Kan ve Gözyaşı


Cenab-ı Hakk, ülkemizi yeniden kana ve gözyaşına boğanlar ile müsebbiplerini helak etsin inşAllah!..

İzleyiciler Eklentisi


Benim izleyiciler eklentim çalışmıyor. Acaba sizinki çalışıyor mu? İzleyiciler eklentinizin çalışıp çalışmadığını hiç kontrol ettiniz mi? Benim izleyiciler eklentisine "Sabahattin" isimli bir kardeşimiz katılmış ve profil simgesini bırakmış. 278'nci üye arkadaşımın profil bilgilerini görmek için simgesini tıkladığım da izleyiciler eklentisi aşağıda görüntüsünü verdiğim şekle dönüşüyor, yani kişinin profil bilgilerini açmıyor.


Dolayısıyla ne eski üyelerin, ne de yeni üyelerin hiçbirinin profil bilgilerine ve blog sayfalarının "URL" adreslerine ulaşamıyorum. 

Sizden istirhamım, eğer sayfanızda "izleyiciler eklentisi"ni kullanıyorsanız, üyelerden birinin profil simge resmine tıklayın, tıkladığınız üyenin profil bilgilerine ulaşacak mısınız, yoksa sizin eklentiniz de benimki gibi bir şekle mi dönüşecek merak ediyorum doğrusu.

İki Dirhem Bir Çekirdek


Merhabalar.

Bu gün, gündemden çıkarak, Pazar gününe yakışacağını ümit ettiğim, zarif bir nükteden bahsedeceğim. 

Giyim kuşamına özen göstermiş, şık ve süslü kıyafetleriyle dikkat çeken insanlar hakkında sık sık "iki dirhem bir çekirdek" sözü kullanılır. Bu yakıştırma ağırlık ölçüsü olarak okkanın kullanıldığı eski devirlerden kalmadır.

Belki biliyorsunuz, bir okka, bugünkü ölçülerle 1283 gram tutar. Okkanın dört yüzde birine, dirhem adı verilir. Dirhem, daha ziyade hassas teraziler için kullanılan bir ağırlık ölçüsüdür. Ancak sarraflar dirhemden daha hassas ölçümler için bir ağırlık birimi daha kullanırlar. Buna çekirdek denir ki, toplam beş santigram karşılığıdır.

Eski devirlerin en kıymetli parası olan bir Osmanlı altını, toplam iki dirhem ve bir çekirdek ağırlığa sahiptir. Bu durumda süslenmiş, şık ve zarif kimselere, "iki dirhem bir çekirdek" yakıştırmasında bulunanlar mecaz yoluyla onlara altın demiş olurlar ki, pek zarif bir nükte olarak kullanılmasında isabet buyurmuşlar.

Selam ve dualarımla.
Recep Altun

Eller Değil Gönüller Titresin

Temsili Fotoğraf

Merhabalar.

15 Mart 2011 tarihinde başlayan Suriye iç savaşından bu yana ülkemize sığınan Suriye'li mültecileri her yerde görmek mümkün. Kendimi bazen onların yerine koyarak empati de yapıyorum. Ülkemizde de (Allah korusun!) böyle bir iç savaş çıkmış olsaydı, bizler ne yapardık diye hep düşünmüşümdür. Yerleşim yerlerindeki metruk binalar ve terk edilen gecekondular Suriye'li göçmenlerin barınağı oldu. Kucaklarında çocukları ile kaldırımlarda dileniyorlar. Bu zamana kadar kaldırımlarda dilenen hiçbir Suriye'li göçmene sadaka vermemiştim. Gazete almaya gittiğim güzergah üzerindeki kaldırımda kucağında çocuğu ile dilenen Suriye'li göçmenlere hep bakar geçerdim. Bu gün yine gazete almaya giderken kaldırımda yine aynı Suriye'li göçmeni gördüm ve baktım;ellerimin değil de gönlümün titrediğini hissettiğim için, ona bir sadaka verdim. Sizler de böyle bir tablo ile karşılaşırsanız bakın, elleriniz değil de gönlünüz titriyorsa, sadaka vermekten asla imtina etmeyin. 

