Aile Dayanışması

Aile Dayanışması-Karadağ
Tuval Üstü Yağlı Boya
Ebat:100x60 cm.
Sanatçı: Nazlı Toaç
Merhabalar.

Bu paylaşımda değerli Blogger arkadaşlarımızdan Nazlı Toaç'ın tuval üzerine yaptığı yağlı boya resimlerinden birini ele alarak resim sanatı konusunda kaleme aldığım mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum. Blog arkadaşımızın yağlı boya resim çalışmaları konusunda çok yetenekli biri olduğuna dikkatinizi çekerek hemen mektubuma başlamak istiyorum. 

Resim sαnαtı, duygu ve düşüncelerin estetik kurαllαr çerçevesinde farklı renk ve tonlαr kullanılarak kαğıt, bez, mukαvvα gibi zeminler üzerine kαlem yα dα boyαlαrlα resmedilmesidir. Resimde önemli olαn duygu ve düşüncelerin estetik bir çerçevede αktαrılmαsıdır. Kullanılacak çizim yöntemi, αrαç, boyα, mαlzeme tamamen işlenecek duygu ve düşünceye göre belirlenir. 

Sanat eserleri onu izleyene estetik bir haz verir. Sanatçı kendi hissettiklerini sunar izleyiciye. Bir sanat eserinin temel görevi izleyicide estetik algılar oluşturmasıdır. Sanatçı ürünü mutlaka bir estetik tavırla ortaya çıkarmaktadır. Bu yüzden her sanat eserinde mutlak estetik bir tavır vardır. Çünkü sanatçı ürünü ortaya çıkarırken kendi hayal gücü, kaygıları ve konuyu ele alış şekli ön plandadır. Diğer bir yandan ortaya çıkan sanat eserinin en önemli özelliği tek olmasıdır. Çünkü sanat eseri oluştururken aynı yaklaşımlar bir daha oluşmamaktadır. Sadece o eseri oluştururken ortaya çıkan duygular vardır. Bu da bize o eserin nasıl bir hayal gücünün ürünü olduğunu gösterir. 

Ancak, bir resmi anlamaya çalışmak ve değerlendirmek için gerekli olan eleştiri yöntemini kullanmadan önce, resmin kimlik bilgilerini içeren ikonografik açılımını yapmak gerekir; zira bir eseri sınıflandırmak, incelemek ya da eleştirmek için eserin kimlik bilgilerini içeren ikonografik açılımı oldukça önemlidir. ikonografik açılımda; resmin adı, tekniği, boyutu, yapıldığı tarih ve orijinalinin nerede (hangi müzede) bulunduğu kimlik bilgilerini tanımlayan unsurlardandır. Bunların yanı sıra; resmin sanatçısının kim olduğu, resmin konusu ve resmin ait olduğu dönem özelliklerinin bilinmesi, yapılacak inceleme için bir başka önemli ipuçlarıdır. 

Sanat eseri nasıl yorumlanır sorusu, o sanat eserinin tarzını; üretildiği dönemi, sanatçısının yaşama bakışını içerir. Yani eser yorumlanırken, bu unsurların göz önüne alınması gerekmektedir. Her eser, üretildiği dönemin sanat anlayışından ve sanatçısının düşüncelerinden izler taşır. Sanat dönemlerini bilmek, sanatçıları tanımak, eserlerin yorumlanmasında kolaylık sağlar. 

Sanat eserleri yorumlanırken, renkler oldukça büyük önem taşır. Çünkü aslında her rengin bir anlamı vardır. Örneğin, kırmızı hırsı, öfkeyi ve tutkulu aşkları ifade eden bir renktir. Buna karşılık mavi tüm dünyada barışı temsil eder. Bununla beraber, huzurun ve içsel dinginliğin rengi olarak tanımlanır. Renkler yalnızca resim sanatına özgü değildir. Edebiyatta da kullanılabilir. Bunların anlamlarını bilmek, eserleri doğru yorumlamak için önemli bir detaydır. 

