Her bloggere blog yazarken konularınızı nereden ve hangi alanlardan seçersiniz? Diye bir soru ilettikten sonra bir blogger olarak ben de bu soruya şöyle bir yanıt vermek istiyorum. Yaşamın her kesiminden. Yaşantılarımız, anılarımız, düşlerimiz, gözlemlerimiz, okuduklarımız... Bizler için birer konu alanıdır. Bu kaynaklardan seçtiğimiz bir konuyu işlerken, aynı zamanda değişik kaynakların da verileriyle bezeriz.

Gelelim ikinci sorumuza. Konu mu bizi seçer, biz mi konuyu seçeriz? Özellikle öğrencilik yıllarımızda okul içi yazma çalışmalarında, konuları biz seçmeyiz. Genel bir deyişle konular bizi seçer. Bazen de konumuzu bize içinde bulunduğumuz durumlar seçtirir. Bu soruya siz nasıl bir cevap verirsiniz bilmem ama; bazen konu bizi, bazen de biz konuyu seçeriz. 

Konunun seçilmesi, yazarlar için de söz konusudur. Hepimizin bildiği gibi yazar, birçok olaylara toplum adına tanık olan insandır. Bu tanık olma görevini ona, kimi durumlarda konunun yapısı ve niteliği yükler. İster istemez yazar, o konuyu seçme zorunluluğunu duyar.

Çoğunlukla konuyu seçmekte özgür değiliz ama, onu dilediğimiz biçimde sınırlar ve yorumlayabiliriz. Konuyu sınırlama, yazmada başarıyı sağlayan temel unsurdur. Konu sınırlandırılamazsa, ortaya koymayı amaçladığımız düşünceler görünürlük kazanmaz ve söyleyeceklerimiz genellemeler olmaktan öteye gitmez. Ayrıca yazımızda güçlü bir bütünlük sağlanmaz, bölük pörçük olur. 

İyi bir konu, her şeyden önce kendimiz ve okuyucumuz için çok ilginç olmalıdır. İlgi duymadığımız ve kendimizi veremediğimiz bir konuda yaratıcı olamayız. Yazarın yaratma gücünü, yöneldiği ilgi alanları da etkiler. Bu niteliği yanında iyi bir konu, açık olmalı, zorlanmadan işlenip geliştirilebilmelidir. Buna konunun inandırıcı olma niteliğini de katmalıyız. Ele aldığımız konunun doğruluğuna kendimiz inanmalıyız ki, başkalarını da inandırabilelim. İyi bir yazar olmada konu için sayılanların etkisi büyüktür; bu nitelikler, hem iyi yazmanın hem de iyi bir yazarın nitelikleridir. 

Her yazıda bir amaç vardır. Bu, bizi yazmaya iten, okuyucumuza vermek ya da iletmek istediğimiz temel düşüncedir. Gerçekte konu, bu düşüncenin aktarılmasında bir araç görevindedir. Amacımızı belirleyen cümleye de anafikir cümlesi denir. Söyleyeceklerimize genellikle bu cümle yön verir. Anafikir cümlesinin yazıda belli bir yeri yoktur. Yazının başında, ortasında ya da sonunda verilebileceği gibi, tümüne sindirilmiş de olabilir. Sizin anlayacağınız anafikir cümlesi, yazarın tutumuna bağlı olarak yazı içinde yerini alır.