Suriye iç savaşının dört yıldır ülkemize yansıması sadece 2 milyonu aşkın mültecinin gelmesi değil, Suruç'taki alçakça saldırı ile Suriye'deki tarafların "savaşı" bombalı saldırılar ve yabancı savaşçılar üzerinden Türkiye'ye taşımasıdır.

Artık şu iyice anlaşılıyor ki; Suriye'deki bu iç savaşın varlık sebebi ne Sünnilerin ne de Nusayrilerin iyiliğidir, bu savaş sürmelidir, uzamalıdır, böylece gelecekte en az iki parçaya ayrılacak Suriye'nin Batı'nın ve İsrail'in menfaatlerine en ufak bir kabiliyeti kalmasın, bütün okulları, camileri, hastahaneleri, kamu ve özel yapıları, yolları barajları yıkılsın, dinamik nüfusları azalsın, İslamcıları telef olsun, Nusayrileri İsrail'e baş kaldıramaz hale gelsin...

Savaştan kaçarak ülkemize sığınan bu insanların bir suçu yok. Onları bu hale getiren başta Batı ve İsrail'in işbirlikçi düzenleri ve bu düzene alet olan o ülkenin iktidarlarıdır. Suriye, Irak, İran, Mısır, Libya ve Türkiye gibi kutuplaşmaların, ayrışmaların, zıtlaşmaların ve bölünmelerin ülkesindeki iktidarlar; taşıyıcı, kuşatıcı ve kavrayıcı olmak zorundadırlar. Böyle bir ülkenin yönetilmesi için gerekli şartları üretmek ve uygulamak ta öncelikle iktidarlara düşer.

Selam ve dualarımla
Recep Altun

Memleket İsterim















Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.


Cahit Sıtkı TARANCI

Hepimiz aynı memleketi istemiyor muyuz?..

İmrahor Vadisi

Ankara’nın güneydoğusunda bulunan İmrahor Vadisi, güneyinde Eymir Gölü, kuzeyinde Mamak viyadüğü arasında kalan, önemli rekreasyon alanlarından birisidir.



Ankara’nın en önemli yeşil alanlarından birisi olan vadi, bir zamanlar inşaat atıklarının atıldığı bir çöplüktü. İmrahor vadisi üzerinde turizm ve ticaret kullanımı ağırlıklı yapılaşmayı öngören imar planları Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi‘nin 16 Ocak 2015 tarih ve 155 sayılı kararı ile 650 hektarlık alana ilişkin plan 5 Şubat 2015 günü ilan edilmiştir.


söz konusu plan ile bir kördüğüm haline gelen ve beton yığınına dönen bir kaç sermayedarın kar etmesi amacıyla Ankara, Ankaralılar için iyice yaşanmaz bir hale getirilmektedir.


Mogan, Eymir ve İmrahor vadisinin birlikte ele alınacağı bir projeyle Ankara'ya nefes aldıracak ve bu bölgenin katma değerinin birilerinin cebine gitmesine müsaade edilmeyerek, yok edilmek istenen bu doğal çevrenin, belirli bir kesimin değil; tüm Ankara'lıların hizmetine sunulması gerekirdi.


İmrahor Vadisinde inşaatları devam etmekte olan Sinpaş'a ait yapıları görmektesiniz.

Fıtır Bayramı


"Fıtr" kelimesi yarmak, yaratmak, ilk yaratılış durumu, orucun sona ermesi gibi manalara geliyor. Bizim "Ramazan Bayramı" dediğimiz bayramın da asıl adı "Fıtır Bayramı"dır; çünkü bu bayramın bir manası da oruç ibadetini başarı ile yapan müminlerin oruçlarını açtıkları, böyle bir ibadete muvaffak oldukları için Allah'a şükrettikleri, O'nun lütfettiği maddi ve manevi nimetlerle mutlu oldukları, bu mutluluğu sevinç ve nezih eğlencelerle de gösterdikleri, bu güne mahsus maddi yardım (fıtır sadakası) ile nimeti paylaşarak neş'e ve sevinci yaygın hale getirdikleri gündür. 

Bugün "büyük ve genel af" günü de olduğu için, günahlarından arınmış müminlerin "dünyaya geldikleri, yaratıldıkları gün"de olduğu gibi tertemiz hale dönmelerinin, hayat için beyaz bir defter açmalarının insana bahşettiği saadet duygusunu yaşadıkları gündür.