Resmin plastik analizine gelince, bu iş beni aşar. Neden derseniz? Diğer bir anlatımla resme biçimsel yaklaşma olarak da değerlendireceğimiz resmin kompozisyon ve kurgusu, resim yüzeyinin çizgisel organizasyonu (yön), denge, ve form, renk, ışık, mekan ve zaman gibi biçimler, plastik analizinin başlıklarını oluşturmaktadır. Bu inceleme ve yaklaşım da resimden çok iyi anlayan uzmanların işidir diyorum. Çünkü bizler resme sadece bakarız ve ne gördüğümüzü anlamaya çalışırız. 

Tabloda: Bir kişi elindeki tırpanla otu biçerken, iki kişi tırmıkla biraraya getiriyor; küçük çocuk tırmıkla toplanan otu yaba ile yığının üzerine atıyor, bir genç kız da çiğneyerek balya yapmaya çalışıyor. Bu tabloda Karadağlı bir ailenin kollektif dayanışmasını görüyoruz. Hani "Bir elin nesi var, iki elin sesi var" atasözü gibi. Herkes gücü ve imkanı nsipetinde çalışmalı; üretken olmalı. Bana göre, bu tabloda verilmek istenen mesaj budur. 

Selam ve saygılarımla.

Yorum Gönder

16 Yorumlar

  1. Tabloyu ben de çok beğenmiştim. :) Sanat ve resim hakkındaki bilgilendirmeniz için teşekkürler. Dolu ve faydalı bir içerik olmuş. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ziyaret ve yorumunuz için teşekkür ederim. Bu arada ben de resim sanatı ile ilgili bazı konuları öğreniyorum. Çünkü, resim okumayı mektup okuma gibi çok seviyorum.

      Sil
  2. teşekkür ederiz :). ikonografi, arkeolojide de var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deeptone.
      ziyaret ve yorumunuz için teşekkür ederim. İkonografinin arkeolojide de olduğunu ben de öğrendim. Bunlar aslında hem güzel, hem de keyifli konular.

      Sil
  3. Geliştirici bir yazıydı, sadece bakmayıp görmenin de gerekliliğinin altını çizen ve hatta zorunlu kılan tadı şahaneydi... elinize sağlık ve teşekkürler Recep Bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraneros.
      Ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim.
      Görmekle bakmak arasındaki fark...
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  4. Aaa! Çok beğendim. Nazlı hanımı tebrik ediyorum, eline sağlık olsun. ♥ Gerçekten güzel bir eser. Ben sadeliğine, renk uyumuna, ayrıntılara bayıldım. İnsanın gözünü yormayan güzel renkler, güzel tonlar, birbirine yakışır tonlar kullanmış. Bakınca huzur veren bir havası var. Çalışanlara da dikkat ettim çiftçi ama şapkaları, giysileri, yüz ifadeleriyle şehirli, kültürlü, bilgili, görgülü bir havaları var. Bu da hoşuma gitti. Son derece yetenekli ve tekniği kuvvetli. Takibimde bir blog değildi sanırım hemen takibe alıyorum.
    Selamlar, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bücürükveben.
      Ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim.
      Evet Nazlı hanım kızımız resim sanatında çok kabiliyetli biri. Ben de paylaştığı resimleri gördüğüm de çok beğenmiştim. Kendisine de söylemiştim, beğendiğim resimlerinizden ilham alarak bazı konular üzerinde paylaşımlar yapabilirim diye, o da resimlerini paylaşmama izin vermişti.

      Tırmıkla çalışan iki bayan da yaşlı ve aynı zamanda onlar bir Avrupalı. Medeni insanlar ve aile dayanışması örneğini sergilemişler.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    2. Tekrar bilgilendirdiğiniz için teşekkür ediyorum Recep Bey, ben de pek Türk köylüsüne benzetmemiştim ama söylersem yanlış anlaşılırım hani "Türkiye'de böyle Avrupai görünümlü çiftçi yok mu ülkeni küçümsüyor musun?" gibi anlaşılır diye çekindim:))))inşallah bizim de bir gün tüm çiftçilerimiz bu tablodaki gibi olsunlar diye dileyeyim. Medeniyet başka şey.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
    3. Bücürükveben
      Evet çok haklısınız. Yanlış anlaşılmamak için, hepimiz ne kadar gayret sarfettiğimizi biliyorum.
      Selamlar.

