü:))))
    Fotoğrafı , o anı çok güzel yakalamışsınız. Elinize sağlık.
    Selamlar, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Müjde Dural.
      Ziyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim. Şu anda bulut hareketleri azaldı gibi, ama bunun arkasından beklentimiz yağışların gelmesidir.
      Balkonunuz kuzey yönüne bakıyorsa, Keçiören'nin soğu şiddetli olur. Bücürüğün üşüdüğü için geri içeri kaçması doğaldır.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    2. Balkonum batıya bakıyor ama Keçiören hatta Ankara gerçekten bazen çok dondurucu oluyor:( kışın kedilere, köpeklere çok üzülüyorum o yüzden, tir tir titriyorlar, aç, susuz. İnsanlar en azından bir yere sığınıyor.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
    3. Merhabalar.
      Rusyanın -30 derece soğunda hasta olmazsınız, ama Ankara'nın -10 derece soğunda hasta olursunuz. Ankara'nın ayazı, klima gibi çarpıyor insanı. Kediler ve köpekler içgüdüleri ile kendilerini soğuktan koruyacak bir yerlere sığınabiliyorlar. Ben memlekette çok eskiden bahçemizdeki söğüt ağacının altında soğuktan donarak ölmüş serçeler görürdüm. Evet onlarda birer canlı ve yaşama ve barınma hakları var. Onların bilhassa böyle kışları çok çetin geçen yerlerde donarak öldüklerine şahit oluyoruz.
      Cenab-ı Allah, böyle zor durumda kalan tüm canlı mahlukatın yardımcısı olsun.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Merhabalar Deeptone.
      Ziyaret ve yorumunuz için müteşekkirim. Hava düzelmesine düzeldi ama, biz insanların havası bir türlü düzelmiyor. Bu gidişle düzeleceğe de hiç benzemiyor. Bizleri üzen ve canımızı sıkan şeylerden uzak durursak, halet-i ruhiyemiz şeker gibi oluyor. Uzak duramazsak iç dünyamızdaki kimyasallar ters tepkimelere girince organlarımızı zehirliyor ve zarar veriyor.
      Eğer bu durum böyle sürekli devam ederse, vucüdumuzun bir yerinden hastalık olarak hortluyor ve bizi bitap düşürerek sonumuzu hızlandırıyor.

      Kanser vakaları o kadar çok arttı ki, ben eşimle birlikte kanseriz. Memleketimde tanıdığım çevremin çoğunluğu kanser ve devamlı da yeni yeni kansere yakalanmış vakaların bilgilerini alıyoruz.

      Cenab-ı Hakk, biz kullarına merhamet etsin. Zaten fani dünyada üç gün olan ömrümüzü de böyle hastalıklarla ve acılarla geçirmeyelim. Dinlerin ortak özelliği, insanların dünya ve ahiret mutluluğunu temin etmek olarak tarif edilirken, dinlerin insanları birbirlerine düşman ettiklerini yaşıyor ve görüyoruz.
      Artık birbirimize dileyeceğimiz en kıymetli duygu ve düşünceler sağlık, huzur ve mutluluk olmalı. Ben de bu vesile ile size selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler dilerim.

      Sil
  3. Merhaba Recep Bey...
    Yazınız, bir çok kişinin bakıp göremediği, hissetmediği, kendi iç dünyasından başka bir alemin varlığının farkında olmadığına isabetli bir paylaşım olmuş. Ben buna anı yaşamak derim.
    Yeryüzünde nasıl ki herşeyin bir düzeni varsa, gökyüzünün de bir düzeni var. Rüzgar, bulut ve güneş üçgeni, birbirini tamamlar. Biri olmazsa zincir kırılmış demektir. Rüzgar, ağırlaşmış havayı dağıtır, bulut, eksiğimiz olan suyu sağlar, güneş " yüzümü görünce kıymetimi bilin, vitamin deposuyum " der. :)
    Ben ne zaman semaya baksam aklıma hep bunlar gelir.:)
    Elbette gökyüzünde olanların özellikleri saymakla bitmez. Bakınız, yazarken bile gözünüzü üçlünün dansından alamamışsınız. Doğanın büyülü gücü bu olsa gerek.
    Troposfer hakkında verdiğiniz bilgi için de ayrıca size teşekkür ediyorum.
    Sağlık dolu, keyifli anlarınız olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Nazlı Toaç.
      Ziyaretinize ve zengin içerikli değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Evet sizin de buyurduğunuz gibi, o günlerde ben anı değerlendirip, anı yaşadım. Tabiatın gücüne şahit oldum. Bir taraftan da her şey bizim ihtiyacımıza göre öyle güzel yaratılmış ki, tüm bunların teadüfen bir araya gelmesi mümkün değil. Her şey hesap kitap işi yaratılarak bir araya getirilmiş.
      Selam ve saygılarımla birlikte en Güzel'e emanet olun. Sağlıcakla ve esen kalın.

      Sil
  4. Recep bey yazınız çok bilgilendiriciydi, teşekkürler. Ayrıca yazıya eklediğiniz fotoğraf beni çok etkiledi. İki bina arasından görünen gökyüzü, bulutlar, bulutların arasından görünen ışık hüzmeleri, çam ağacı.. fotoğrafa baktığımda içimden şu cümle geçti "Bak, dünyamız ne güzel aslında".
    Yeni yılın sevdiklerinizle sağlıklı, huzurlu ve bereketli geçireceğiniz günler getirmesini dilerim.
    Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Momentos.
      Ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Dünyamız gerçekten çok muhteşem ve bir o kadar da güzel. Buraya kadar bir sıkıntı yok! Bu dünyayı böyle yaşanmaz ve çekilmez hale getiren biz insanlarız. Bu dünyaya ne yapıldıysa biz insanlar yaptık. Daha bundan sonra da kim bilir nelerle ve ne kadar zarar verilecek şu anda bunu bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey varsa, dünyayı çok hor kullanmakla birlikte dünya da çok çabuk deforme olmaya başladı. Kim bilir, belki de kıyamet denilen yok oluş senaryosunun gerçekleşebilmesi için, olması gerekenler oluyordur.
      Yeni yılın sevdiklerinizle birlikte size sağlık, huzur ve mutluluklar getirmesini, giden yılı aratmamasını, savaşsız bir dünya ile birlikte barış ve kardeşliğin yeniden tesis edilmesini Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*