Bu vesileyle Türk-İslam aleminin Fıtır Bayramını kutlar; sağlıklı, huzurlu ve gönüllerince bir bayram geçirmelerini Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim. 

Selam ve dualarımla.
Recep Altun.

Teleferik

Merhabalar.

Ankara ili Yenimahalle ilçesi ile Şentepe semti arasındaki 3.257 metre uzunluğundaki teleferik hattını kullanarak seyahat etme imkanını bulunca fırsatı hemen değerlendirdim ve Keçiören'den 414 nolu Ego otobüsüne binerek Yenimahalle ilçesine gittim. Teleferik yolculuğumuzu Yenimahalle'deki istasyondan başlatmış olduk. 

Yenimahalle İlk İstasyon

 Yenimahalle-Şentepe arasındaki bu teleferik sisteminde tam 106 adet kabin hat üzerinde dolaşmaktadır.

İstasyonlardaki Mekanizma
 Yenimahalle-Şentepe arasındaki bu teleferik hattında 4 adet durak bulunmaktadır.
Teleferikten Bir Görüntü
 Sistem üzerinde 29 adet taşıyıcı direk bulunmakta ve en yüksek direk 67 metre uzunluğundadır.
İstasyon Girişinden Bir Görüntü
 Sistem üzerinde bulunan 4 adet istasyondan (durak) birine yaklaşırken.
Teleferikten Bir Görüntü
 Teleferikten binaların çatılarının nasıl göründüğünü anlatmak için alınmış bir fotoğraf karesi.
Teleferikten Bir Görüntü
 Yine teleferikte seyir halinde iken alınmış bir fotoğraf karesi. Gördüğünüz gibi, şehir sadece beton yığınından ibaret. Oysa yeşil alandan bu beton yığınaklarının hiç görüntüye girmemesi gerekirdi.
Bir İstasyona Yaklaşırken
Bir istasyona yaklaşırken tıpkı bir uçak gibi alçalma eğimini göstermek amaçlı alınmış bir fotoğraf karesini izlemektesiniz. 
Tam Tepeden Bir Görüntü
 Belki de 67 metrelik yüksekliğe eriştiğimiz nokta burası olabilir.
Teleferikten Yine Değişik Bir Yön ve Açıdan Bir Görünüm

Yüksekliğimiz Hakkında Bir Fikir Oluşturması İçin Teleferikten Alınan Bir Görüntü

29 Adet Taşıyıcı Direklerden Birinin Yakın Çekim Görünümü
29 adet taşıyıcı direklerin mekanizmaları hakkında bilgi vermek amaçlı alınmış bir fotoğraf karesini görmektesiniz.

20 Mayıs 2015 tarihinde resmi açılışı yapılarak ücretsiz olarak hizmete alınan teleferik hattı, hala ücretsiz olarak sağlıklı bir şekilde hizmet vermeye devam etmektedir. Her bir kabin 10 kişilik olup, 13,5 dakikalık bir sürede devrini tamamlamaktadır. Bu teleferik hattı 4 duraklı olup, yolcu taşımacılığı için tasarlanıp yapılmıştır.

Selam ve dualarımla.
Recep Altun. 

Değnekçi Terörü


Merhabalar.

Plansız ve proğramsız yapılaşma ve şehirleşmenin getirdiği sıkıntıların hangi birine değineceğiz? hangi birini ele alıp tartışacağız? O kadar çok ki, saymakla tükenmez! Ancak yaşanılan sıkıntı bir cana mal olduğu zaman, günü geçiştirmek babından konuyu ele alıp tartışıyoruz, ama sorun bir türlü çözülmüyor. 

Yer Ankara-Altındağ, Rüzgarlı Sokak. Paralı otopark uygulamasına yeni caddelerin dahil edildiği günün ertesinde, eli silahlı otoparkçılar bir can aldı. 21 yaşındaki Mehmet Karagöz isimli bir genç kardeşimiz, Rüzgarlı Sokak'ta katıldığı eylemde otoparkçıların silahından çıkan kurşunla yaşamını yitirdi. Hayatının baharında yaşamını yitiren genç kardeşimize Cenab-ı Hakk'tan rahmetiyle muamele eylemesini, acılı ailesinin ve Rüzgarlı Sokak esnaflarının acılarının dindirilmesini ve ailesine sabr-ı cemil ihsan eylemesini niyaz ediyorum. Ankara otoparklarındaki değnekçi terörünü de şiddetle ve esefle kınıyorum. 

