 |
Süleyman Demirel
|
Demirel'e ülkenin durumu hakkında ne düşündüğü sorulmuş...
Demirel de soruyu yönelten kişiye:
- "Bak sana bunu bir fıkrayla anlatayım da pazar neşesi
olsun" demiş. Demirel'in anlattığı fıkra şu:
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir
kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel
bir koku gelmiş.Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis
bir ördek var.... Karakuşi Kadı, fırıncıya:
- 'Ben bunu aldım' demiş.' Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı
hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:
- 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp:
- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında
fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya
başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...
Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki
hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının
kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp
devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma
müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına
çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş...
- 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikayet etmiş.
Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
- 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?'
Kadı, kara kaplı defterini açmış:
- 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına
gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden
beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. Onun
şikayetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:
- 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek
gözü çıkarıla...
- 'Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?' diye sorunca
Karakuşi Kadı
- 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak,
biz de onun tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikayetinden hemen
vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu düşüren kadının kocasına da Karakuşi Kadı:
- 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni
çocuk koyacak.' Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu
davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi'ye:
- 'Senin şikáyetin nedir bre?' Yahudi bir süre düşündükten
sonra ellerini açmış,
- 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa Sen,
e mi !'
Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen
topluluğa dönerek, kıssadan hisse:
- Ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikayet
edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın mı?