Merhabalar.

Gençliğimizdeki ramazan günlerinde iftar vaktinden sonra akşamdan başlayıp, sahur vaktine kadar kahvelerde ramazan ayı geleneği haline getirilen tombala çekilirdi. İftarını yapan genç ve orta yaşlı herkes teravih namazı kılmak için camiye değil, tombala oynamak için kahveye koşarlardı. Ben de mahalledeki arkadaşlarımla beraber teravih namazı kılmak için camiye değil, tombala oynamak için kahveye koşardım. O zamanlar ne vakit namazlarını kılardım, ne de teravih namazını. Sahur vakitlerine kadar kahve kahve gezip tombala oynardık. Gerçekten bu tombala oyunu da çok heyecanlı olurdu. İşin içinde kumar var ya, işte bu nedenle tombala oynamak insana zevk ve heyecan verirdi. 


Kahvelerde iki masayı birleştirip onun üzerine bir masa ile bir sandalye yerleştirirler ve tombalayı çekecek olan okuyucu, bu yüksekçe yere çıkar elindeki bir bez torbadan 1'den 90'a kadar olan numaraları tek tek çeker ve yüksek sesle her numaranın kendine özgü tanımıyla birlikte okurdu. “Koca cıngıllı doksan, gavur penceresi dört, tavşan ayağı iki, baştan başladık bir, tam hedeften vurduk oniki, bülbül gözü ellibeş, civelek numara beş, uğursuz rakam 13” gibi. Kahvelerdeki tüm masalar tıklım tıklım dolardı. Tombala oynamak için kahvelerde yer bulamazdık. Gecenin ilerleyen saatlerine doğru kahve milleti şansını kırmak için kahve kahve gezerdi.

Tombala çekilmeye başlandığı anda kahvedeki milletten çıt çıkmazdı. Sadece taze doldurulmuş tavşan kanı çayların bardak ve kaşık şıkırtıları duyulurdu. Tombala oynayacak kişilere kartları dağıtan bir görevli olurdu ve verdiği kart başına bir ücret alır, çinko ve tombala yapanlara da kazandıkları parayı öderdi.

Kartların üzerine yerleştirilmiş üç sıra numaralardan herhangi bir sırayı tamamlayana “birinci çinko”, iki sırayı tamamlayana “ikinci çinko” ve bütün numaraları kapatana da “tombala” ücreti ödenirdi. Numaralar okundukça önümüzdeki kartlardan gözümüzü alamazdık, tüm nefesler tutulmuş bir halde okunacak numaranın kartımıza isabet etmesinden başka bir şey düşünmezdik. Sadece oyuna konsantre olmuş bu kahve milletinden tık çıkmazdı.

Tombala oyunu, İtalya'nın güneyindeki şehirlerde eldeki kazancı yükselterek hayır yapmak ya da gelir elde etme amaçlı olarak çıkmış. Tombala kelimesi de İtalyanca olup, “tombola”dan dilimize “tombala” olarak geçmiştir.

Çok geçmeden yine bir ramazan ayında şans oyunu değil, kumar sayıldığı için,  ilçedeki kahvelerde tombala oyununa yasak getirilmişti. Yılını tam olarak hatırlamıyorum ama, o yıldan sonra ilçemizdeki kahvelerde bir daha hiç tombala oynanmamıştı. Kahve milleti, yine ayağını kahveden kesmedi, bu sefer de domino, okey ve diğer kağıt oyunları ile vakit geçirmek üzere kahveleri doldurdu. Ben bu oyunları hiç sevmediğim için, kahveden ayağımı kesmiştim. Daha sonraki ramazan aylarında camilerde teravih namazlarına devam ettik. İyi ki kahvelerde bu tombala oyununa yasak getirildi. Aksi halde, bizlerin kahveyi terk edip teravih namazlarına gideceği yoktu...

Selam ve dualarımla.
Recep Altun