Ankara otoparklarındaki yaşanan sorunları görmezden gelen başta Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melik Gökçek'e ve meclis üyelerine, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar'a, Ankara Emniyet Müdürü Kadri Kartal'a ve diğer yetkililere sesleniyorum. Sizin yönettiğiniz Başkent'in sokaklarında henüz hayatının baharında olan 21 yaşındaki Mehmet Karagöz'ün canına kıydılar. Bu zamana kadar mafyalaşan otopark konusunda şikayetçi olan kentin sesini duymadınız. Duymanız için illa bir kurban mı vermek gerekiyordu. Tıpkı Somali ve Ermenek maden ocaklarındaki facialar gibi... Bu genç kardeşimizin acısı da kısa zamanda unutulur ve her şey güllük gülistanlıkmış gibi siz yine bildiğinizi okumaya devam edersiniz. Çünkü burası, en az benim de sizler kadar suçlu olduğum, kadrini ve kıymetini bilmediğimiz memleketimiz Türkiye!

Selam ve dualarımla
Recep Altun

Arama Kutusu

Arama Kutusunun Görüntüsü

Merhabalar.

Blog sayfamda paylaştığım yazılarıma tekrar ulaşmak istediğimde, aradığımı bir türlü sağlıklı bir şekilde bulup, sayfama taşıyacak bir arama eklentisi bulamamıştım. Nihayet çok güzel ve doğru çalışan bir arama kutusu eklentisi buldum. Benim gibi sıkıntısı olanlara yardımcı olmak üzere, bu eklentinin kodlarını alacağınız yerin link adresini aşağıya çıkarttım. Sayfasında denemek isteyen kardeşlerim söz konusu "HTML" kodunu buradan alıp sayfalarında kullanabilirler. 

Link adresinden söz konusu kodu tarayıp kopyaladıktan sonra, Blogger kumanda panelinizden giriş yaparak "ayarlar" bölümünden "yerleşim" seçeneğini seçin, "Gadget Ekle" komutuyla sol tarafta açılan eklenti penceresinden "HTML/Java Script" eklentisini seçin ve kopyaladığınız kodu bu eklenti penceresinin içine yapıştırıp kaydederek çıkın. 

Paylaştığınız yüzlerce yazılarınızdan birinin başlığını aramak üzere, eklentiyi yerleştirdiğiniz bölümde yer alan  arama simgesi üzerine bir kez tıklayın, kursörün yanıp söndüğünü gördükten sonra, klavyenizden aranacak ismi girin ve enter tuşu ile işlemi sonlandırın ve harika sonucu kendi gözlerinizle görün.

Selam ve dualarımla
Recep Altun.

Kopyalanacak HTML kodunun Link Adresi:

http://bloghocam.blogspot.com/2013/04/bloggera-sk-css-arama-kutusu-ekleyin.html


NOT: Kodlar üzerinde ufak tefek değişiklikler yaparak arama kutusunu kendime göre özelleştirdim. Aynı şeyi sizler de yapabilirsiniz.

Doğu Türkistan

Merhabalar.

Çin zulmü altında yaşayan Doğu Türkistan Uygur Türk halkının nasıl bir vahşete ve katliama maruz kaldığını duymayan kalmamıştır. İki bin iki yüz yıllık geçmişi ile Türkistan toprakları, dünyanın en önemli ve köklü medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır.

Türkistan deyince aklımıza Orta Asya, yani ana vatanımız gelir. Siyasi, ekonomik ve askeri yönden Asya’nın en stratejik bölgelerinden olan ve asırlar boyunca hür ve müstakil yaşayan Türkistan, Rus ve Çin devletlerinin tarih boyunca dikkatini çekmiş, açık veya sinsi düşmanlıklarına maruz kalmıştır. Asya ile Avrupa arasında sahip olduğu tarihi ipek yolu, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri yüzünden Rusya ile Çin arasında paylaşılmaz bir ülke haline gelmiştir. Doğu Türkistan, 1760 senesinde Mançur-Çin imparatorluğu tarafından işgal ve istila edildi. Batı Türkistan ise 1876 senesinde Rusya’nın işgaline uğradı.