      Sil
  5. Merhabalar...
    Sanat, bu kadar mı muazzam tarif edilir...Siz bunu hakkıyla tarif etmişsiniz Recep Bey. Üzerine eklenecek başka söz bulamıyorum. Ben sanatçıyım deyip de bu bilgilerden bi'haber olanlar öyle çok ki.
    Sanatın hangi dalı olursa olsun, sözcükleri dile gelmeyen bir hikaye barındırır. Bu hikayeleri görebilen, hissedebilen ise gerçek sanatseverdir.
    Siz resme sadece bakmıyorsunuz, derinlemesine de inceliyorsunuz. Bu tabloma getirdiğiniz yorumları okurken inanın resim benim değil de sanki sizin fırçanızla oluşmuş gibi geldi bana.
    Bir boyacı ( kendime boyacı diyorum ) olarak sanata olan ilginizi çok takdir ediyorum. Hem tablomu paylaşmanıza hem de sanata olan değerli bakışınız ve harika yorumlarınıza sonsuz teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
    Emeğinize ve gönlünüze sağlık olsun.
    Saygı ve selamlarımla, mutlu günler diliyorum size.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nazlı Toaç
      Ziyaretinize ve yorumunuza teşekkür ederim.
      Edebiyat, müzik, resim ve heykel sanatlarına hem ilgi duyuyorum, hem de seviyorum.
      Ben de sizin fırçanızı takdir ediyorum. Blog sayfanızda paylaşacağınız resimlerinizi takip etmeye devam edeceğim. Blog dünyasına, bazı uzun ya da kısa ara vermelerim olabilir, bu sizi endişelendirmesin.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  6. Tablonun adı da öyle güzel belirlenmiş ki. Bazı sözcükler kullanırken insanın içini ısıtıyor, umut veriyor. " Aile Dayanışması" tablosu ilk bakışta bana eşimin doğduğu yer, Mersin'in Arslanköy Beldesini hatırlattı. İnsanları çok çalışkandır. Sabah çok erkenden kalkar, bahçeye, harmana çalışmaya giderler. Erkekler ve kadınlar birlikte çalışırlar. Okuma oranı da çok yüksektir. Mersin'de yaşadığımız yıllarda yazlar çok sıcak olunca deniz seviyesinden 1500 m. yükseklikteki Arslanköy Yaylası'na çıkardık.
    Sayenizde Nazlı Toaç Arkadaşımızı daha derinlemesine tanıdık. İçten ve anlamlı yorumunda yazdığı "Ben kendime boyacı diyorum " cümlesi bile onun mütevazı kişiliği hakkında ne güzel fikir veriyor. Üretkenliği yıllarca aynı naiflik ve incelikle sürsün diliyorum.
    Paylaşımınıza çok teşekkür ederiz.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makbule Abalı Öğretmenim.
      Ziyaretinize ve yorumunuza teşekkür ederim.
      Aile dayanışmasına bu günlerde öyle çok ihtiyacımız var ki, zamanlaması çok yerinde ve güzel bir paylaşım oldu diye düşünüyorum.
      Selam ve saygı ile.

      Sil
  7. Nazlı Toaç gerçektende çok yetenekli bir kadın. Bir resminin altına becerisiyle ilgili övgüler yardırırken bana istersen sende resim yapabilirsin demişti bence cevabı bile onun ne kadar mütevazı olduğunu gösteriyor. Muhteşem bir eser sizin yazma yeteneğinizle birleşince çok güzel bir sarman ortaya çıkmış. Sanat Tarihi dersindeymiş gibi hissettim. Hislerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dear Monarosa
      Ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim.
      Evet Nazlı hanım kızımız, her ne kadar kendisini mütevazi kişiliğinden dolayı "boyacı" olarak tanımlasa da, o gerçekten yetenekli bir resim sanatçısıdır.
      Selam ve saygı ile.

      Sil

*YORUMLARINIZ HEMEN YAYINLANIR*