Doğu Türkistan yeraltı kaynakları bakımından çok zengin bir ülkedir. Ülkenin 5 bini geçen maden ocağında 118 çeşit maden çıkarılmaktadır. Bir başka ifade ile Çin’in toplam maden ocaklarının %85 i Doğu Türkistan’ da yer almaktadır. Doğu Türkistan’ın yeraltı zenginliklerinin başında petrol gelmektedir. Ayrıca Doğu Türkistan da bilhassa Turfan, Aksu, İli ve Yeni Hisar bölgelerinde zengin demir yatakları bulunmaktadır. Zenginlikleri saymakla bitmeyecek Doğu Türkistan da altın rezervi de 18,5 milyon tona ulaşmaktadır. Doğu Türkistan çok zengin bir yer altı ve yer üstü zenginliğine sahip olmasına rağmen, ülkeye sadece bir hammadde deposu olarak bakıldığından sanayi ilerlememiş ve insanları zenginleşememiştir.


Bugün, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın dahil olduğu bölge Batı Türkistan olarak anılmakta, iki asırdır Çin'in esareti altında bulunan bölge ise Doğu Türkistan olarak adlandırılmaktadır.

Türkistan'ın coğrafi ve stratejik olarak taşıdığı önemi anlamak için ise, öncelikle bölgenin iki dev gücü olan Rusya ve Çin'in bu topraklara olan ilgilerini göz önünde bulundurmak yeterlidir. Coğrafi yapının da sebep olduğu siyasi oluşumlar neticesinde bugün Batı ve Doğu olarak ikiye ayrılmış olan Türkistan toprakları üzerinde, Rusya'nın ve Çin'in çok önemli planları vardır.

Doğu Türkistan gerçeği, dünyanın ve Türkiye’nin görmezden geldiği, görmezden gelinmese de siyasi çıkarlar uğruna feda edilen bir gerçek. Dini, milli ve kültürel köklerinden kopartılmak istenen ve gözlerini açtığı andan itibaren “Sincanlı” olduğuna inandırılmaya çalışılan bir tutsaklar ülkesidir Doğu Türkistan.

Çin Halk Cumhuriyeti, Doğu Türkistan’ı hakimiyeti altına alıp bölgeyi “Sincan” (Kazanılmış Topraklar) olarak adlandırdığı tarihten bu yana, Doğu Türkistanlılara yönelik etnik temizlik ve asimilasyon politikası uygulamaktadır. Nitekim Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana 35 milyon Doğu Türkistanlı katledilmiştir.

Doğu Türkistan’da yaşananlara sessiz kalmamak öncelikle bir insani görevdir. Bunun dışında Uygur halkının Türk olması bizlerin ilgisini elbette o bölgeye daha da artırmaktadır. Uygur halkı aynı zamanda Çin tarafından şiddetli baskı altında tutularak namaz kılınması, oruç tutulması ve başörtüsü takılması engellenmektedir. Ramazan ayında şiddet, baskı ve zulüm daha da artmıştır.


İslam alemi 150 yıldır dünyanın birçok bölgesinde benzeri zulüm ve baskılara maruz kalmıştır. Bu zulmün arkasındaki çevrelerin en büyük hedefi, dini, özellikle de müslümanlığı ortadan kaldırmaktır. Bugün Çeçenistan’ın Ruslardan gördüğü zulmü, Doğu Türkistanlılar Çinlilerden görmektedir. Dünya ise bu zulme göz yummaktadır. Doğu Türkistan meselesi sadece Uygurların bir sorunu olarak görülmemeli ve vicdan sahibi insanlar bu meseleyi sahiplenmelidir.

Kızıl Çin tarafından Doğu Türkistan toprakları üzerinde haksız yere yapılan işgali ve Doğu Türkistan soydaş ve dindaş kardeşlerimize yapılan mezalimi, kıyımı, vahşeti ve soykırımı şiddetle ve esefle kınıyoruz. Temennimiz Doğu Türkistan’daki zulmün en kısa zamanda sona ermesi ve soydaşlarımızın barış ve huzur içerisinde hayatlarını sürdürebilmeleridir.

Selam ve dualarımla.
Recep Altun